HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, gündem olan dünkü barış çağrısına ilişkin “Bir ittifak çağrısı değil. Savaşan taraflar görüşme yapacaksa muhataplar görüşme yapacak. O yüzden de ben İmralı’yı adres gösterdim. Biz de böyle bir sürece katkı vermek zorundayız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve beraberindeki heyet, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi’ne ziyarette bulundu. Temelli’ye Emek, Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve Antalya Milletvekili Kemal Bülbül eşlik etti. HDP heyeti, TÜM BEL-SEN Genel Merkez binasında Genel Başkan Erdal Bozkurt, Genel Sekreter Yılmaz Yıldırım yanı sıra diğer Merkez Yürütme Kurulu üyeleri tarafından karşılandı.
Ziyarette konuşan Temelli, emek mücadelesinin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “Bu sorunlarla mücadele siyasetin omuzlarında. Siyaset anlayışımız gereği bu sorunlarla mücadele, emeğin hak mücadelesini veren sendikalarla yapmayı uygun görüyoruz. Sendikalarla bu anlamda bir araya gelişi fazlasıyla önemsiyoruz” dedi.
‘Mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz’
“Birlikte sorunlara çözümler arıyoruz” diyen Temelli, şöyle devam etti: “Sizin diğer sendikalardan önemli bir farkınız var. Kayyum atmosferinde yaşarken tabi biz bunun geçici bir siyasi iklim olduğunu düşünüyoruz. Yerel seçimlerde bu kayyumcu anlayışa en güçlü yanıtı sandıkta verecektir. Bu anlayışın aslında 15 Temmuz darbe kalkışması sonrası bütün Türkiye’yi nasıl bir cendereye aldığını çok iyi biliyoruz. Belediyelere kayyum atanması. Bunun Kürt illeri ile sınırlı kalmaması, giderek yaygınlaştırılmasının farkındayız. Çünkü zihniyet böyle, tekçi bir anlayış. Belediye hizmeti alan nüfusun yüzde 60 şu anda kayyumla yönetiliyor. Böyle bir anlayışın olduğu yerde demokrasinden bahsedilemez. Bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesidir. Gelin hep birlikte bu demokrasi mücadelesini verelim. Demokrasi mücadelesi aynı zamanda emek mücadelesidir. OHAL sonrası çıkartılan KHK’lerle ihraç edilmiş on binlerce insan ve bir milyonluk bir nüfusuna yaklaşan bir mağduriyetin olduğunu ifade eden Temelli, “Bu mağduriyetler en fazla kamu da yaşanıyor ama kayyum atanan belediyelerden işten çıkartılmış birçok arkadaşımız da bu mağduriyeti yaşıyor. OHAL düzeninin en önemli uygulamalarından biri de ihraçlardır. Şu ana kadar 130 bin dosyanın 36 bini ancak sonuçlandırılmış ve 33 bin 700 dosya reddedilmiş. Bu dosyalar için yargı yolu daha yeni başlıyor. Geri kalanlar için komisyon hala görüşecek ondan sonra yargı süreci başlayacak. Bu belki on yıl sürecek. Adalet gelse bile bir şeye cevap olmayacak. Zamanında olmayan adaletin bir adalet sağlama karşılığı da yok. Bu sürecin hızlandırılması çağrısı yapmıyoruz. Bu süreç sonlansın diyoruz. Herkesin görevine dönmesi ve bu süreçte doğan mağduriyetlerin de giderilmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘Sonun başlangıcı olacak’
Temelli, yerel seçimlere de kısa bir zaman kaldığını hatırlatarak, “Bu yerel seçimler halklarımız için demokrasi adına atılacak en önemli adımların sergileneceği seçimler olacaktır. O yüzden de toplumsal ittifakın çok önemli olduğuna vurgu yaptık. Sadece belediyelerimizi geri almayacağız demokrasi konusunda da en güçlü adımları atarak bu tekçi anlayışa güçlü bir yanıt vereceğiz. Bu anlayış için sonun başlangıcı olacaktır. Türkiye tekrardan çoğulcu bir demokrasiyi, demokratik bir cumhuriyeti var etme konusunda önemli adımlar atacaktır. Yerel demokrasilerde atılacak adımların peşi sıra eşit yurttaşlık temelinde bir anayasayı yapma çabası büyük önem taşıyacaktır. Bu konu sadece siyasete bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Sendikal mücadeleyle de hep birlikte bu demokrasinin, barışın önündeki tıkanıklığı aşmayı düşünüyoruz” diye belirtti.
‘Kayyumların hizmeti yok’
Daha sonra konuşan TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt da, kayyum atanan belediyelerle birlikte bin 700 üyelerinin ekmeğinden, işinden edildiği bilgisini paylaştı. Bozkurt, “Tek gerekçe bir kere KESK ve buna bağlı TÜM BEL-SEN üyesi olmalarıyla başladı. Kayyumlar Diyarbakır’da Van’da başladı ama ama iktidarın olmadığı yerde benzer uygulamalar da yapıldı. Ama bölgedeki uygulamalar da bugüne kadar görülmemiş uygulamalardı. Mevcut kanunlara göre belediye başkanı görevden alınmışsa belediye meclisi yerine yenisi seçilsin diyor. Şunun bilinmesi gerekiyor; yapılan bir hukuksuzluk ve ciddi bir keyfiyettir. Bugün kayyumla atananların yaptığı işlere baktığımızda ortada bir hizmet yok. Hizmeti üreten bizim arkadaşlarımız. Mevcut bir tadilat yapılmış” dedi.
Bozkurt, yerel seçimler için ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Siyasetle birlikte iş yapma beceresinin ortaya çıkarmamız lazım. Çünkü toplumun beklentisi de budur. Bunun çözüm yolu o belediyeleri tekrar halkın iradesiyle seçilmiş kişilere teslim edilmesinden geçer. Buradan başlayacak. Bu ülkenin demokratik güçleri bir araya geldiğinde karşısında kim olursa olsun onu yenebileceğini gösterdi. Bu yerel seçimlerin böylesi bir anlamı var. Bir araya geldiğimizde de tek adam rejimini sarsacak olan yerellerdir.”
‘İmralı’yı adres gösterdim’
Temelli, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Dünkü haftalık grup toplantısında yaptığı çağrıyı hatırlatan bir gazetecinin “Bu çağrınızın adresi kim?” şeklindeki soruya, “Bir ittifak çağrısı değil. Bu iktidarın bugüne kadar yaptıkları ortada. Çözüm sürecindeki niyetlerine rağmen Çöktürme Planlarıyla uğraşan bir iktidar vardı. Benim Türkiye toplumuna bir mesajım oldu. Bugün ortada bir savaş vardır. Bunun sonlanması için çözüm sürecinde atılmış adım önemli bir adımdı. Buradan çok önemli deneyimler çıkardı toplum. Bu anlamıyla bakıldığında onun muhatabı İmralı’dır. İmralı ile masaya oturduğunuzda bu ülkede barışa dair adımlar atılabileceği ortaya çıktı. Bu masayı devirdiğinizde bu ülkede bir savaş başladı. Bu savaşın üzerinde bütün siyasi geleceğini şekillendiren bir iktidar var. Bu iktidar anlayışına son vermemiz gerekiyor. Barış mücadelesi bu açıdan önemlidir. Savaşan taraflar görüşme yapacaksa muhataplar görüşme yapacak. Muhatap olmayanlar eliyle savaşların sonlandırıldığı görülmemiş bir şeydir. O yüzden de ben İmralı’yı adres gösterdim. Biz de demokratik siyaset içerisinde olan partiler, parlamento da böyle bir sürece katkı vermek zorundadır.
Eğer Türkiye demokrasi konusunda adım atmak istiyorsa Kürt sorunun çözümüne odaklanmak zorundadır. Kürt sorunun çözümü de barıştan geçmektedir. Bugünkü iktidar çeşitli manevraları ile Türkiye toplumuna bir şey vaat etmiyor. Sadece içinde bulunduğu savaş iklimini sürdürmek istiyor. İktidarını böyle koruyan bir anlayışa sahipler. Buna hep birlikte son verilebilir. Barış konusunda ses yükseltmek gerekiyor” yanıtını verdi.
HABER MERKEZİ