UNESCO, Amed surları ve Hevsel Bahçeleri’nde yapılan betonlaşma ve yıkıma karşı hazırladığı raporda Türkiye’ye ‘kırık not’ vererek, yapılan tahribata dikkat çekti ve 1 Şubat’a kadar koruma çalışmaları ile ilgili rapor istedi
Amed’de 2015 yılında yaşanan çatışmalı sürecin ardından kentin birçok mahallesi “kentsel dönüşüm” ve yeniden inşa adı altında yerle bir edilirken, tarihi birçok yerde restorasyon adı altında yok edildi.
Bu kapmsamda 2015 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı Amed surları ve Hevsel Bahçeleri’nde de “restorasyon” adı altında yürütülen tahribat ve betonlaşma sürüyor.
Türkiye’ye ‘kırık not’ verildi
Artı Gerçek’in ulaştığı taslak rapora göre, UNESCO yaşanan tahribata karşı Türkiye’ye “kırık not” verdi. UNESCO heyeti, Suriçi’nde ve Hevsel Bahçeleri’nde yürütülen çalışmaların, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınma kriterlerinden biri olan “Üstün Evrensel Değer”e (ÜED) zarar verdiğine kanaat getirdi. Buna göre, Gelinen noktada, Amed surları ve Hevsel Bahçeleri, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alınacak.
Gerekli özen gösterilmedi
UNESCO’nun 9 Eylül’de Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılacak Kültürel Miras Merkezi toplantısında kesinleştirmeyi planladığı taslak rapora göre, “Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi”ne alınacak diğer kültürel mirasların da değerlendirildiği raporda, Amed konusunda Türkiye’ye sert eleştiriler yöneltiliyor. Eleştiriler arasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı” projesinde arkeolog bulundurmaması, Hevsel Bahçeleri’nin Amed ile toplumsal bağının kopartılmış olması, Suriçi’nin Üstün Evrensel Değeri’nin zarar görmüş olması yer alıyor.
1 Şubat’a kadar süre verildi
Taslak rapora göre UNESCO, Türkiye’den 1 Şubat 2024 tarihine kadar bölgedeki koruma çalışmaları konusunda güncel bir rapor da talep ediyor. Raporun sonuç kısmında, Amed surları ve Hevsel Bahçeleri’nin kendilerinde, etraflarındaki tampon bölgelerde ve bulundukları ortamda, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındıkları 2015 yılından bu yana önemli değişiklikler yapıldığı belirtilerek, “Bu değişikliklerin büyük çoğunluğu, doğrudan devletin hayata geçirdiği projelerden kaynaklandı” denildi.
Birçok tarihi yapı yer alıyor
UNESCO, 2015’ten beri söz konusu alanda devlet tarafından yürütülen çeşitli inşaat, peyzaj ve altyapı projelerinin “Üstün Evrensel Değer”i ciddi biçimde erozyona uğrattığını belirterek, buna 1500 yıllık On Gözlü Köprü’nün de dahil olduğunu belirtti.
Risklere vurgu yapıldı
Taslak raporda, yine Anzele Suyu’nda planlanan değişikliklerin de Üstün Evrensel Değer’e olumsuz yansıma riski bulunduğu vurgulanarak, Dünya Kültür Mirası Merkezi ile işbirliği içinde, derinlemesine bir değerlendirme yapılması çağrısı yer aldı.
‘Acil eylem’ çağrısı
Türkiye’ye “Kırık not” verilen raporda , daha fazla zararın engellenmesi ve Hevsel Bahçeleri, kent ve kentte yaşayanlar arasındaki ilişkinin yeniden tesis edilmesi için acil eylem” çağrısında bulunuldu.
Yapılar tehlike altında
Raporda, Türkiye’yi ziyaret eden UNESCO heyetinin Dünya Mirası Listesi’ndeki alanın yönetilme biçiminin gözden geçirilmesi kanaatine vardığı vurgulandı, Ankara’ya 2012 tarihli koruma planına geri dönme çağrısı yapılarak, “Heyet, bütünlüğün, kültürel önemin ve destekleyici tarihsel dokunun ciddi biçimde kaybolması nedeniyle, söz konusu alanın yakın bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğu sonucuna vardı. Alanın Üstün Evrensel Değeri, mevcut planlama kontrolleri altında izin verilen ve yasal olarak tasarlanan planlardan kaynaklı bir tehlike altında” denildi.
UNESCO’ya bildirilme zorunluluğu
Buna göre raporda son olarak, tüm bu tespitler nedeniyle söz konusu alanı 2015’te Dünya Mirası Listesi’ne aldıkları dönemden bu yana Üstün Evrensel Değer’in korunamadığı belirtilerek, Türkiye’nin kentsel tasarım, peyzaj ve altyapı projeleri konusunda bağımsız değerlendirmeler yapması gerektiğini vurguladı. Raporda, tüm projelerin profesyonel arkeologlar ve koruma uzmanları tarafından yürütülmesi ve bu tür projelerin ayrıntılarının UNESCO’ya bildirilmesi gerektiği de belirtildi.
HABER MERKEZİ