Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü yöneticisi Evîn Cuma, Efrîn’de yaşanan hak ihlallerine işaret ederek, insan hakları örgütlerine ‘Zulme daha fazla sessiz kalınmamalı’ çağrısı yaptı
Türkiye’nin 20 Ocak 2018’de paramiliter gruplarla saldırdığı Kuzey ve Doğu Suriye’nin bilim kenti olarak anılan Efrîn, 5 yıl içerisinde insan hak ihlalleri merkezi haline geldi. Türkiye’nin saldırılarıyla birlikte kenti terk etmek zorunda kalan Kürtlerin yerine paramiliter grupların ailelerinden oluşan kişiler yerleştirildi. Tecavüz, insan kaçırma, fidye, cinayet gibi suçlarda ciddi artış yaşanan kent, askeri üs bölgeleriyle de ablukaya alındı. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre; Ağustos ayında 6’sı kadın 62 kişi kaçırıldı, bir kadın tecavüze uğradı. Kentin Türkiye ve ona bağlı paramiliter güçler tarafından ele geçildiği 5 yılda ise 99 kadın paramiliter gruplar tarafından katledilirken, 74 kadın ise tecavüze uğradı.
Kürtçe, mahalle, köy ve sokak isimleri Türkçeleştirilen Efrîn’de yaşanan hak ihlallerindeki artışı Mezopotamya Ajansı’ndan Mahmut Altıntaş’a değerlendiren Kuzey ve Doğu Suriye Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü yöneticisi Evîn Cuma, Efrîn’de kalan Kürtlerin paramiliter güçlerin tehdidi altında olduğunu söyledi.
‘Çeteler mülklerine el koydu’
Efrîn’de Türkiye’ye bağlı paramiliter grupların halkın evlerine el koyduğunu belirten Cuma, göç etmemiş halkın ise bu grupların tehdidi altında olduğunu aktardı. Efrîn’in Türkiye ve bağlı paramiliter gruplar tarafından abluka altında olduğunu sözlerine ekleyen Cuma, “Abluka nedeniyle halk, yaşamını idame ettirebileceği ürünlere ulaşamıyor. Sadece tarımla geçimlerini sağlamak zorundalar ancak çeteler tarafından mülklerin yarısına el konulduğu için geçim ve yaşamlarını idame ettirebilmeleri oldukça zor. Halk abluka nedeniyle akaryakıta ulaşamıyor. Geçtiğimiz kış bir çocuk soğuktan dolayı yaşamını yitirdi. Efrin’de yaşam oldukça zor. Efrîn’e geri dönen birçok aile tekrardan göç etmek zorunda kaldı” diye konuştu.
‘Birçok kadın köle olarak satıldı’
Paramiliter grupların baskı ve tehdidine en fazla kadınların maruz kaldığına dikkati çeken Cuma, “Efrîn’de yüzlerce kadın gözaltına alındı, kaçırıldı ve katledildi. Kaçırılan ve gözaltına alınan birçok kadın çeteler tarafından tecavüze uğradı. Evlilik adı altında ailesinden alınan birçok kadın çeteler tarafından köle olarak satıldı. Bu duruma karşı çıkan birçok aile ya işkence gördü ya da katledildi. Kadınların tek başına ve çarşafsız dışarı çıkmaları yasaklandı. Kadınların yaşadıkları zulme karşı sivil toplum kuruluşlarından yer almak isteyen kadınlar baskı ve tehdide maruz kalıyorlar, bu nedenle de Efrîn’deki birçok sivil toplum kuruluşları dini yapılar ve sadece erkeklerden oluşuyor” şeklinde konuştu.
‘Cezaevlerindeki tutuklular tecavüze uğradı katledildi’
Efrîn cezaevlerinde tutukluların, katledildiği ve tecavüze uğradıklarını dile getiren Cuma, tecavüze uğrayan birçok kadının cezaevlerinde doğum yaptığını söyledi. Cezaevlerinde, tutukluların temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını aktaran Cuma, cezaevinde yaşamını yitiren tutukluların da cezaevinde gömüldüğünü söyledi. Cuma, sözlerini şöyle sürdürdü: “Efrîn’de yaşayan Kürt ailelerin çocukları çeteler tarafından kaçırılıyor. Kaçırılan kişilerin çoğu, bölgede Türkiye ile birlikte hareket eden ve KDP’ye yakınlığıyla bilinen ENKS’nin vaatleri üzerine kente geri dönen kişiler. Bir kişi tek başına yaşıyorsa eğer çeteler tarafından katledilerek evine el konuluyor. Yaşadıkları baskıdan dolayı göç etmek isteyenler ise çetelere yüklü miktarda para vermek zorunda. Efrîn’de onlarca Kürt aile kaçırılarak kaybedildi.”
‘Köy isimlerini değiştirerek Türkçeleştirdiler’
Türkiye’nin Efrîn’i Türkleştirmek istediğini belirten Cuma, “Efrîn’in demografyasını değiştirdiler. Okullarda sadece Arapça ve Türkçe dini eğitim veriliyor. Kürtçe yasak. Kürt dilini ve kültürünü ortadan kaldırmak için Kürtçe, cadde, sokak, mahalle ve köy isimlerini değiştirerek Türkçeleştirdiler. Efrîn’de Türkçe konuşuluyor, Efrîn’i Türkiye’ye bağlamak istiyorlar. Zaten Efrîn’i şuanda Türkiye’nin valisi yönetiyor. Efrîn’in zeytinleri, ağaçları, doğası çeteler eliyle talan edildi” ifadelerini kullandı.
‘Zulme sessiz kalınmamalı’
Efrîn’de yaşanan hak ihlallerine ilişkin uluslararası insan hakları örgütlerinin sessizliğine tepki gösteren Cuma, devamında şunları söyledi: “Birçok insan hakları örgütü Efrîn’e gelerek raporalar hazırladı. Raporlarında burada yaşanan hak ihlallerini belgelediler. Ancak bu ihlallere karşı hiç bir şey yapmadılar. Zaten hepsinin Türkiye’de merkezleri var. Çıkarlarından dolayı Türkiye ile aralarını bozmak istemiyorlar. Kimi Türkiye’ye bağlı kurumlar, ‘göç eden insanları kendi topraklarına gönderiyoruz’ diyerek Efrîn’in demografisi değiştirmek için Efrîn’e yerleştirdiler. Tüm insan haklarını savunan kurumların Efrîn’de yaşananlara ses çıkarması gerekiyor, bu zulme sessiz kalınmamalı.”
DIŞ HABERLER