HDP Cizîr İlçe Eşbaşkanı Mesut Nart, Botan’daki doğa talanın hırsızlığa dönüştüğünü belirtti
Şirnex’in Cûdî, Gabar ve Cilênimêja dağları ile Besta Bölgesi’nde 3 yıldır askerlerin gözetiminde korucuların elleriyle yapılan doğa talanı sürüyor. Bugüne kadar yüzbinlerce ağaç kesilirken, resmi kurumlara yapılan itirazlar da sonuçsuz kaldı. Yaşanan kıyımın durdurulması için bugüne kadar 200 aile Şirnex Barosu’na başvurarak, sorumlular hakkında dava açtı.
Tepkiler yetersiz
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cizîr (Cizre) İlçe Eşbaşkanı Mesut Nart, doğa talanına karşı tepkilerin yetersiz olduğunu belirterek, ağaç kıyımının bir kaç açıklama ile durdurulamayacağına dikkat çekti. Cûdî Dağı’nda maden araması adı altında kazılmadık alan bırakılmadığına dikkat çeken Nart, Besta Bölgesi’nde de ağaç kıyımının iktidarın yandaşlarına rant kapısı olduğunu, durumun hırsızlığa dönüştüğünü söyledi.
Seçimden sonra iktidarın pervasızlaştığını vurgulayan Nart, “30 yıl sonra çocuklarımız için tehlikeli bir süreç başlayacaktır. Buna karşı sorumlu hissetmeliyiz. Yine bu coğrafyada yapılan barajlar, çıkarılan orman yangınları ve ağaç kıyımıyla birlikte doğanın dengesi alt üst ediliyor. Tüm canlı yaşamına etki ediyor” dedi.
Çocuklarımızı sevmenin ölçüsüdür
Bölgede yaşanan doğa kıyımının sadece bir partinin sorunu olmadığını söyleyen Nart, “Buna karşı sivil toplum örgütleriyle, kanaat önderleriyle, demokratik dinamiklerle birlikte hareket edilmelidir. Bölgede kesilen her bir ağaç, bizleri nefessiz bırakıyor. Bu açıdan yaklaşmalıyız. Ağaç kıyımına karşı yeterli düzeyde etkinliklerin ve eylemlerin olmamasını hepimiz kendimize sormalıyız. Çocuklarımızı sevmenin ölçüsü, o ağaçlara sahiplenme olmalıdır. Burada yurtseverlik devreye giriyor. Onun ölçüsü de toprağına, suyuna, doğana ve taşına sahip çıkmadır. Çünkü bunlar çocuklarımızın geleceğidir ve geleceğimize sahip çıkmalıyız” diye konuştu.
Kurdistan olunca sağır ve dilsizler
Bölgede çatışmalar devam ettikçe, doğa kıyımının da süreceğini söyleyen Nart, “Öncelikle bu savaşın son bulması gerekiyor. Bir açıklama veya bir eylemle bu sorun çözülmez. Akbelen’de doğa kıyımına karşı gösterilen hassasiyet ve atılan adımlar, Cûdî için atılmıyor. Kurdistan doğası olunca gözleri kapalı, kulakları sağır ve ağızları kapalıdır. Bu Kürt sorunuyla olan yaklaşımla alakalıdır. Doğaya yaklaşım da aynı oluyor” dedi.
Kaynak: MA