Yıllar önce Almanya Köln’de Ford grevi başlatan Türkiyeli işçiler tarihte büyük bir direnişe imza atmışlardı. Yine ekonomik krizin getirdiği açlık, yoksulluk, sefalet ve işsizlik işçileri o gün nasıl kilometrelerce öteye Almanya’ya, insanca yaşayabilecek bir sosyal yaşamı elde etmeye götürdüyse, bugün yine iktidarın ekonomi politikasındaki eşitsizlik ve tutarsızlıkları yüzünden Tanzanya gibi farklı ülkelere göç vermeye devam ediyoruz…
Yıllar sonra inşaat işçileri olarak Türkiye’den binlerce kilometre ötede başlattığımız Tanzanya direnişimizi sendikamızın açıklamasıyla sizleri baş başa bırakıyorum;
“Tarihsel mirası olan, “fiili-meşru mücadele” geleneğine sahip çıkan sendikamız Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı İş), 2023 yılı Ağustos ayında uluslararası boyutu da olan bir direnişi kazanımla sonuçlandırdı. Birçok yönüyle bizim için yeni olan bu öğretici mücadele deneyimini emek alanındaki dostlarımızla paylaşmayı bir sorumluluk olarak değerlendiriyoruz.
Ülkemiz işçi sınıfı olarak uluslararası boyut kazanmış fazla direniş deneyimine sahip değiliz. Kuşkusuz bu Türkiye’deki kapitalizmin gelişim süreciyle bağlantılı. Deneyim olarak ele alınacak olursa, ülke sınırları dışında yaşanan, örgütlülüğü oranında sesi ülke içine yansıyan eylem ve direnişlerin büyük çoğunluğu ise inşaat işkolunda yaşandı. Bunu da ekonomisini sömürü-yağma-rant ve savaş politikalarına dayandıran AKP / Saray iktidarına borçluyuz!
Direniş süreci nasıl başladı?
Türkiye’nin önde gelen inşaat şirketlerinden olan Yapı Merkezi İnşaat Sanayi A.Ş.’nin Tanzanya’daki demiryolu projesi şantiyelerinde çalışan, daha önce de parça parça iş bırakma eylemi yapan yaklaşık 2 bin işçi, 7 aydır ödenmeyen maaşları için Ağustos ayı başında eylemlerle seslerini duyurma çabasına girişti. Ülke içindeki direniş süreçlerinden sendikamızla bağı olan işçi arkadaşlarımızla temas geliştirilerek dayanışma örülmeye başlandı.
Kendilerine sendika olarak neler yapabileceğimizi anlattık, kazanmanın yolu üzerine ortak bir mücadele hattı oluşturuldu. 1000 kilometreyi geçen Tanzanya demiryolu projesinde farklı kamplarda kalan işçiler kendi aralarında komitelerini kurdu. O ana kadar sınırlı ilişkilere sahip olan işçiler daha fazla örgütlendi. Örgütlenen işçiler, çoğunluğunu kendilerinin oluşturduğu bir WhatsApp grubu kurdu, her şantiye kendilerini temsil eden bir yürütme organı oluşturdu ve 5 Ağustos’ta şantiyede iş bırakarak fiili grev başlattı.
İşçilerin fiili greviyle birlikte biz de sendika olarak devreye girdik. Tanzanya’da başlayan grevi, bir yandan ülke gündemine getirirken, diğer yandan konfederasyonumuz DİSK üzerinden uluslararası işçi örgütlerine konuyu taşıdık. 161 ülkeden 325 sendikayı ve dünya çapında 176 milyon işçiyi bünyesinde barındıran Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Afrika Bölge Örgütü’nü (ITUC-Africa) harekete geçirdi.
ITUC-Africa ve bu üst örgüte bağlı Tanzanya işçi sendikalarının baskısı Yapı Merkezi şirketini sıkıştırarak, sürecin hızlanmasında rol oynadı. Kuşkusuz belirleyici olan işçilerin kararlı direnişi oldu. 8 Ağustos’ta Yapı Merkezi Holding önünde bir basın açıklaması yapıldı ve firmayla görüşme gerçekleştirildi. İşçilere bir miktar ödeme yapıldı ve bir ödeme planı sunuldu. Bu plan işçiler tarafından kabul edilmedi. Tanzanya’daki işçi komitesi ile şirket yetkilileri arasındaki görüşmeler devam etti. Fiili grev, 13’üncü gününde 17 Ağustos tarihinde işçilerin talepleri doğrultusunda sonlandırıldı, işçiler 21 Ağustos günü iş başı yaptı.
Tanzanya’daki işçilerin grevi, sendikamızın çabalarıyla ülke gündeminde daha fazla yer tutmaya başlarken, yine aynı projede çalışmış, ancak maaş, kıdem tazminatı, fazla mesai, izin gibi haklarını alamadan ülkeye dönüş yapmış işçileri de harekete geçirdi. Sayıları yaklaşık olarak 850 olarak belirtilen işçilerden bir grubu sendikamız öncülüğünde 15 Ağustos’ta Yapı Merkezi Holding’in İstanbul’da bulunan binası önünde direniş başlattı.
Kararlı direniş sonuç getiriyor!
Çok sayıda emek örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin gösterdiği güçlü dayanışma ile birlikte devam eden direniş süreci, Tanzanya’daki grevle beraber şirketin yaygın biçimde teşhir olmasına yol açtı. Yapı Merkezi Holding’in işten çıkan/ çıkartılan 750’ye yakın işçiye 2 defa yaptığı kısmi ödemelerle ‘kapımdan giderler’ beklentisi tutmadı. 15 gün boyunca sendikamızla birlikte direnmede ısrar eden bir grup işçinin, “tüm haklarımızı almadan gitmeyeceğiz” kararlılığı şirketi çözüme zorladı.
Polis engellemesine direnen sendikamız genel örgütlenme sekreterinin de bir gece gözaltında tutulduğu direniş süreci, eylemlerin dozunun arttırılması kararı sonrasında, nihayet şirketin ‘pes’ etmesiyle sonuçlandı. Sendikamız genel sekreteri ve işçi temsilcileriyle görüşme yapan şirket yönetimi, ödeme için ‘kaynak bulunduğunu’ belirterek ödemelerin yapılacağını bildirdi.
28 Ağustos’ta yapılan görüşme sonucunda bir ödeme takvimi üzerinde anlaşmaya varıldı. Direniş, 29 Ağustos akşamı söz verilen ilk ödeme diliminin daha önce de kısmi ödeme yapılan işçilerin hesaplarına yatırılması sonrası bir açıklama ile sonlandırıldı. Üç defa yapılan ve toplamda 8500 doları bulan kısmi ödemeler sadece direnişte olan işçilere değil, süreci mahkemelere taşınıp icra aşamasına gelmiş işçiler dışında kalan yaklaşık 750 işçiye de yapıldı. Alacakların geri kalan kısmını kapsayan ikinci dilim ödeme de söz verildiği gibi Eylül ayı başında direnişi son gününe kadar devam eden işçilerin hesaplarına yatırıldı.
Dayanışma bilinç taşıyor, kazandırıyor!
Sendikamızın aktif desteği ve öncülüğünde, Ağustos ayı başında başlayıp son gününe dek süren Tanzanya Yapı Merkezi işçilerinin iki coğrafyadaki direnişinin başarıyla sonuçlandırılmasında sınıf dayanışmasının önemli bir rolü var.
Dışarıda, uluslararası işçi örgütlerinin desteği, ülke içinde emek örgütlerinin sağladığı güçlü destek, grev ve direnişin yaygın biçimde gündemleşmesini sağlamıştır. Dayanışma ve kararlı direniş; 7 ay maaş ödememe gibi, pervasızca işçilerin haklarını çiğnemeye, gasp etmeye çalışan şirketi köşeye sıkıştırmış, sürecin başarıyla sonuçlanmasını hızlandırmıştır.
Mücadelemizle dayanışma gösteren ITUC, ITUC-Afrika ve Tanzanya işçi sendikaları gibi uluslararası işçi örgütlerinin yanı sıra ülke içinde de çok sayıda emek örgütü, işçi platformu, demokratik kitle örgütü, siyasi parti ve sesimizi duyuran basın emekçisi dayanışma gösterdi.
Direnişimize dayanışma gösteren DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, DİSK Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Kıvanç Eliaçık, DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, DİSK Limter İş, DİSK BTO-SEN, DİSK Dev Turizm İş, DİSK Dev Sağlık İş, DİSK Gıda İş, DİSK Birleşik Metal İş, DİSK Enerji- Sen, İnşaat İş, TOMİS, KESK İstanbul Şubeler Platformu, 4. Vardiya İşçi Dayanışması, Birleşik İşçi Kurultayı, Birleşik İşçi Hareketi, Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı, İşçi Emekçi Birliği, Emek ve Adalet Platformu, SODAP, Pir Sultan Abdal Ataşehir 1 Mayıs Mahallesi Cemevi, HDP Emek Komisyonu, HDP 27. Dönem Milletvekili Musa Piroğlu, Yeşil Sol Parti Milletvekilleri Cengiz Çiçek, Kezban Konukçu ve Özgül Saki, Yeşil Sol Parti’den seçilen Emek Partisi Milletvekili İskender Bayhan, SEP, Devrimci Parti, HDK, TİP ve TKP ile dayanışma gösteren tüm sınıf kardeşlerimize teşekkür ediyor ve mücadele arkadaşlarımızı selamlıyoruz…