Karadeniz’in müthiş coğrafyası HES’ler, madenler ve şimdi de RES’lerle adeta yerle bir edildi. Yaylalarda ortaya çıkan yüzbinlerce yapı işgali ise yağmaya ortak edilen ‘halk’ tarafından sürdürülüyor
Doğa yağmasının yoğun şekilde yaşandığı bölgelerden biri olan Karadeniz’de doğal dengenin bozulmaya başladığı akademik çalışmalara yansıdı. Yıllardır derelere Hidroelektirk Santral (HES) kurulan, vadilere maden ve taş ocağı açılan, denizlere ise kıyı dolgusu yapılan bölgede, ciddi bir ekolojik yıkım yaşanmakta. Çeşitli üniversite tarafından yapılan bilimsel araştırmalara göre, Karadeniz’e özgü soğuk ara tabakanın eski sıcaklıkların üzerinde olduğu ve bu ara tabakada 7 derece ya da altında olması gereken sıcaklığın 8 derecenin altına inmediği tespit edildi.
Karadeniz’in yapısı bozuldu
Yaşanan bu durum deniz canlılarının yaşamını tehdit ederken, karada da etkili olan sıcak hava nedeniyle çay ve fındık başta olmak üzere bölgenin önemli geçim kaynakları tehlikeye girdi. Sıcak hava dalgasının yanı sıra aşırı yağışlar fındığı dalında kuruturken, yine bu yıl da bölgedeki kentler sular altında kaldı. Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney, Karadeniz’de yaşanan ekolojik yıkımı ve etkilerini Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül ile konuştu. Gönül, bölgenin kendine özgü yapısının bozulduğuna işaret etti.
Fındık rekoltesi düşük olacak
Ekolojik talandan kaynaklı Karadeniz’in dengesinin bozulduğuna işaret eden Gönül, doğanın bir zincir olduğunu ve zincirdeki halkalardan birinin kopmasıyla sistemin bozulduğunu belirtti. Bu yıl yaylalara bile kar yağmadığına işaret eden Gönül, “Bu sene de 4-5 ay boyunca sürekli yağmur yağdı. Bu da sadece fındık için değil kiraz, dut, erik gibi tüm meyveler için olumsuz oldu. Şu anda ise anormal bir sıcaklık var. Bu durumda ise fındık rekoltesinin bakanlığın ya da ihracatçılar birliğinin açıkladığı gibi bir seviyeye ulaşması imkansız. Bu sene geçen seneki rekoltenin yüzde 45’i kadar fındık çıktı. Önümüzdeki 20-25 sene içinde de denizden 200 metre yüksekliğe kadar fındık olmayacağını iddia ediyorum” diye belirtti.
Ormanlar RES işgaline açıldı
Karadeniz’deki HES ve maden talanının yanına RES, GES ve kafes balıkçılığı gibi talanların da eklendiğini aktaran Gönül, bu yıl içerisinde Ordu Mesudiye ilçesinde arka arkaya RES projelerinin gündeme geldiğini belirtti. Bölgede bir rüzgar koridoru tespit edildiğini ve bu projelerin devamının geleceğine işaret eden Gönül, “Karadeniz için yaylacılık olmazsa olmazdır. Hatta önceden mülki amirlikler bile belirli dönemlerde yaylalara taşınırmış. İnsanlar hâlâ yaylalarda kalıyor. Yaşanan iklim değişikliğinden kaynaklı olarak şehirler Akdeniz ikliminden farksız. O yüzden yaylalar daha önemli hale geldi. Belki 1 hafta sonra yeni projeler çıkacak. Bir koridor açıldığı zaman itiraz edilmezse devamı gelir” ifadelerinde bulundu.
Yağmaya halk da ortak edildi
Doğu Karadeniz’in yaylalarında ortaya çıkan yapılaşma son seçim sonrası artarak devam ediyor. Daha önce doğa işgallerine göz yuman ve 2019 yılında çıkarılan ‘imar barışı’ adı altında yağmayı meşrulaştıran AKP iktidarı, yeni bir imar barışı söylentisinin seçim öncesi bölgede yayılmasını sağladı. Yeniden imar affı beklentisine giren ve AKP’yi seçimlerde desteklemiş olan bölge halkından bazıları yaylalarda yeni yapılar inşa etti. Doğu Karadeniz yaylalarında kaçak yapılara karşı Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane valiliklerince tespit edilen yaklaşık 4 bin 200 kaçak yapı için alınan yıkım kararları ise ‘halkın’ tepkileri nedeniyle durdurulmuştu.
Trabzon’da 100 bin kaçak yapı var
Bölgede Arap turistlerin tercih ettiği doğa turizmi Karadeniz bölgesinde kendini gösterdi. Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz, halkta “Bir şey olmaz yapalım, nasılsa imar affı gelir” gibi yanlış bir algı oluştuğunu dile getirdi. Erüz, “Buna rağmen örneğin Trabzon’da yaylalarda 100 bine yakın hiçbir şekilde tapuya konu olmayan, kamuya ait alanlarda kaçak yapı var” dedi. Erüz, “Yaylalar maalesef hayvancılık amacıyla kullanılması gereken alanlarken şu anda kaçak yapılaşma olan, çirkin çarpık yapılaşan ve maalesef doğa turizmi yapılan Karadeniz’e çok kötü bir imaj veren, çok kötü bir turizm algısı yaratan bir görüntü oluşmaya başladı” dedi.
Koruma alanları işgal altında
Gerekli yıkımların başlaması gerektiğini kaydeden Erüz, “Trabzon’da şu anda çok önemli dünya ülkelerinde korunması gereken 3 tane turbalık alan var. Ağaçbaşı ve Barma yaylaları en büyükleri. Barma Yaylası’nda 2017’den sonra 120 tane kaçak yapı yapıldı” diye belirtti. Kamu idarelerinin bu durumu bir an önce ele alıp, gerekli yıkımları yapması gerektiğini söyleyen Erüz, “Şu anda bizim yaylalarımızın tamamı tahribat altında. Yerleşim alanı neresi, hayvancılık alanı neresi, belli değil. Sis Dağı şu anda Sis Dağı değil artık. Yaylalar, kasaba boyutuna geldi. Yerleşim, hayvancılık alanı neresi belli değil” ifadelerinde bulundu.
EKOLOJİ SERVİSİ