Türkiye toplumunun üç vefakâr, cefakâr, emektar kesimi var. Biri emekliler, biri çiftçiler diğeri ise tüketici halk. Bu üç kesime karşı yönetenlerin vefalı olduğu bugün tartışma konusu.
Emekliler
Emekliler çalıştıkları dönemde ülkenin bütün yükünü sırtlar. Ülke halkının rahatı ve refahı için emekli olana kadar çalışır, çabalar; emek harcar, enerjisini sonuna kadar kullanır. Çalıştığı dönemde emeklilikte rahat etsin; ele güne muhtaç olmasın, diye aldığı ücretinden devlet kesinti yapar, biriktirir. Emekli olduğunda çalıştığı dönemde devletin kasasındaki biriktirilmiş olan parasından çalışıyormuş gibi maaş bağlanır. Emekliliğinde namerde muhtaç olmadan yaşar. Ne yazık ki emektar emeklilerimiz şimdi muhtaç durumda. Biriksin diye kesilen paraları ezelden beri “har vurup harman savruldu”, başka bir deyişle, “emanete hıyanet edenler” yüzünden emekliler şimdi devletin sırtında yük olarak gösteriliyor. Hakkın kendisi bir yana ahde vefa hak getire. Böylesi bir toplumsal ve yönetsel erozyon ile karşı karşıyayız.
Çiftçiler
Çiftçiler insanların karnını doyurur. Sırtını giydirir. Bu faaliyetleriyle toplumsal bir görevi yerine getirirler. Toplumun en çilekeş kesimidirler. Halkın karnını doyurma ve sırtını giydirmek gibi önemli toplumsal görevinin yanında ülkenin krizinin yükü yükleniyor şimdi sırtlarına. İnsanlara gıda sağlamak için faaliyetleri esnasında zorunlu olarak kullandıkları mazotun fiyatının üzerine Katma Değer Vergisi (KDV) konuluyor. Yetmiyor, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) bindiriliyor. Sanırsın çiftçi traktörle boğazda caka satıyor, onun için lüks vergi olan ÖTV vermekle yükümlendiriliyor. Çiftçinin ürettiği ürünün fiyatını belirlemeye gelince ürünü mal ettiği fiyat kadar fiyat belirleniyor. ÖTV’li, KDV’li mazotun litre fiyatı kırk liraya dayandı. Çiftçinin buğdayının 1 kilosunun piyasa fiyatı 6-7 lira arasında. Çiftçi buğdayın kilosunu 6-7 TL’ye satıp 40 TL’ye mazot alarak halka karşı toplumsal görevini yerine getirebilmek için nasıl üretim yapabilecek? Ekim sezonu yaklaşıyor, DAP gübresinin fiyatı 20 TL’yi geçti. Hangi para ile gübre alıp tarlaya saçacak? Makas haddinden fazla açıldı. Bu makas açılması üretim için hayra alamet değil. Benden söylemesi! Evet. Dolar 27 bandında. Mazot, gübre ve yemin hammaddesi, ilacın, mekanizasyonun önemli bölümü ithal ediliyor. Yani dövize bağlı. Sahi biz nereye gidiyoruz, böyle dolu dizgin.
Tüketiciler
Ayçiçek, zeytinyağı yeni zamlandı. Kuraklık yüzünden ayçiçeği verimliliğinde yüzde 30 verim kaybı bekleniyor. Yönetim krizinin yanısıra iklim krizi, gıda krizini besliyor. Buğdayın fiyatı düşük belirleniyor, ama maliyetlerin artmasından ekmeğin fiyatı yükseliyor. Etin, tereyağının, yoğurdun yanına yaklaşılmıyor zaten. Halkın zam yağmurundan ve dolaylı vergilerden beli bükülmüş, doğrultamıyor. Verdiği vergiden kendisine nefes aldıracak politikayı da ara ki bulasın. Ne olacak bu halkın hali?
Yerel seçim tamtamları çaldı, çalacak. Partilerin içerisi kaynayan kazan misali. Fokurduyor. Ama evdeki tencere kaynamıyor. Fokurtu sesi yok? Ne olacak bu hal ve gidiş, ey siyasiler? Üretim yapmayı sağlamak bir çözüm olabilir mi? Ne dersiniz?