AKP-MHP ittifakında yaşanan krizi değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, muhalefetin AKP’ye göre değil, toplumsal taleplere göre konumlanması gerektiğini belirterek, “Nasıl olsa ittifak yok, benim de kimseye ihtiyacım yok” rehavetine kapılmaması uyarısında bulundu.
HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Yerel seçimlerde ittifak arayışımız yok” ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Herkes kendi yoluna” açıklamalarını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Diren Yurtsever’e değerlendirdi. Bilgen, Bahçeli’nin yerelde ittifak olmayacağı yönündeki açıklamalarına ilişkin “Bir pazarlık ya da restleşme olabilir” yorumunda bulundu. Bilgen, şunları söyledi: “Birlikte hareket etmeme iradesi de ağır basabilir. Eğer MHP bir muhalefet partisi gibi davranma eğilimine girecek olursa, parlamentoda muhalefetin çoğunluğuyla denetim işlevi, yasama faaliyetleri başka türlü seyretmesi gerekir. Bu konuda nasıl bir pozisyon alacaklar, sadece yerel seçimlerde başkanlık paylaşımıyla ilgili sorundan mı kaynaklanıyor, yoksa daha genel bir boyut içeriyor mu? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.”
‘Fotoğrafa daha büyük bakılmalı’
Yaşananları “Af tasarısı” ve “Öğrenci Andı” konusuna indirgememek gerektiğini belirten Bilgen, “Fotoğrafa daha büyük bakılmalı. Yerel seçimlerde uzlaşamayacağını iki taraf da beyan etti. Yani bu pozisyonun parlamentodaki yansımaları üzerinden aslında sonuçlarını görebiliriz. Af ile ilgili tartışmada muhalefetin ortaklaşması çok kolay olmayabilir. MHP’nin önergesine farklı yaklaşıldığı en azından diğer muhalefet partileri de beyan etti. Ama dört muhalefet partisinin de uzlaşabildiği konular var. Örneğin emeklilikte yaşa takılanlar. Ben bunun daha belirleyici olduğu kanaatindeyim. Bu konuda eğer MHP daha samimi ve kararlı davranırsa sonuç itibari ile Meclis’te çoğunluk muhalefette ve kanun çıkarılabilir, düzenleme yapılabilir. Dolayısıyla bütün muhalefetin uzlaştığı konularda bunu tespit etmek, sorgulamak daha kolay olur. Ama burada tabii ki AKP’nin bu boşluğu nasıl dolduracağı, nasıl tercih içine gireceği de zamanla ortaya çıkacaktır. AKP’den MHP’ye bir oy kaybı olduğu algısı ağır basıyorsa, bu AKP’yi daha da milliyetçi politikalar gütmeye de itebilir.”
‘Restleşme mi kararlı irade mi’
AKP-MHP ittifakının Meclis’te sürüp sürmeyeceğine dair öngörüsünü aktaran Bilgen, “Krizin bir bütün olabileceğini düşünüyorum. Parlamentoda dolayısıyla yerel seçime paralel olarak belki Türkiye’yi bir erken genel seçime bile sürükleyebilecek gelişmeleri beraberinde getirebilecek bir durum söz konusu. Parlamentodaki çoğunluk, HDP’nin barajı aşmış olmasıyla beraber başka bir anlam ifade ediyor. Eğer MHP bunun gereğini ortaya koyacak olursa yani yürütme ile yasama organı arasındaki ilişki başka türlü şekillenir. Bu, ya Erdoğan’ı geri adım atmaya ya da MHP’nin taleplerini dikkate alan ve kabullenen bir pozisyon almaya zorlar. Veyahut gerçekten AKP Türkiye siyasetinde ihtiyacını karşılayacak başka partnerler aramaya başlar. Bu durum bir restleşme midir yoksa gerçekten kararlı bir irade midir? Bunu da önümüzdeki dönemde görebileceğiz” değerlendirmesi yaptı.
‘Kürt oyları alaması abartı beklenti’
Yerel seçimlerde AKP’de Batı’da Kürt seçmeni gözeten bir kaygının ağır basma ihtimalinin olduğunu belirten Bilgen, “İstanbul gibi şehirlerde AKP için hangisi daha büyük bir katsı sağlayacak diye baktığımızda şüphesiz Kürt seçmenin tercihi daha sonuç belirleyici olacaktır. Bunu gözetiyor olabilir ama bunun bütün politikalara tutarlı bir şekilde yansıması beklenir. Yoksa bir taraftan Kürtlerle ilgili Suriye politikasını bu şekilde sürdürmek, bir taraftan tutuklamak ve baskı politikası sürdürmek ama öbür taraftan sadece ‘MHP ile birlikte değiller’ diye Kürtlerin oyunu alabileceğini düşünmek biraz abartılı bir beklenti” dedi.
Muhalefete rehavet uyarısı
Bilgen, muhalefetin edilgen ve tepkisel bir pozisyon almaktan çok toplumsal talebi gözetmesi ve toplumsal ihtiyacı dikkate alması gerektiğini vurguladı. Bilgen, şunları ekleri: “AKP-MHP birlikte hareket etseler de etmeseler de muhalefetin buluşması, birlikte hareket etmesi gerekliliği kendini hissettiriyor. Dolayısıyla AKP’ye göre pozisyon almak yerine, toplumun beklentisine göre pozisyon almak CHP için de bütün muhalefet partileri için de çok daha sağlıklı ve sonuç alıcı bir tabloyu ortaya çıkaracaktır. Bu bir rehavete dönüşürse yani ‘Nasıl olsa ittifak yok, benim de kimseye ihtiyacım yok, AKP- MHP ile yapmıyorsa bende kendi bildiğimi okurum’ gibi bir yaklaşıma sürüklenmemeli.”