Türkiye’nin Dicle Nehri’nin sürekli olarak Irak’a karşı tehdit aracı olarak kullandığını belirten HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, “Türkiye, Dicle ve Fırat nehirlerini Suriye ve Irak’a karşı diplomatik bir malzeme olarak kullanıyor” dedi.
Türkiye, Irak’a akan Dicle Nehri suyunu sıklıkla kesiyor. Konuyu Mezopotamya Ajansı’ndan Elif Çetiner’e değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy Türkiye ile Irak arasında sürekli bir gerilim ve pazarlık halini alan kesintinin, siyasete malzeme yapılmasının insani ve ahlaki açıdan kabul edilemeyeceğini belirtti. ‘Diplomatik bir malzeme olarak kullanılıyor’
‘Türkiye önemli bir koz olarak kullanıyor’
Suyun uluslararası diplomaside pazarlık unsuru olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunu hatırlatan Özsoy, “Türkiye, Dicle ve Fırat nehirlerini Suriye ve Irak’a karşı diplomatik bir malzeme olarak kullanılıyor. İstediği zaman vanaları açan, istediği zaman kapatan bir iktidar bunu önemli bir koz olarak görüyor. Mezopotamya halkının büyük çoğunluğu suyu bu iki havzadan alıyor. Bu durum hem insani ve ahlaki açıdan hem de uluslararası hukuk açısından çok sıkıntılı bir durum” dedi. Dicle ve Fırat havzaları üzerinde yaşayan her halkın su üzerinde söz söyleme hakkına sahip olduğunu hatırlatan. Özsoy, “İki havza üzerinde onlarca büyük kent var ve milyonlarca insan yaşıyor. Su üzerinde karar alma hakkı olan tüm çevreler siyasi unsurlar karşısında yok sayılıyor” diye belirti.
Sivil toplum örgütleri cılız kalıyor
Suyun diplomaside pazarlık unsuru sayılmaması için bir takım sivil toplum örgütlerinin kurulduğunu söyledi. Ancak kurulan sivil toplum örgütlerinin cılız kaldığını ifade etti. Özsoy konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Türkiye kaygı duyduğu ve üstesinden gelemediği ekonomik, saldırı tehdidi ya da politik sebepler karşısında ‘Benim istediğim olmazsa size bir bardak suya muhtaç ederim’ anlayışını devreye koyuyor. Bu durumda asla kabul edilir değildir.”