Bursa sanayi kenti aynı zamanda deprem bölgesi. Gemlik, İnegöl, Uluabat, İnegöl ve Zeytinbağı gibi 14 aktif fayı bulunuyor. 18 OSB var, bunun 23’e çıkarılması gündemde.
Türkiye Maraş merkezli 11 kenti etkileyen 6 Şubat depreminde büyük bir felaket yaşadı. Mereş depreminden daha büyük felaketlere yol açacak olası Marmara Depremi’nin yaklaştığı sık sık uzmanlar tarafından dillendiriliyor. Depremin yarattığı yıkımın yanı sıra deprem sırasında tehlikeli maddelerin yaratacağı etki, ne uzmanlar ne de kamuoyu tarafından pek tartışılmadı.Birçoğumuz bu durumdan habersiz. Türkiye’nin her yerinde fabrikalar, tabiri caizse barındırdığı tehlikeli maddelerden dolayı birer uyuyan bomba işlevi görüyor.
14 aktif fay var
Bursa sanayi kenti aynı zamanda deprem bölgesi. Gemlik, İnegöl, Uluabat, İnegöl ve Zeytinbağı gibi 14 aktif fayı bulunuyor. 18 OSB (Organize Sanayi Bölgesi) var, bunun 23’e çıkarılması gündemde. Sanayi bölgeleri yanı sıra mahalle arası fabrikaların neredeyse tümü yerleşim alanları ile iç içe ve genellikle zemini sağlam olmayan alanlarda. Söz konusu sanayi bölgelerinde yer alan fabrikalarda deri, kozmetik, plastik, otomotiv gibi alanlarda çok sayıda tehlikeli madde kullanılıyor. Depremde yıkıntıyı düşünürken bir de kimyasal yıkıntı ile birlikte geri dönüşü olmayan yok oluşa sürüklenmek olası.
Kimyasalların miktarı kaç ton?
Deprem ve tehlikeli madde ilişkisi üzerine çalışmaları olan ve bu konuda rapor hazırlayan Bursa Su Kolektifi üyesi Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD) Candan Göz Jinnews muhabiri Habibe Eren’e konuştu. Candan, “Şu anda deprem olsa ve Türkiye’den bir kesit alsanız; işletmelerde kaç ton ve hangi sınıfta tehlikeli madde var; yollarda kaç ton ve hangi sınıfta tehlikeli madde hareket halinde, hangi konumda olduğunu bilen yok” dedi. Petrol ve türevlerinde bulunan vanadyum ve nikelin insan üzerinde kanser yapıcı etkisi olduğunu söyleyen Candan, “Deprem sonrası görülen kanser vb. hastalıklar üzerine yapılmış araştırmaya ne yazık ki denk gelmedik” diye belirtti.
Tarım yerine sanayi
Şu an Bursa’nın sanayi bölgelerinde tehlikeli madde ile çalışan birçok fabrika olduğunu söyleyen Candan, “Bildiğim kadarıyla 1853 Bursa Depreminden sonra bu alanlar yerleşime kapatılarak tarıma ayrılıyor. Ama sonra sanayi kuruluyor ve sanayide çalışanlar için bölge yapılaşmaya açılıyor. Derken tüm Bursa hatta tüm sanayi kentleri İstanbul, Gebze, Adana, Antep, Manisa vb. sanayi tesisleri ile iç içe geçmiş yerleşim alanlarına dönüyor” ifadelerini kullandı.
‘Marjinal ilan ediliyoruz’
Bursa’nın verimli tarım arazilerinin üzerine kurulduğunu ve kentte yüzlerce fabrika olduğunu aktaran Candan, “ Biz Bursa Su Kollektif üyeleri ve diğer ekoloji örgütleri ve yaşam savunucularının istediği tek şey ‘her varlığın yaşama hakkının korunması’. Doğamızı, tüm varlıklarımızı korumak için çırpınıyoruz ama marjinal ilan ediliyoruz. Sadece var olanı koruma derdindeyiz. Yönetimde önleyici, düzeltici faaliyetler vardır, Türkiye’de tüm faaliyetler düzeltici faaliyet ama 99’dan sonra bu bile yapılmamış. Biz önleyici faaliyet alınsın diye çığlık atıyoruz kimse sesimizi duymuyor” diye sitem etti.
HABER MERKEZİ