Gazeteci Mehmet Altan, ‘Kürt sorununun çözülmesi için Türkiye’nin demokratikleşmesi gerektiğini ifade ederek bunun için ‘Bir vatandaş koalisyonuna ve demokrasi cephesine ihtiyaç var’ dedi
AKP iktidarının Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrarı, ülkede ekonomik, siyasal ve ekolojik krizleri derinleştiriyor.
Kürt sorununda çözümsüzlük, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, hak ve adalet başta olmak üzere bütün özgürlükler askıya alınıyor.
MA’dan İbrahim Irmak’a konuşan Gazeteci-yazar Mehmet Altan, Türkiye’de mevcut siyasetin işlevselliği ve Kürt sorunu başta olmak üzere temel sorunların çözümünde muhalefetin rolüne dair değerlendirmelerde bulundu.
Statükonun parçası
Türkiye’nin mevcut durumunun bir çürüme hali ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Altan, bu çürümenin ağırlıklı olarak siyaset kurumu üzerinden gerçekleştiğini belirtti. Bu nedenle Türkiye’de var olan cumhuriyet sisteminin yüz yıldır demokratikleşemediğine vurgu yapan Altan, “Türkiye siyaseti zaten statükonun bir parçasıydı ve o nedenle Türkiye’yi değiştiremedi” dedi.
Muhalefetin rolü büyük
Çürüme tablosunda iktidarın yanı sıra muhalefetin de büyük bir rolü olduğunu söyleyen Altan, muhalefetin mevcut sorunların çözümüne yönelik herhangi bir politika oluşturamadığını belirtti. Bu duruma kayıtsız kalmanın var olan krizi derinleştirdiğini dile getiren Altan, bugünden itibaren anti siyaset temelinde bir yol alınmaya gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kürt sorunun çözümü
Var olan sistemsel kriz ve tüm temel sorunların öncelikli nedeninin ise Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğunu söyleyen Altan, Kürt sorununun çözümünün ise ancak demokratik bir cumhuriyet temelinde sağlanabileceğini kaydetti. Altan, “ Kürt sorunu gerçekten de Türkiye’nin demokratikleşmesiyle mümkündür. Çünkü Kürt sorununun demokrasi düzeyinde çözülmesi demek, Türkiye’nin zaten demokratik bir cumhuriyete kavuşmasıyla eş değerdir. Ama o demokrasi olmayınca, Kürtler ve diğer tüm kesimlerde bu rejimin mağduru haline geliyor. Bir vatandaş koalisyonuna ve demokrasi cephesine ihtiyaç var. Hiç parlamentoya girmeden, ülkenin bütün her tarafında örgütlenip, bütün herkesin sorunlarını ortak çözecek olan aracın bu cumhuriyetin demokratikleşmesine yürümeli diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Muhalefetin korkuları
Muhalefetin inisiyatif alamama ve gündem belirleyememe durumunda başarısızlığa mahkum olmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Altan, geride bırakılan 14-28 Mayıs seçimlerinde de bunun açığa çıktığına söyledi. Muhalefetin seçim sürecinde bu tıkanmayı aşamamaktan kaynaklı iktidarın türevi haline geldiğini ve iktidarın belirlediği sınırlarının dışına çıkamadığına dikkat çeken Altan, şöyle devam etti: “Çok büyük bir baskı altında olan HDP’nin kapatılma durumunda, seçmen, üyeleri, yöneticileri, partinin kendisi zulmün hedefi haline getirildiği vakit, demokrasiden yana bir muhalefetin buna daha çok karşı çıkması gerekiyor. Fakat şimdi buna sahip çıkmayıp, görüşmekten, yan yana görünmekten korkanlar, ülkeyi nasıl değiştirebilir ki?”
Yeşil Sol Parti hamlesi
14-28 Mayıs seçimlerinden büyük dersler çıkarılarak yerel seçimlere gidilmesi gerektiğinin altını çizen Altan, Yeşil Sol Parti’nin çalışmalarına değindi. Yeşil Sol Parti’nin seçim sonrası yeniden yapılanma sürecine ilişkin eleştiri ve özeleştiri şeklinde düzenlediği halk toplantılarının anlamlı olduğunu dile getiren Altan, “Yeşil Sol Parti’nin bu çalışması gayet demokratik bir hamleydi ve hızlı derlenip toparlanma anlamında olumlu bir şeydir. Çünkü beyinsel bir sürece çok daha fazla ihtiyaç duyan bir döneme girdik” diye konuştu.
Ülkede mevcut çürümenin açığa çıktığı oranda umudun artacağını belirten Altan, “Demokratik bir yapıda eğer iktidar çökertilirse, umut muhalefettedir” dedi.
İSTANBUL