Tutuklu HDP Amed eski milletvekili Semra Güzel gönderdiği mektupta, ‘Eğer kadınların mücadelesine bu kadar saldırı varsa, demek ki mücadelemizde haklıyız ve mücadelemizin başarıya ulaşmasındaki en yakın andayız’ diye belirtti
2022’nin Mart ayında dokunulmazlığı kaldırılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Semra Güzel, hedef gösterilerek 2 Eylül 2022’de İstanbul’da gözaltına alındı. 3 Eylül’de de çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Marmara Kapalı Cezaevi’ne (Silivri) gönderilen Güzel, adliyeye sevk edilmeden önce sağlık kontrolü için götürüldüğü hastanede iki polis tarafından başının eğdirilmeye çalışılması, saçından çekilmesi ve ters kelepçelenmesi şeklinde işkenceye maruz barakılmıştı.
Bir yılı aşkın süredir tutsak olan Güzel bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden JINNEWS’e göderdiği mektupta tecridin cezaevlerine yansıması ve kadın mücadelesine dönük saldırıları yazdı.
‘Birçok konuda eksik kalmışız’
Yazdığı mektupta siyasi kumpas sonrası haksız, hukuksuz bir tutuklama süreci yaşadığını belirten Güzel, ‘Tutuklulukta bir yılımı doldurdum. Tabi bizler dışarıda mücadele yürütürken de bir yanımız her zaman içeride haksız yere mahpus edilenlerin yanındaydı. Mücadelemizi ayrıca onların özgürlüğü içinde yürütüyorduk. Bir gündemimiz de cezaevleri ve sorunlarıydı. Ama şu anda burada birebir görüp, şahit olunca: düşünüyorum aslında birçok konuda da eksik kalmışız. Ve birçok sorun dile gelmemiş. Birçok cezaevinde o kadar çok hak ihlalleri oluyor ki kimi zaman başka sorunlara eğilirken asıl sorunlar gözden kaçabiliyor. O hak ihlalleri gündemleşmemiş ve çözümsüz kalmış olabiliyor” dedi.
‘Tam tecrit hali’
Güzel, “Bu tutukluluk sürecinin bir kısmını Silivri’de geçirdim. Bu süreç tam tecrit haliydi. Tek başıma spor ve sohbet hakkım dahi elimden alınarak diğer mahpuslardan uzak tutuldum. Bununla beraber TV ve basından da mahrum bırakıldım. Diğer mahpuslar ile karşılaştırılmamak için avukat görüşüne çıkarılırken bile uzak mesafedeki avukat görüş yerine götürüldüm. Eğer göz temasının olabileceği bir yer ise bu teması engellemek için iki görüş yeri arasına plastik çiçek saksıları yerleştirildi. İşte mahpusların birbiriyle temasından bu kadar çok korkan bir sistem var karşımızda” ifadelerini kullandı.
Tecrit ve özel savaş uygulamaları
Dosya kapsamı aynı örgüt yargılanması olan tutukluların yanına geçme talebinin anlamsız gerekçelerle reddedildiğini belirten Güzel, “Milletvekili olmam tutuklanmama engel değil ama tek başıma tutulmam için gerekçe. 45 günlük tecrit sürecinden sonra: zaten yapılma amacı mahpusları tecrit etmek olan F tipi cezaevi olan Kandıra’ya sevk edildim. F tiplerinde tecrit farklı farklı şekillerde uygulanıyor. Şimdi bir de bir tecrit sistemi olan ‘S’ tipleri açıldı. Sessiz sessiz dolduruyorlar. Çoğunlukla da ağırlaştırılmış ceza alanlar buralara sürgün ediliyor. Tecrit uygulamaları buralarda da mevcut. Birçok cezaevinde özel savaş yöntemleri olan tecrit uygulamaları fiili olarak uygulanıyor. Daha sonra bu uygulamalar genelgeler ile uygulanıyor. Eğer toplumsal tepki oluşmazsa yasallaştırılıyor. Bu genelgeler ile şu anda dosya kapsamı çerçevesinde yargılandığı örgüt aynı olsa dahi yan yana aynı koğuşta kalamıyor” dedi.
‘Gözlem kurulları mahkeme yerine kararlar alıyor’
Cezaevlerinde sık sık hücre cezaları, spor, sohbet, iletişim hakkından mahrum bırakıldığını belirten Güzel, “Son infaz yasasıyla beraber bu uygulamalar tam bir keyfiyetçi yaklaşıma dönüşmüş durumda. Kurulan gözlem kurulları kendilerini mahkeme yerine koyarak kararlar almakta. Aldıkları kararlar ile birçok hükümlünün infazı yakıldı ve bırakılmıyor. Zaten haksız, hukuksuz mahkemelerle yargılanmış ve mahkum edilmişken bir de bu kurullar mahkum etmekte. Bırakılmayan birçok hükümlü de yıllar öncenin DGM’lerinde yargılanmış ki DGM’ler bugün yok, hukuksuz olduğu için kapatıldı. Bu mahkemelerin hukuksuzca yargılayıp ceza verdiğini kimi zaman iktidar da dillendirdi. İşte bu hukuksuz mahkemelerde yargılanıp 30 yıla mahkum edilen ve bu 30 yılı tamamladığı halde bırakılmayan mahpuslar var. Gözlem kurullarının kabul edilemez gerekçeleriyle tutuluyorlar. Kimisine ‘pişman değil’ diyerek, kimisine ‘ailesiyle bağı yeterli değil’ diyerek infazları yakılıyor” dedi.
‘Cezaevlerinde kadınların sayısı artıyor’
“Bu hak mücadelesini yürütürken biz kadınlar ayrıca mücadelenin öncüsü olduğumuzu, kadın özgür olmadan toplumun özgür olamayacağı bilinciyle daha sıkı kenetlenmeliyiz” diyen Güzel, Tüm dünyada bütün iktidarların en çok da korktuğu, kadınların yürüttüğü mücadeledir. Mücadelemiz görünmez kılınmak istenmekte. O yüzden iktidarların hedefinde. O yüzden kadınlar eve hapsedilmek istenmekte. Bizlere toplumsal roller biçilip bu rolleri kabul etmediğimizde katledilmekteyiz. Katillerimiz kravat taktıkları için erkek ittifakı ile dışarıda elini kolunu sallayıp kadınları katletmeye devam etmekte. Biz kadınlar ise mücadele yürüttüğümüz için toplumun her alanında var olma mücadelesi verdiğimiz için hapsediliyoruz. O yüzden bugün cezaevlerinde kadın mücadelesi yürütenlerin sayısı her geçen gün artıyor” dedi.
‘HDP’li siyasetçi konuşunca fezleke oluyor’
Güzel mektubunda yargılanmasına ilişkin şunları belirtti: Eğer bir kadın siyasetçi isen, muhalifsen, hele ki Kürt siyasetçi isen bir kumpas davası ile yargılanabiliyorsun. Eğer bu dava yıllar önceye aitse ve şu anda gündem yapılıyorsa, buna başka isim de aramaya gerek yok. Dosyadaki asıl hedef, asıl yargılanan bir halkın gerçekliğidir. Bu yargılamayı ne halk kabul eder ne de hak mücadelesi yürüten bizler. Bu bilinçle halk gerçekliğini anlatmaktan öteye gidemeyiz. Bu kumpas davası ne halk nezdinde kabul edilmiştir ne de bizlerce. O yüzden başarıya da ulaşması imkansızdır. Tutuklu olmam bu gerçeği değiştirmeyecektir. Yargılama süreci devam ediyor. Tabii bir de farklı farklı gerekçeler ile düzenlenmiş onlarca fezleke var. HDP’li siyasetçi konuşunca, susunca, yürüyünce, durunca fezleke oluyor. Aslında siyaset yapmamız istenmiyor. Ama bizim demokratik siyasetteki ısrarımız yıllardan beridir devam ediyor. Her ne kadar yargı iktidar tarafından bir siyasi sopa olarak kullanılmak istense de bizler de bu ısrarımızda devam ediyoruz. Bu baskı böyle de devam etmez. Temennimiz o ki, hukukta da rasyonel bir akla dönülmesidir. Adalet sisteminde rasyonel akla dönmek belki de birçok alanda da düzelmelerin önünü açacaktır.
Kadınlara mesaj
Bizlerin tutuklu veya dışarıda olması bizim mücadelemizdeki kararlılığımızı değiştirmeyecektir. Kadınlara mesaj: Eğer kadınların mücadelesine bu kadar saldırı varsa, demek ki mücadelemizde haklıyız ve mücadelemizin başarıya ulaşmasındaki en yakın andayız. O yüzden mücadeleyi bir adım daha ileriye ve başarıya taşımak için tüm kadınlar içeride ve dışarıda mücadelemizi ortaklaştırmak ve eril akla son vermenin anındayız.”
Haber: Rozerin Gültekin / JINNEWS