DiKenT, Bêgirî ilçesinde bulunan Bendimahi Çayı’nın HES ve diğer etkenler nedeniyle kuruma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu
Wan Dirençli Kentler Topluluğu Derneği (DiKenT), Bêgirî (Muradiye) ilçesinde bulunan ve çok sayıda endemik türe ev sahipliği yapan Bendimahi Çayı’ndaki kuruma riskine dair hazırladığı raporu açıkladı. Dernek binasında yapılan açıklamada konuşan Eşbaşkan Fırat Durmaz, Bendimahi’inin kurumayla yüz yüze bırakıldığını söyledi. Durmaz, Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) bu duruma neden olduğunu söyledi.
‘Çay kuruyor’
Bendimahi üzerinde kurulan Ayrancılar HES’inin çayı kurutma noktasına getirdiğini ifade eden Durmaz, “Wan Gölü’ne özgü endemik canlı türlerinin varlığını korumak adına bu akarsuya sahip çıkmak toplumsal bir sorumluluktur” dedi. Çayın debisinin azaldığını ve canlı türlerinin yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Durmaz, kuraklık, küresel ısınma, hidroelektrik santrali ve bilinçsiz tarla sulama faaliyetlerinin bu durumlara neden olduğunu kaydetti.
Durmaz, “Balık göçünün sorunsuz tamamlanması için belirli bir su seviyesine ihtiyaç vardır. Bu seviye ortalama bir metre derinliktir. Özellikle balık göçünün yaşandığı yaz aylarında akarsudan tarla sulama suyu olarak faydalanılmakta, bilinçsiz ve kontrolsüz yapılan bu sulama faaliyetleri yüzünden akarsu kuruma seviyesine gelmiştir” dedi.
‘Balık göçü ve üremesi engelleniyor’
Acil önlem alınmasını isteyen Durmaz, şunları söyledi: “Devlet Su İşleri 17. Bölge Müdürlüğü tarafından Bendimahi çayının 8 kilometresine kurulan sulama regülatörleri, bölge sulama kanallarına su vermektedir. Fakat yerinde yaptığımız incelemelerde, regülatör kapaklarının tamamının kapatıldığı, bu sebeple de akarsuyun kuruduğu, balık larvalarının Wan Gölü’ne ulaşabilecekleri tek yolun kesildiği gözlemlenmektedir. Tarım arazilerinin sulanması düşünülürken balıkların üremesine ve Wan Gölü’nün can damarının akmasına engel olunmaktadır. Wan Gölü’nün endemik canlılarını hedef alan bu uygulama, balık göçünün ve üremesinin önündeki temel engeldir. Tarlaların sulanması ve arazi verimliliği elbette önemlidir. Fakat suyun tamamını kesmek, tarihten miras kalan İnci Kefali balığı ve diğer balık türlerinin göç ve üreme evrelerini tamamıyla engellemek tüm güzellikleri yok etmektedir. Bu da bir insanlık suçudur” diye konuştu.
HABER MERKEZİ