Kadınlar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigmasının kendilerine cesaret verdiğini belirterek, “Devletin tecritle amacı önderliği halka unutturmak” diyerek, mücadele ile tecridin kırılacağını ifade ettiler
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alınamama hali, 30’uncu ayına girdi. Aile ve avukat görüşlerinin engellenmesi, kamuoyunda kaygıların derinleşmesine neden oluyor. İmralı tecrit sisteminin topluma yansıdığını belirten Kürtler ve dostları, Kurdistan’dan Avrupa’ya dört bir yanda PKK Lideri Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyor.
Kadınlar örgütlenirse kırar
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Eşsözcüsü Beser Çelik, tecridi en çok hissedenlerin başında kadınların geldiğini söyledi. Çelik, kadınların özgürlük mücadelesinin en öncü misyonları olduğunu vurguladı. Tecridin tüm kadın kurumlarının örgütlenmesiyle kırılabileceğini vurgulayan Çelik, “Bütün dünya ülkelerinden tutun da Türkiye’deki bütün kadın kurumlarıyla örgütsel zemini büyüterek, daha güçlü bir şekilde hem tecrit politikalarına hem yoksulluğa hem kadın kırımına hem de iktidarın kadın soykırımcı politikalarına karşı güçlü bir direnişi sağlamak için birlikte örgütlenme zeminini yaratmamız gerekiyor” dedi.
‘Amaç unutturmak’
“Devletin tecritle amacı önderliği halka unutturmak” diyen Özgür Kadın Hareketi (Tevgerê Jinên Azad-TJA) Aktivisti Selcan Saygı, unutmanın kolay olmadığını vurgulayarak, “Çünkü önderliğin felsefesi dünyaya yayılmış. Kaldı ki Kürt halkı tarafından benimsenmiş bir önderlik felsefesi var” diye kaydetti. Abdullah Öcalan’ın susturulan Kürt kadınının uyanışına öncülük ettiğini dile getiren Saygı, PKK Liderinin bastırılan, inkar edilen Kürt kadınlarına başta siyaset olmak üzere her alanda cesaret verdiğini dile getirdi. Abdullah Öcalan’ın fikriyatını benimsemeye devam edeceklerini ifade eden Sygı, kadınlar olarak PKK Lideri Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için verilen mücadelenin öncüleri olacaklarını da sözlerine ekledi.
‘Türkiye batışa sürükleniyor’
Tecridin toplumsallaştığına dikkat çeken Saygı, yaşanan ekonomik krizin, kadın cinayetlerinin, savaşın, katliamların, Türkiye’deki siyasetin çöküşünün tecritten bağımsız ele alınamayacağının altını çizdi. “Önderliğin tecridi sadece Kürt halkını mı etkiliyor?” diye soran Saygı, “Şu anda batışa sürüklenen bir Türkiye gerçekliği var. Bu tecritten bağımsız değildir. Türkiye bu tecritten misliyle payını alıyor. Türkiye halkı ancak bu tecridin kalkmasıyla birlikte derin bir nefes alabilecektir” diye konuştu. Saygı son olarak, Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması, aile ve avukat görüşlerinin sağlanabilmesi için, bütün kadınların mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
Kadın paradigması yol oldu
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul 3’üncü Bölge Eşsözcüsü Gülistan Aydın, tecridin “planlı” ve “projeli” bir sistem olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’ın kadın paradigmasını açığa çıkararak, Kürt kadın hareketini ayağa kaldırdığını belirten Aydın, “Öcalan, kadın paradigmasıyla kadının kölelikten kurtuluşunun öncülüğünü yaptı. Önderliğin, ‘Nerede düştüyseniz, orada kalkacaksınız’ diye bir tespiti var. Kürt kadını nerede düştüyse, orada kaldırmaya çalıştı” dedi. Tecridin kırılması için kadınların örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, “Dik durulmalı, ayağa kalkmalı. Tecrit mutlaka ama mutlaka kırılmalı. Bunun başka alternatifi yok. Kürt kadınının kurtuluşu tecridin kırılmasına bağlı” ifadelerinde bulundu.
Kimliğimizi tanıdık
Köle edilen, hapsedilen kadınların mücadelenin en ön saflarında olduğunu dile getiren Aydın, Abdullah Öcalan’ın Kürt kadınlarının kimliğini fark etmesine vesile olduğunu belirterek, bunun bilincinde olan kadınların, Abdullah Öcalan’a ve onun kazanımlarına sahip çıkmak zorunda olduğunu söyledi.
Haber: Rukiye Adıgüzel / MA