Kadınlar emek veriyor. Alınteri döküyor. Üretiyor. Ancak emek verip, alınteri döken kadınlar görülmüyor. Diğer emekçiler gibi hakları yok sayılıyor. Haklarını talep ettiklerinde patron kapıyı gösteriyor. Hükümet, destek vermediği gibi tarafsız bile kalmıyor. Kolluk kuvvetleri hak arayanları kelepçeliyor, gözaltına alıyor… Bu bütün emekçilerin hak aramalarında alenen yaşanıyor… Mesela, Agrobay serasında çalışanları patron işten çıkarıyor, jandarma derdest edip haklarını alma ve arama hakkından “mahrum” ediyor. Bu kadın işçiler özgür işçi mi, köle mi? Belli olmuyor bu durumda. Çünkü bir tek kölelerin hak araması meşru görülmedi tarihte. O tarihlerin üzerinden de çok zaman-asırlar geçti. Bugün bütün siyasilerin dilinde düşmeyen başat bir söz var; demokrasi! En sağcısından en solcusuna bütün siyasi partilerinin nutuklarında demokrasi sözü eksik olmaz. Defalarca kullanılır, ama hak ihlallerindeki her itirazda siyasiler sırra kadem basar, kaybolur ortalıktan. Ara ki bulasın!
Siyasilerin sırra kadem bastığı yerlerde kolluk kuvvetleri çıkıyor, arzı endam ediyor… Oysa yönetim sistemimiz demokrasi. Buna sözde itiraz eden yok. İhlallerde ise tıss… Siyasi partileri ara ki bulasın. Peki, yönetim biçimimiz demokrasi ise, yani demokrasi ile yönetiliyorsak, Akbelen ve Agrobay’da kadınlara, bütün hak aramalarında emekçilere uygulananlar ne? Demokrasilerde hak arama mefhumu yok mu(ydu)? Ya da kaldırıldı da, bizim mi haberimiz yok?
Evet, şu an Agrobay Seracılık’ta örgütlenen Tarım-Sen başkanına Agrobay Seracılık’ın ana nizamiyesi ve diğer nizamiyelere 500 metreye kadar yaklaşamaz kararı alınmış. Ama hak ihlallerine karşı hak arama mücadelesini gerektiren durumu, yani Agrobay Seracılık’da olan biteni; Tarım-SEN, 26 Ağustos tarihli basın açıklamasında şöyle özetliyor. Açıklamanın noktasına virgülüne dokunmadan olduğu gibi aşağıya alıyorum.
Tarım-SEN açıklaması:
“Türkiye’nin en büyük domates serası olan Agrobay’da çalışan işçiler üzerindeki baskı, sömürü ve kıyım sürüyor. Kötü çalışma koşulları, geç yatırılan maaşlar, ücretsiz izin dayatması, müdür ve mühendislerin yoğun baskı, mobbing, kötü muamele uygulamaları, promosyon haklarına çökülmesi, keyfi yer değiştirmeler, kötü kıyafet, ekipman, servislerde yaşanan can güvenliği gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalan işçilerin bu sorunlar karşısında sendikalaşma çabaları, Agrobay Seracılık şirketinin sendika ve işçi düşmanı tutumu ve keyfi uygulamalarıyla karşılaşıyor. Geçtiğimiz salı günü itibariyle uyduruk gerekçelerle işten atılan işçilerin sayısı 25 Ağustos Cuma günü itibariyle 37 işçi ve 2 mühendis olmak üzere toplam 39. Bu sayının ileriki günlerde artacağı söyleniyor. İşçilerin büyük bir kısmı sendikalı olduğu ve Çarşamba günü işyerinde yapılan tepki eylemine katıldığı gerekçesiyle işten çıkarılmaktadır”.
Tarım-SEN açıklamasında durumu ayan beyan biçimde ortaya koyuyor. Agrobay “bu doğru değil” diyorsa, sendika ile görüşmeli, yanlış anla(şıl)maları karşılıklı diyaloglarla çözmelidir. Demokrasilerde işçi işveren sorunları böyle çözülür. Ayrıca sendikalar hak arama örgütleridir. Bunun için kurulurlar. Sendikaların kuruluş nedeni olan hak arama görevini yapmasına engel olmak, demokratik değildir!