Amed’de, DTK, DBP, TJA ve MED-TUHAD FED öncülüğünde 9 Ekim Uluslararası Komplo’nun yıldönümüne ilişkin MED-TUHAD FED binasında açıklama yaptı: Tecride karşı mücadele Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasiye ulaşma mücadelesidir
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), “Sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla gerçekleştirilecek eylemlere dair açıklama yapıyor. MED-TUHADFED binasında yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamaya Yeşil Sol Parti Amed milletvekileri Serhat Eren, Halide Türkoğlu, Yeşil Sol Parti Amed il örgütü ve çok sayıda sivil toplum örgütü katıldı.
Açıklamayı okuyan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Bedran Öztürk; emperyalist güçlerin komplosuyla 15 Şubat 1999’da tutsak edilen PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, kişiye özel bir hukuksuzluk rejimiyle mutlak tecrit altında 24 yıldır İmralı Adası’nda tutulduğunu söyledi.
Komplo, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesini yok etme üzerine planlandığını söyleyen Öztürk, bu planın halen çok boyutlu bir biçimde devam ettiğine dikkat çekildi.
Öcalan 30 aydır mutlak iletişimsizlik halinde
En ağır insanlık suçlarından biri olan mutlak tecrit, Öcalan’a 30 aydır mutlak iletişimsizlik halinde uygulandığını belirten Öztürk, “Ne ailesi ne de avukatlarıyla görüşebilen Sayın Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alınamamaktadır. Hiçbir gerekçesi olamayacak bu insanlık dışı mutlak tecrit hali, başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu’da yaşayan halkları tedirgin etmekte, bu tedirginlik giderek büyük bir öfkeye dönüşmektedir” dedi.
Etkisi adeta bütün coğrafyaya yayılan bu hukuk dışı tecridin, Türkiye’nin imzalamış olduğu ilgili uluslararası sözleşmelere, evrensel hukuk ilkelerine ve Anayasaya aykırı olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Tümüyle insan haklarına aykırı bir şekilde sürdürülen tecrit yüzünden başta Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt meselesi olmak üzere, Ortadoğu’nun en temel sorunları çözümsüz kalmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Tecrit kırılmadan Kürt halkı özgürleşemez
“Tarihsel süreç çok açık göstermiştir ki; tecrit kırılmadan, Sayın Öcalan özgürleşmeden Kürt halkının özgürleşmesi ve statüye kavuşması mümkün değildir” diyen Öztürk “Tecrit derinleştikçe Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasi hakkı her geçen gün daha fazla gaspa uğramaktadır. Bu nedenle tecride karşı mücadele aynı zamanda Kürt halkının özgürlük, Türkiye halklarının demokrasiye ulaşma mücadelesidir. Tecride karşı mücadele hukuk ve adaletin sağlanması için yürütülen mücadeledir. Bu yüzden, dünyada eşi benzeri görülmemiş mutlak tecridin sonlanması; demokratikleşme ve hukuk için önemli bir merhale olacak, Türkiye’de ve Ortadoğu’da ortak yaşam siyasetinin devreye girmesinin en büyük adımı olacaktır. Barışı ve diyalogu savunmanın en önemli adımı, Kürt sorununun müzakere ile çözülmesini sağlamaktır. Kürt meselesinde sahici bir müzakerenin yegâne adresi de Sayın Öcalan’dır” dedi.
Tecridin kırılması mutlak hedefimiz
Tecridin kırılması, Öcalan’ın özgür yaşar ve çalışır koşullarının oluşması, özgür ve eşit yaşama bir şans tanınması temel hedefleri olduğunu belirten Öztürk, “Mutlak tecrit sürdükçe kimse huzur bulamayacak, savaş bugünümüzü ve yarınımızı tahrip etmeye devam edecektir. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan, mutlak iletişimsizlik içinde süren tecridin kırılması için tüm gücümüzle harekete geçmenin zamanı çoktan gelmiştir. Tecrit kırılana kadar asla durmayacağız. Vicdan sahibi yurttaşlara, siyasi yapılara ve partilere, demokratik kitle örgütlerine, derneklere, sendikalara, meslek birliklerine, hukuk kurumlarına, kadın, gençlik ve çevre örgütlenmelerine; uluslararası kurum ve kuruluşlara çağrımızdır. Ölüm değil yaşam, nefret değil sevgi, yoksulluk değil refah içinde bir yaşam diyen her yurttaşa sesleniyoruz” diye konuştu.
Tecridi kıralım yarını inşa edelim
“Sayın Öcalan’ın sesi her çıktığında ölümün karanlığı yerini yaşamın sevincine bırakmaktadır” diyen Öztürk, “Bu ses, silah seslerini bastırmakta, barış ortamını geliştirmektedir. Tecridi hep birlikte kıralım, bugünümüzü ve yarınımızı birlikte inşa edelim. Barış ve demokratik çözümden yana olan düşünceleriyle savaş politikalarına karşı müzakere ve diyalog zemininin geliştirilmesi için çaba harcayan, en büyük hayali kimsenin ölmediği, refah içinde bir ülke olan Sayın Öcalan, savaş iktidarlarına karşı halkların birlikte özgürce yaşama umududur. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılıncaya kadar yüzümüz İmralı’ya dönük olacaktır. Bu anlamıyla Kürdistan’ın her kentinden, köyünden, kasabasından, kısaca her köşesinden halkımızı, dostları ve duyarlı kesimleri 9 Ekim’de Amed’e çağırıyoruz. Kimsenin halkların birlikte ve özgürce yaşam umudunu çalmasına izin vermeyeceğiz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür. Bu özgürlüğü sağlayana dek, kesintisiz bir biçimde mücadele edeceğimizi başta Kürt halkı olmak üzere tüm demokratik kamuoyuna duyuruyoruz” ifadelerini kullandı.
AMED