1 Eylül Dünya Barış Günü’nün gelmesiyle birlikte PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne yönelik tepkilerini dile getiren Helep’li kadınlar, ‘Tecridin olduğu ülkede barıştan söz edilemez’ dediler
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 30 ayı aşkın süredir herhangi bir haber alınamıyor. Kamuoyunda mutlak tecride ilişkin ciddi kaygılar oluşurken, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle harekete geçen kadınlar, barışın toplumsal önemine dikkat çeken ve bu konuda ortaya koyduğu fikirleriyle dünya halklarına öncülük yapan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve ağırlaştırılmış mutlak tecride son verilmesi talebiyle yürüttükleri eylem ve etkinliklerini sürdürüyor.
Şehit Gulê Selmo Komünü Üyesi Zelixa Şeyq Qanber, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
‘Neden bu sessizlik?’
Zelîxe Şêx Qanber, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın her vesile ile barış ve özgürlüğe dair belirlemeler yaptığını hatırlatarak şunları söyledi: “Bugün dünya barışının sağlanması için çağrıda bulunan bir lideri tutsak etmek ve ağır bir tecrit uygulamak hiçbir devlet ve örgütün hakkı değildir.
Özellikle dünya barışı için ilan edilen 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün gelmesiyle birlikte bugün tüm devletler Önderliğe yapılan haksızlığa sessiz kalıyor. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride bütün dünya neden sessiz?” diye soruyor.
‘Sesini duymak istiyoruz’
Abdullah Öcalan’ın avukatı ve ailesiyle görüşme hakkının engellenmesine ilişkin konuşan Qanber, “İki yılı aşkın bir süredir Önderlikten hiçbir haber alınamıyor. Avukatları ve ailesinin görüşe gitmesi engelleniyor. Bu uygulamadan dolayı Önderliğin durumuyla ilgili bilgi alamıyoruz. Bugün avukatı ve ailesiyle görüşmek Önderliğin de hakkıdır, durumunu bilmek de bizim hakkımızdır” diye belitti.
‘Tüm mazlumların özgürlüğüdür’
Qanber, Abdullah Öcalan’ın tüm dünyanın barışı ve özgürlük için geliştirdiği düşüncelerine dikkat çekerek, “Önderimiz, barışçıl düşünce ve fikirleriyle, demokratik ulus projesini hayata geçirerek, tüm ulusların ve ezilen mazlum halkların özgürlüğünü istiyor. Sadece kendisi ve Kürt halkı için değil, bugün kadının özgürleşerek kölelik zincirlerinden, iktidardan ve ataerkil zihniyetten kurtuluşu için geliştirdiği fikirleri tüm dünyaya yayılmıştır” dedi.
‘CPT görevini yerine getirmeli’
Qanber, CPT’nin tecrideki rolüne dikkat çekerek, “Bizler, Önderliğin düşünce ve fikirleriyle kölelikten kurtulmuş bir halk olarak, başta CPT olmak üzere tüm insan hakları kuruluşlarına çağrımızı yapıyoruz. Bu tecridin kalkması ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanması için görevlerini yerine getirmesi gerekiyor. ” çağrısında bulundu.
Haber: Mîdye Miqted / JINNEWS