Taliban yönetiminin 2 yılını değerlendiren Kadın hakları aktivisti Mursal Ayar, Kadınların hürriyeti ve özgürlüğü, hatta hayata dönmesi için Taliban’ın yok edilmesi gerektiğinin dikkat çekti
Afganistan’da 2021’den bu yana iktidarını ilan eden Taliban sokakları ve toplumun her alanını kadınlara dar etmeyi sürdürüyor. 2 yılını dolduran ve bu süre zarfında birçok baskı ve yasak aracını sahaya süren Taliban, kadınların nefes almasını dahi bir “günah” işleme alanına dönüştürüyor. Tüm bunların karşısında sokak eylemleri ve gizli eğitim kurumlarıyla politikaları çürüten kadınların uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç olduğu da bir gerçek.
Afganistan’daki kadın hakları aktivistlerinden ve kadın protestoculardan biri olan ve daha önce Taliban tarafından tutuklanan Mursal Ayar, Taliban iktidarını ve çözümü anlattı.
Hayatlarının en kötü günlerini yaşadılar
Taliban iktidara geldiğinden beri kadınlara yönelik birçok kısıtlama ve baskı yaşandığını söyleyen Ayar, kadın hakları aktivistlerinin buna karşı direndiğini söyledi. Taliban ilk zamanlarda yaptığı tüm açıklamalarda uluslararası topluma, kadınlara yaptığı uygulamaları, getirdiği kısıtlamaları kaldıracağı sözünü verdiğini hatırlatan Ayar, “Şu ana kadar bu kısıtlamalar kaldırılmadı tam tersine baskı ve yasaklar daha da arttı. Afgan kadınlar Taliban iktidarında, yani son iki yılda hayatlarının en kötü günlerini yaşadı. Şiddet, hapishane ve psikolojik işkence olağan hale getirildi. Taliban yüzünden saydığım tüm bu şeyler kadınların çok aşina oldukları şeyler. Bunlar Afgan kadınlarının yaşam deneyimlerinin bir parçası haline geldi” diye konuştu.
Taliban’ı kabul etmek asla mümkün değil
Uluslararası toplumdan tepkiler gelmesine rağmen Taliban’ın daha önce Birleşmiş Milletler toplantısına davet edilmesini eleştiren Ayar, “Bizim bu toplantıdan haberimiz vardı fakat basında çıkan haberlere göre bu toplantının Afgan kadınlarının isteği üzerine yapıldığı yazılıp çizildi. Böyle bir durum ortada yoktu. Afgan kadınların Taliban’ı kabul etmesi asla mümkün değil. Daha önce Taliban’ın istihbarat ajanı olan kadınlarla röportajlar yaptılar ve Taliban’ın büyüklüğüne ilişkin sınırlamaları sözde konuşarak Afgan kadınları susturmak istediler. Ama çok şükür Afgan kadınlar, Birleşmiş Milletler’in Taliban’la yapacağı bu görüşmesini engelledi ve açıkçası sorarsanız biz Afgan kadınlar açısından Birleşmiş Milletler’in bu tutumu, daveti terörist bir tutumdur” dedi.
Taliban kan emici vampir ve terörist bir grup
Taliban’ı tanıma yoluna uzanan girişimleri değerlendiren Ayar, “Birleşmiş Milletler küresel bir örgüt ama Taliban kan emici vampir gibi ve terörist bir grup. Birleşmiş Milletler’in Taliban grubunu tanıma çabaları aslında son yirmi yıldır Afganistan halkına, yabancılara ve Birleşmiş Milletler güçlerine karşı herhangi bir terör eyleminde bulunmaktan hiç çekinmeyen bir terör grubunu tanıma girişimidir. Bu çabalar devam ederse eğer bir suç örgütüyle küresel bir örgüt olan Birleşmiş Milletler arasında hiçbir fark kalmayacak” dedi.
Kadınların mücadelesi hakları içindir
Ayar, son iki yıldır Afgan kadınları tüm riskleri göze alarak sivil itaatsizlik mücadelelerini durdurmadığını, çoğu zaman bu mücadeleler Taliban tarafından şiddetle bastırılıyor ve bu kadınların büyük bir kısmı Taliban tarafından tutuklanıp işkenceye maruz kaldığını söyledi. “Kadınların mücadelesi hakları içindir” diyen Ayar, “Kadınlar, Taliban’ın Afganistan’da yönetime başladığı andan itibaren toplumdan, hükümetten uzaklaştırsa da toplumun yarısını oluşturuyor. Şimdi sadece ev işlerini yürütmek, yoluna koymak ve kocanın cinsel içgüdülerini yükseltip tatmin etmek zorunda olan bir cinsiyet ve mal olarak görülmekteler. Bu, kadınların cinsel ayrımcılığa ve Taliban’ın dayattığı kısıtlamalara karşı en büyük savaşıdır. Kadınların hürriyeti ve özgürlüğü, hatta hayata dönmesi için Taliban’ın yok edilmesi gerek, buna alternatif yok. Taliban’ı yok etmek ve kadınları özgürleştirmek için; dünya ülkeleri Taliban grubuyla etkileşimi ve desteği bırakmalı, Taliban’ın karşıt güçlerini desteklemeli ve adalet mücadelesinde onlara katılmalıdır” diye konuştu.
Haber: Melek Avcı/ JINNEWS