Meclis yaz tatiline girmeden önce çıkarılan torba yasaların birinde yer alan bir yasa maddesi sayesinde son iki ayda 110 bin mahpusun tahliye edildiğinden haberiniz var mıydı? Bunu nereden mi biliyorum; Adalet Bakanlığı’nın her ay başında yayınladığı istatistiklerden.
Hüseyin Aykol
Meclis yaz tatiline girmeden önce çıkarılan torba yasaların birinde yer alan bir yasa maddesi sayesinde son iki ayda 110 bin mahpusun tahliye edildiğinden haberiniz var mıydı? Bunu nereden mi biliyorum; Adalet Bakanlığı’nın her ay başında yayınladığı istatistiklerden.
Yeni cezaevlerinin inşası hızla devam ederken; bugün ülkemizde 407 cezaevi var. Söz konusu cezaevlerinde 209 bini hükümlü, 42 bini tutuklu olmak üzere toplam 251 bin mahpus bulunuyor. Cezaevlerinde bulunan insan sayısı iki ay önce 360 bine kadar yükselmişti. Şimdi toplam sayısı 251 bine kadar indiğine göre, son iki ay içinde 110 bin mahpus tahliye edilmiş.
İnfaz Yasası’na eklenen yeni madde şöyleydi: Yatması gereken cezası 5 yıla kadar düşmüş olan adli mahpuslar, açık cezaevine çıkartılır, oradan da denetimli serbestlik ile tahliye edilebilirler. İşte son iki ayda 110 bin mahpus böyle tahliye oldu. Bu şekilde denetimli serbestlikle tahliye olanlar, cezalarının kalan süresi içinde bir başka suç işlerlerse, yeni aldıkları ceza ile buradan kalan cezayı hapiste geçirecekler.
Neredeyse kadın soykırımına dönüşme eğilimi gösteren kadın cinayetlerindeki kimi katillerin cezaevinden yeni çıkmış erkekler olmasından hareketle, kamuoyunun çok önemli bir kısmı, böylesi infaz indirimi yasalarına karşı çıkıyor. Oysa kadın cinayetlerini önlemek için ilk okullardaki eğitimden başlamak üzere atılması gereken o kadar çok adım var ki, bu hususa gelinceye kadar. Verilen cezaların yüksekliğiyle caydırıcı olması gerekiyor en başta. Dahası kravat taktı diye, cezalarda indirim yapılmaması gerekiyor mesela. Yoksa cezanın infazındaki erken tahliye bardağı taşıran son damla.
Öncelikle burada bir af falan yok! Kalan hapis cezası süresi denetim altındadır ve ihlal olursa, kalan bölüm hapiste geçiriliyor. Burada yanlış olan yasanın siyasi mahpuslara uygulanmıyor olmasıdır. Tıpkı adlilerle siyasiler arasında farklı infaz oranları uygulanması gibi esas haksızlık siyasi mahpusların mümkün olduğunca daha fazla cezaevinde hapis tutulması mantığıdır. Tutuksuz yargılanabilecek iken, ısrarla tutuklu yargılanmalarıdır.
* * *
Hasta mahpusların tahliye edilmesi ile cumhurbaşkanının af yetkisini kullanması ayrı konulardır. Cumhurbaşkanı Madımak katillerinden biri olarak hüküm giymiş kişiyi affetti. Söz konusu kişi insanlık suçu işlemiş biridir ve yargılaması zamanaşımına tabi olmayacağı gibi affı da söz konusu olamayan biridir. Ama cumhurbaşkanı affı ile hakkında verilen hüküm ortadan kaldırılıyor. Yani işlediği insanlık suçundan tamamen kurtulmuş oluyor. Yoksa ağır hasta ise ve tedavi için 6 aylığına tahliye edilmesine karar verilmiş olsa, kimse bir şey diyemez ve dememeli.
Nitekim İnsan Hakları Derneği’nin tespit edebildiği kadarıyla ülkemizde 651’i ağır hasta olmak üzere cezaevlerinde bin 517 hasta var. Adli Tıp Kurumu’nun içeride kalamaz raporu vermesi durumunda ve ilgili mahkemenin bu durumu kabul etmesi halinde ağır hasta mahpuslar 6 aylığına (eskiden bir yıl idi) tahliye ediliyorlar. Kalan cezası af falan edilmiyor. Tedavi sonrası söz konusu kişi -eğer iyileştiğine karar verilirse- tekrar cezaevine dönmek zorunda…
* * *
Elimde iki ayrı yaprağa yazılmış iki mektup var. Daha doğrusu mektupların fotokopileri. Mektupların büyük bölümü karalanmış. Yani okunamaz hale getirilmiş cezaevi idaresi tarafından. Dahası bu mektupların gönderilmemesine karar verilince, mektubun yazarı itiraz etmiş ve mektuplar kendisine -elbette karalı olarak- aylar sonra iade edildikten sonra bana gönderilince, ben de burada size iletmeye karar verdim. Haydi başlayalım:
Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde tutulan Mehmet Salih Erol 23 ve 28 Mayıs 2023 tarihli mektuplarında şöyle diyor: “Burada değişen bir şey yok desem de, kimi şeyler değişiyor elbette. Mesela son 6-7 aydır iç çamaşırı ve çorap gibi kimi ihtiyaçlarımızı dışarıdan karşılayamıyoruz. Yine son bir aydır su sorunumuz var. Pandemi döneminde kota kaldırılmıştı. Şimdi yine kota konuldu. Kişi başı günde 50 litre sıcak su, 175 litre de soğuk su kullanabileceğiz. Ancak bu kotalar kağıt üzerinde çünkü bazen günlerce sıcak su akmıyor.
Biz burada iki ayrı odada 9’ar kişi olmak üzere 18 kişiyiz. Odalar aynı blokta ama birbirinden o kadar uzakta ki, seslerimizi bile birbirine ulaştırmak mümkün değil. Dahası ortak sohbet ya da etkinliğe çıkma taleplerimiz karşılanmıyor. Dahası revir, hastane gibi sağlık sorunlarımız devam ediyor. Revire çıkma konusunda da kota var:(
Ama asıl sorun ağır hasta tutuklu -bizim Apê Helim dediğimiz- Abdülhalim Kırtay’ın durumu oldu. Onu yarı ölü olarak tahliye ettiler. 51 gün sonra hastanede yaşamını yitirdi. Onun tahliyesi, zindanda öldü, denilmesin diye oldu. Bunu hepimiz gibi, Apê Helim’in kendisi de, ailesi de çok iyi biliyordu…”
* * *
Antalya S Tipi Cezaevi’nde tutulan kadim mahpuslardan Orhan Çaçan 28 Ağustos 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bana 19 Temmuz günü göndermiş olduğunuz mektubunuzun içinden kart ile birlikte İHD’nin bir tebligatı çıktı ancak İHD’ye ait belgenin yarısı yoktu. İdare bu belgenin böyle yarım olarak geldiğini iddia ediyor. Bu konunun ne olduğunu açıklığa kavuşturmak için İHD Antalya Şubesi’nden bir avukat, beni ziyaret ederse sevinirim. Bir sonraki namede okuduğum bir kitabın tanıtımı yapacağım. Umarım beğenir ve yayınlarsınız. Buradaki arkadaşların sizlere selamları var. Siz de yanınızdaki ve çevrenizdeki güzel yürekli insanlara selamlarımızı iletin lütfen!”
TEŞEKKÜRLER: Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan mahpuslardan Sinan Adıgüzel şöyle diyor: “Ben 18 yıldır cezaevindeyim. Gazeteniz için çizdiğim karikatürleri sizlere gönderiyorum. Umarım beğenir ve yayınlarsınız.” Öncelikle Sinan Adıgüzel’e teşekkür ediyoruz. Karikatürlerinde seçip işlediği ironik durumlar gerçekten çok güzel; ancak daha çok fazla çizim yapıp, çizgilerinin kendi karakterini kazanması gerekiyor. Karikatür çalışmasının henüz yolun başında da olsa, bu haftaki karikatürümüz Sinan Adıgüzel’den. Spas!
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Orhan Çaçan – Antalya S Tipi Cezaevi
M. Salih Erol – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Sinan Adıgüzel – Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi
Fırat Can Arslan – Sincan 1 nolu F Tipi Cezaevi
Ayhan Kavak – Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi