Gazeteci Seyit Evran, yaşamını yitirmeden önce Abdullah Öcalan’a dönük 25’inci yılını geride bırakan komploya dair değerlendirmesinde Öcalan’ın paradigmasının dünyada bir çok kesim tarafından sahiplendiğini söyledi
Kuzey ve Doğu Suriye’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Özgür Basın emekçisi gazeteci-yazar Seyit Evran, yaşamını yitirmeden önce PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılmasıyla startı verilen ve 25’inci yılını geride bırakan uluslararası komplo kapsamında Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşmuştu. Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen yeni yaşama etkilerine dair tespitleri içeren röportaj şöyle:
Öcalan’ın odak noktası
Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle milyonlarca insanı etkilediğini söyleyen Evran, egemen güçlerin Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmasından korktuğu için komplo planını devreye koyduğunu dile getirdi. Evran, “Komplodan önce Sayın Öcalan Ortadoğu‘da ağırlıklı olarak Kürt özgürlük mücadelesine odaklanmış olsa da temel odaklanma noktası o değildi. Dünya insanlığının, tüm ezilenlerin, sömürülenlerin, hakları gasp edilenlerin özgürlüğü ve yok sayılan kadınların kurtuluşu için mücadele ördü. Bu fikriyat egemen güçler için tehlike oluşturdu” dedi.
23 ülke komplo da yer aldı
Uluslararası komploda görevlendirilen Türkiye’ye her türlü desteğin verildiğini belirten Evran, “Türkiye’nin jandarmalık rolü hala devam ediyor. 23 ülke komploda yer aldı. Sayın Öcalan’ın fikriyatından bu ülkeler etkileniyordu ki bu denli büyük bir saldırı organize edildi. Tek kişilik hücrede rehin alınan Sayın Öcalan, geliştirdiği yeni paradigmasıyla komploda yer alan devletlerin daha fazla korkulu rüyası haline geldi. Bu sefer bütün dünya halklarını kapsayan fikriyatlar geliştirdi. Daha öncede vardı, ancak İmralı’da bu geliştirildi ve tüm dünya halklarına sunuldu. Bu paradigma demokratik sistem, ekolojinin korunması, savunulması ve köleleştirilen kadının özgürleştirilmesi üzerinden geliştirildi. Yok etmek istedikleri fikriyat, daha fazla geniş kitlelere yayıldı” ifadelerini kullandı.
Paradigmaya sahip çıkıyorlar
Egemen güçlerin komployla yok etmek istediği paradigmaya dünyanın dört bir yanından ekolojist, emekçi, kadın, ezilenler ve etnisitelerin açıktan sahip çıktığının altını çizen Evran, “Bugün dünyada ekolojiyi savunan kuruluşlar ve aktivistlerin hepsi Sayın Öcalan’a sahip çıkıyorlar, çünkü düşünceleri aynıdır. Dünyada ezilen ve özgürlük isteyen herkes Sayın Öcalan’a sahip çıkıyor. Bunu açıktan seslendiriyorlar. Dünyadaki tüm işçi sendikaları Sayın Öcalan’a sahip çıkıyorlar, çünkü ‘o aynı zamanda bizim haklarımızı savunuyor’ diyorlar. Ortadoğu’da tüm etnik yapılar ve toplumsal form olan birçok aşiretler, Sayın Öcalan’ı savunuyor. Çünkü hepsi paradigmada kendine yer buluyor. Egemenlerin ortadan kaldırmak, yok etmek istediği fikre, dünyanın dört bir yanından çok açık sahip çıkılıyor. Ortadan kaldırmak istediklerinin daha büyüğüyle karşı karşıya kaldılar. Baktılar yok edemiyorlar, bu sefer çözümü oradan geliştirme yolunu seçtiler. Ancak hala Türkiye’ye verilen jandarma görevi sonlandırılmış değil. Türkiye hala Ortadoğu’da çatışmalar ile istikrarı bozmaya çalışarak, çözümsüzlüğü sürdürmek istiyor. Eğer dünyadaki çözümsüzlüklerin bitmesi isteniyorsa, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kalkacak. Dünyadaki birçok sorunun kaynağı bugün İmralı’da sürdürülen tecrit demek yanlış değildir” diye konuştu.
Dört parçayı etkiledi
Kürtlerin özgürlük mücadelesinin yüz yılları bulduğunu vurgulayan Evran, “PKK’den önce 28 Kürt isyanı var. Emirhan Bradost ile başlayan Kürt özgürlük mücadelesi, 1938 yılına kadar sürdü. Hiçbir isyanın ömrü bir yılı geçmedi. Ağrı için 4 yıl deniliyor, ancak 3-4 isyan peş peşe yapılıyor. Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin ömrü 11 ay oldu. Hiçbir isyan bırakalım 2 parçayı, bir parçanın dahi tamamını etkilemedi. Başûr’da pêşmergelerin mücadelesi dahi tüm Başûr’u etkilemedi. Başûr şuan 3 parça. Hep isyanlar lokal kalmış. Ciddi bedeller ödenmiş, öncüler idam edilmiş, hala mezar yerlerini bilmiyoruz. Ancak isyanlar kapsayıcı ve uzun süreli olmamıştır. Kürt özgürlük hareketi, PKK bunu başaran tek harekettir. Özgürlük mücadelesini 4 parça Kurdistan’ın her yerinde örgütledi ve yürüttü. Sadece 4 parça ile sınırlı kalmadı, diasporada yaşayan, Sovyet ve Kafkaslarda yaşayan Kürtlerde örgütlendi ve kavgaya dahil oldu. Kürt Özgürlük Hareketi’ni diğer hareketlerden ayıran 4 parçada Kürtleri birleştiren ve demokratik hale getirmesidir. Sayın Öcalan’ın fikriyatı ile bu yapıldı. Kobanê’de bulunan şehitlik 4 parça Kurdistan’ın birleştiğinin en somut örneğidir. Şehitlikte 4 parça Kurdistan’dan şehitler bulunuyor” dedi.
Komploya karşı serhildan
Komploya karşı 4 parça Kurdistan’da başlayan serhildanları anımsatan Evran, “Başûr günlerce ayaktaydı, kendisini yakan pêşmergeler oldu. Rojhilat’ta yüzbinlerin katıldığı yürüyüşler yapıldı, günlerce sürdü. Kuzey her yerde ayaktaydı. Rojava’da günlerce köyler, kasabalar, kentlerde gösteriler düzenlendi. Avrupa’da konsolosluklar basıldı, insanlar vuruldu. ‘Güneşimizi karartamazsınız’ diyen onlarca insan 4 parça Kurdistan’da bedenini ateşe verdi. Her ne kadar Sayın Öcalan ‘Yapmayın, benimsemiyorum’ dese de insanlar bedenlerini ateşe verdi. Bu dünyada görülmemiş bir şey. Egemenler o zaman Sayın Öcalan’ın gücünü gördü. Başı alırsak, gövde dağılır sandılar. 25 yıldır halk durmadı ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele ediyor” şeklinde konuştu.
Öcalan’ın önleyici gücü var
Amacına ulaşmayan komplonun İmralı’da tecrit sistemiyle sürdürülmek istendiğini ifade eden Evran, “Tecrit uluslararası güçlerin onayı ile ağırlaştırılıyor. Tecrit olmasaydı, bugün birçok savaş çıkmayabilirdi. Sayın Öcalan’ın önleyici gücü var. Komployu etkisizleştiren temel gelişmelerin başında Kuzey ve Doğu Suriye’deki Rojava devrimi geliyor. Bütün bölgeyi etkiledi. Şu an bölge devletleri diken üstünde. Rojava’da kantonlar ilan edildiği zaman Yemen kantonları tartıştı ve 6 kanton ilan etti. Mısır, Cezayir, Tunus, Suriye’de şu an bu model örnek alınıyor. Sadece bölge halkları değil, binlerce enternasyonalist ‘Başka bir dünya mümkün’ diyerek bu devrime katıldı. Bugün Rojava’ya yapılan saldırılar tecrit ile bağlantılı. Buna karşı susan uluslararası güçler suça ortaktır. Tecride karşı bu güçlere baskı uygulayıp, ‘görevinizi yapın denilmesi’ lazım. Bu yapılmaz ise tecrit kalkmaz. Kampanyalar var ama yeterli değil. Faşizm özgürlük vermez, faşizmden özgürlük alınır” dedi.
Haber:Emrullah Acar /MA