AKP hükümeti sağlık bakanlığı e-reçetem sayfasında beş dilli bir bilgi verisi yayınlamış. Bilgilendirme açısından önemli bir yaklaşım. Bir şey yaparken iyi düşünülmeli ve toplumun bütün katmanları konuya dahil edilmelidir. Ama konu Kürtler olunca böyle bir hassasiyet göz önünde bulundurulmuyor. Bu ülkede yirmi milyondan fazla Kürt yaşıyor ve Kürtçe konuşuyor ama Kürtçe bu bilgilendirmede yok sayılıyor. “Benim Kürt kardeşlerim” cümlesi her seçimde bütün partilerin oy kazanmak için kullandığı bir slogandan öteye gidemiyor ve gerçek yaşamda yerini bulamıyor. Yalan söyleyen siyasiler benim kardeşlerim değildir ve olamazlar da. Bir de kendi kimliğini inkâr eden ve çıkarı için takla atan siyasiler de kardeşlikten uzak dursunlar. Kürt halkına ana dilinde sağlık, eğitim hakkını tanımayan siyasi yapılardan kardeşlik ve insanlık beklemek iyimserlik olur. Türkçe bilmediği için doktorun muayene etmediği bir ülke gerçeğini çok yaşadık. Biz bunları yaşamaktan bıktık ama onlar sürekli aynı tekrarları uygulamaktan bıkmadılar, usanmadılar, akıllanmadılar. Biz dilimizden vazgeçmeyecek, bütün asimilelere karşı durmaya devam edeceğiz. Siz bu suçların tekrarlarıyla ülkeyi boğarak nereye varacaksınız? Sizin anlayışınız TRT 6 anlayışı gibi sadece göstermelik, kullanmalık. Gerçeklerden ve halktan uzak yaklaşımlar kutuplaşmayı körüklemektedir.
Mafya ve mafya özentilileri toplumuna dönüştük. Her yerde bunların tehditleri ve eylemleri ile karşı karşıyayız. Korkunç bir toplumsal çöküntünün ki, en büyük nedenlerinden biri ekonomik sıkıntı ve onun getirdiği işsizlik içindeyiz. Gencecik insanların, çocukların eline para, uyuşturucu ve tabanca verilirse sonucun ne olacağı ortada. Şiddet gün geçtikçe artıyor ve bundan en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Polislerin Ankara’da kadınlara meydan dayağı çekmesinin görüntüleri utanç verici. Eline tabanca alan “devlet” benim diyor. Ülkenin her yerine bu anlayış yerleştirildi. İstanbul’un ayrı semtlerinde yaşanan olaylar, Bodrum’da otele silahlı saldırı, ölüler ve yaralılar. Güvenlik güçlerinin en olunması gereken yerde olması gerekirken ya yoklar ya da seyirci olarak oradalar. Ama her Cumartesi, “Cumartesi Anneleri” için tam kadro oradalar. Hak ve adalet arayışında olanlara zulüm etmek için saldırıya hazır vaziyette yerlerini almayı hiç ihmal etmiyorlar.
Seçimden sonra Yerlikaya-Soylu kadroları arasındaki değişikliklerin sonuçları yavaş yavaş kendini gösteriyor. Ülke eskisiyle, yenisiyle, her yönüyle talan edilmeye, demokrasi ve insanlık haklarından uzak yönetilmeye devam ediliyor. Yerel seçimler yaklaştıkça toplumsal gerginliği artırmak için her türlü adımlar atılıyor. Ülke içinde kazan kaynıyor ve dış politikada tavizler verilmeye devam ediliyor. Bu kritik dönemde meclis neden kapalıdır anlamak zor. Meclisin de bir işlevi kaldı mı o da ayrı tabii ki.
Fidan, Güney Kürdistan ziyareti yapıyor, içeriği hakkında hiçbir bilgi yok. Öne sürülen antlaşma maddelerinin kabul görmesi zor. KDP’nin PKK’yi terör listesine almasını ve ona karşı savaşmasını isteyen Türkiye çok kirli bir savaşın derinleşmesi için uğraşıyor. Bütün Kürt partilerinin bu savaşa dur demesi için acilen toplanması ve tavır alması gerekmektedir. Kürdistan’ın yeraltı kaynakları Kürt halkının hizmetinde olmalıdır. KDP Kürt ulusal çıkarlarını ön planda tutmalıdır. En önemli ve vazgeçilmez olan, her daim Kürtlerin ulusal çıkarlarını gözeterek hareket etmeleridir.