29 gündür açlık grevinde olan Wernicke Korsakoff hastası tutuklu Kemal Özelmalı ile görüşen İHD’li Avukat Zelal Demiray, Özelmalı’nın kamuoyuna “Ölünce değil; şimdi sahiplenin” çağrısı yaptığını söyledi.
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve “Cezaevinde kalamaz” raporu olmasına rağmen serbest bırakılmayan Wernicke Korsakoff hastası Kemal Özelmalı, tahliye talebiyle 29 gündür açlık grevi eyleminde. Özelmalı’yla 23 Eylül’de görüşen İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishane Komisyonu Sözcüsü Avukat Zelal Demiray, Özelmalı’nın durumunun gün geçtikçe ağırlaştığını aktardı.
Demiray, Özelmalı’nın 1990’lı yıllarda ölüm orucu eylemi nedeniyle yakalandığı Wernicke Korsakoff hastalığı nedeniyle İHD Genel Merkezi’nin Ağır Hasta Mahpus Listesi’nde yer alan bir tutuklu olduğunu ifade etti. Özelmalı ile daha önce yaklaşık 1,5 ay önce görüştüklerini dile getiren Demiray, Wernicke Korsakoff hastalığının yanı sıra farklı hastalıkların da nüksettiğini söyleyerek, “Hastalıklar sonucu fiziken çökmüş olduğunu ayrıca algısal olarak da büyük problemler yaşadığını açık bir şekilde gözlemlemek gayet mümkün. Gerek Wernicke Korsakoff hastalığından gerekse de uzun yıllar kalmış olduğu hapishane koşullarından kaynaklı bağırsak ve böbrek sancısı, prostat, idrar tutamama, tat alamama, görmede ve duymada azalma, denge bozukluğu, kol ve bacaklarda uyuşma gibi pek çok farklı rahatsızlık daha kendisinde mevcuttur. Görüşme esnasında kendisinin artık hapishane koşullarına daha fazla dayanamadığını ve eğer durumunda bir düzelme olmazsa açlık grevine başlayacağını tarafımıza iletmişti. Ve bundan kısa bir süre sonra da açlık grevine başlamış olduğunu öğrendik” dedi.
Özelmalı’nın Adli Tıp Kurumu’na sevki için Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi Savcılığı’na başvuru yaptıklarını ifade eden Demiray, yaptıkları başvurunun üzerinden 3 hafta geçmesine rağmen bir yanıt alamadıklarının altını çizdi.
49 kiloya düştü
Demiray, 23 Ekim’de cezaevinde ikinci kez görüştüğünü Özelmalı’nın kendisini tanıyamadığını belirterek durumuna ilişkin gözlemlerini şöyle aktardı: “Wernicke Korsakoff hastalığının en büyük belirtilerinden biri de bellek bozukluklarına sebep olması. Beni tanıyamaması aslında yeni öğrendikleri şeylerin hafızaya kaydedilememesiyle alakalı bir durum. Açlık grevine başlamadan hemen önceki hali dahi iyi değilken, bu denli kısa sürede açlık grevinin yıkıcı etkisi kendini güçlü bir şekilde hissettirmiş. Kilo kaybı gözle görülür şekilde fark edilmekte ve şu anki kilosu da 48 ila 49 civarında seyretmektedir. Keza yine; hareket etmekte güçlük çektiği, sürekli olarak bir yerlere ya da birilerine tutunarak yürüyebildiği, hemen yorulduğu ve kısa sürede nefes nefese kaldığı ve aynı zamanda büyük bir halsizlik hissettiğini de tarafıma aktarmıştır.”
‘Müdahaleyi kabul etmiyor’
Revirdeki doktorun her gün Özelmalı’yı kontrol edip, kilo ve tansiyonunu ölçtüğünü aktaran Demiray, “Doktorların kendisine sürekli olarak; ‘Açlık grevini bırakması gerektiği aksi halde sakat veya felç kalacağı hatta yaşamını yitireceği’ yönünde uyarılarda bulunduğunu belirtti. Özalmalı, bu sebeple hastaneye boşuna götürülüp getirildiğini ve sevklerin mevcut durumundan ötürü kendisi için artık bir eziyet haline geldiğini söyledi. Kendisi sağlık görevlilerine bilinci kapanana kadar asla müdahaleyi kabul etmediğini de belirtmiştir” ifadesinde bulundu. Demiray, Özelmalı’nın yürümekte zorluk çektiği için son zamanlarda hastane sevklerini tekerlekli sandalyeyle gerçekleştiğini ifade etti.
Demiray, 2001’de Özelmalı’nın Wernicke Korsakoff hastalığı nedeniyle Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3’üncü İhtisas Kurulu tarafından teşhisi doğrulanarak, hastalığın organik akıl hastalığı olduğu ve süreklilik kazandığı belirtilip, infazının ertelendiğini anımsattı. Özelmalı’nın hastalığı nedeniyle hala cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin mantıken de izahının mümkün olmadığına dikkat çeken Demiray, açlık grevinin de tahliye talebiyle başladığını hatırlatarak, “Tamamen insani bir talebi olmasına rağmen karşılık bulamayışı elbette ki ölüme terk edildiğinin bir göstergesidir. Kemal Özelmalı’nın da tüm diğer hasta mahpuslar gibi ölüme ramak kala bırakılma ihtimali ise ölüm vakasının hapishanede gerçekleşmemesi için uygulanan bilinçli bir politikadır” şeklinde konuştu.
‘Ölünce değil; şimdi sahiplenin’
Özelmalı’nın tahliye edilmesi için tüm hukuki yollara başvuracaklarını aktaran Demiray şöyle devam etti: “Biliyorsunuz son zamanlarda özellikle erken safhalarda gerekli önlemler alınmadığı için hastalıklarından ötürü hapishanelerde çokça mahpus yaşamını yitirdi. Raporları kaybolduğu için ilacı verilmeyen Halime Gülsu. Kanser teşhisi konulmasına rağmen anca uzun bir süreden sonra o da ağır şartlarda tedavi altına alınan Koçer Özdal. Henüz hüküm giymemiş olmasına rağmen tahliye edilmeyen Musa Gülbeyaz. Yakın dönemde yaşamını yitiren hasta mahpuslardan yalnızca bir kaçı. Kemal Özelmalı’nın kamuoyundan talebi ise; ‘Ölünce değil; şimdi sahiplenin’ diye aktardı.”
MA / Hamdullah Kesen