Asrın Hukuk Bürosu avukatları, PKK lideri Abdullah Öcalan ve İmralı’daki 3 müvekkilleri için yaptıkları BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvuruya ilişkin hükümetin cevabına karşı bir sunuma hazırlanıyor. Bu sunumun ardından BM, esaslara ilişkin bir karar verecek
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve beraberindeki 3 tutsağa uygulanan ağırlaştırılmış tecridi, 2022 yılında Birleşmiş Milletler’e taşıdı. Birleşmiş Milletler Türkiye’ye bu konuda tedbir talebinde bulunup daha sonra bir defa da aynı talep için hatırlatma yaptı fakat Türkiye bunlara uymadı. Türkiye bu tedbir kararlarına uymadığı gibi, üzerine BM’ye yazdığı cevapta bu tedbir kararlarını yok sayan argümanlar kullandı. Abdullah Öcalan’ın avukatları şimdi Türkiye’nin cevabına karşı bir cevap hazırlıyor. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Asrın Hukuk Bürosu’ndan İbrahim Bilmez, yakın zamanda bu cevabı yollayacaklarını belirtirken BM’nin daha sonra esas için bir karar vereceğini söyledi.
İki buçuk yıldır müvekkilimizden haber alamıyoruz
“Eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız” diyen Bilmez, Tecridi aşmak için ellerinden gelen bütün çabayı sarf ederek bütün mekanizmalara başvuru yaptıklarını söyledi. Adalet Bakanlığı’na bağlı bir hapishanede bulunan dört müvekkilinden iki buçuk yıldır hiçbir şekilde haber alamadıklarını söyleyen Bilmez, “Şu anda dünya üzerindeki, tırnak içinde ‘üçüncü dünya ülkeleri’ olarak nitelendirilen ülkeler de dâhil hiçbir ülkede olabilecek bir durum değil. İki buçuk yıldır bırakın ulaşılmayı, gidip görmeyi; haber dahi çıkmıyor oradan. Ne telefon, ne faksla, ne mektupla hiçbir şekilde, yani iyiler mi, kötüler mi, sağlıkları nasıl bile bilmiyoruz. Bu yüzden çaba sarf ediyoruz. Bütün mekanizmalara başvuru yapıyoruz” dedi.
BM süreci
Bu konuyu daha önce Avrupa Konseyi organlarına sürekli taşıdıklarını belirten Bilmez, “99’dan beri bunu yapıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bakanlar Komitesi gibi birçok başvurumuz devam ediyor buralarda. Fakat bir türlü istediğimiz sonucu elde edemedik. O yüzden bir süre önce bir de Birleşmiş Milletler’e bir başvuru yapalım dedik. Birleşmiş Milletler’in de İnsan Hakları Komitesi diye bir organı var. Bu İnsan Hakları Komitesi, uluslararası bir mahkeme. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi bir mahkeme. Fakat bunun yetkisi bütün dünya. Yani sadece Avrupa Konseyi üyesi ülkeleri kapsamıyor. Dünyada BM’ye üye olan ülkeleri kapsıyor. Onların üzerinde yetkisi var. İnsan hakları ihlallerini ele alıp karara bağlıyor. Biz de bu tecrit meselesinin insan haklarına aykırı olduğunu düşündüğümüz için Birleşmiş Milletler’e götürmeye karar verdik” diye konuştu.
Türkiye tedbir kararını yerine getirmedi
Bilmez, BM’ye başvuru yaparken tüm iç hukuk yollarının tüketildiğini fakat ilerleyen süreçte Türkiye’nin birçok karara da uymadığını şu ifadelerle hatırlattı: “Birleşmiş Milletler’in ise ikiz sözleşmeleri var. Bunlar Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ile BM Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi. Bizim tabii BM’ye gidebilmek için her zamanki gibi önce iç hukuku tüketmemiz gerekiyordu. O yüzden de biz tecride dair başvurularımızı yaptık. Önce cezaevine başvuru yaptık. Sonra savcılığa başvuru yaptık, sonra infaz hâkimliğine başvuru yaptık. Buralardan ret gelince Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yaptık. Her zamanki gibi oradan da ret gelince 24 Aralık 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptık. Tedbir talebinde bir başvuru yaptık. AYM, bizim tedbir talebimizi 12 Ocak 2022 tarihinde reddetti. Böylece iç hukuk tüketilmiş oldu. Onun üzerine de biz 29 Temmuz 2022’de bu sefer ilk defa Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yaptık. Yine tedbir talepleri ile başvuru yaptık. 25 Mart 2021 tarihinde yapılan telefon konuşmasından beri biz Sayın Abdullah Öcalan ve diğer 3 vekilimizden hiçbir şekilde haber alamıyoruz, dedik. Bu, İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de düzenlenen bir sürü hakkın ihlali anlamına geliyor. İşkence anlamına geliyor bize göre. BM’nin temel aldığı metinlere göre de bu tür bir infaz rejimi, yani hiç kimsenin ulaşamaması, haber almaması aynı zamanda işkence anlamına geliyor, dedik. Bu tutulma biçimine -zaten komitenin daha önce verdiği bazı kararlarda- bir nevi “kaçırılma” gibi bir şey deniyor.”
Hatırlatmaya rağmen tedbire uymadı
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, 6 Eylül 2022’de bu konuda bir tedbir talebi verdiğini hatırlatan Bilmez, “Türkiye hükümetine dedi ki ‘Abdullah Öcalan ve diğer üç müvekkilin avukatları başvuru yaptı ve haber alamıyorlar. Bu yüzden avukatlarıyla hiçbir kısıtlama olmaksızın hem de istediği avukatlar kimse onlarla görüşmesini sağlayın.’ Fakat Türkiye bunun gereğini yerine getirmedi. Bunun üzerine biz bir bilgilendirme yaptık bir süre sonra. Tekrar Birleşmiş Milletler’e ‘Türkiye gereğini yerine getirmiyor. O yüzden bir şeyler yapın’ diye talepte bulunduk. Ocak 2023’te BM İnsan Hakları Komitesi, hükümete tekrar tedbir tarihini hatırlattı. Bunun gereğini tekrar yerine getirin, dedi ve biz o karardan sonra Türkiye’de yine hem infaz hâkimliğine başvuru yaptık hem de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yaptık. Anayasa Mahkemesi’ne de bu tedbir talebini sunduk. Fakat bu makamların hiçbirisi yine hiçbir şey yapmadı. Türkiye bir hatırlatmaya rağmen tedbir kararının gereğini yerine getirmedi.”
Komite esaslara ilişkin bir karar verecek
Bilmez son olarak sürecin devam ettiğini, Türkiye’nin BM’ye bir sunum yolladığını, buna karşı kendi cevaplarını da yakında Komite’ye sunacaklarını söyledi. Hükümet’in Birleşmiş Milletler’e görüşlerini gönderdiğini belirten Bilmez, “Fakat bu hükümet görüşlerinde ne bizim tedbir talebimize ne BM’nin verdiği tepki kararına hiç değinmedi. Yok saymış resmen. Hiçbir cevap vermemiş ona. Çünkü verebileceği bir cevap yok. Şu anda da biz bir süre önce hükümetin sunumlarına kendi cevaplarımızı hazırladık ve onu göndermek üzereyiz. Biz bunu gönderdikten sonra, Komite esaslara ilişkin bir karar verecek. Ama bunun ne kadar süreceğini henüz bilmiyoruz” diye belirtti.
HABER MERKEZİ