Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın Efrîn’e yaptığı ziyareti değerlendiren İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü İbrahim Şêxo, Efrîn’deki kişiler valinin yardımcısı olarak görev aldığının Efrin’in fiili olarak Hatay’a bağlanmaya çalışıldığını söyledi
Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların 20 Ocak 2018 tarihinde başlattığı saldırı sonrası 18 Mart’ta selefi grupların denetimine geçen Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kenti, demokrasi, bilim, eğitim merkeziyken; talan, gasp, tecavüz, etnik temizlik ve Türkleştirme merkezine dönüştürüldü. Selefi grupların denetiminde olan kente ilişkin Efrîn-Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün 16 Ağustos 2023 tarihinde paylaştığı verilere göre, aradan geçen 5 yıl 5 ayda Efrîn’de en az 99 kadın katledildi, bini aşkın kadın kaçırıldı. Ailelerinden fidye almak için kaçırılan insanların yarısından fazlasının akıbeti bilinmiyor.
Saldırı öncesi nüfusunun yüzde 90’ı Kürt olan Efrîn’in, bugün demografik yapısı değiştirildi. Kentte Kürtlere dair tüm izler siliniyor. Kentin Türkiye ve bağlı grupların eline geçmesinden sonra 300 binden fazla Efrînli yerlerinden edildi. İdlib, Hama, Humus, Guta, Lazkiye ve Halep’ten getirilen selefi grubu ailelerinden olan 400 bin kişi, Kürtlerin yaşadığı evlere yerleştirildi. Türkçe, tüm okullarda zorunlu eğitim dili haline getirildi. Yerleşim yerleriyle birlikte cadde, sokak ve meydan isimleri de Türkçeleştirildi. Azadî Meydanı’nın ismi “Atatürk Meydanı”, Newroz Kavşağı “Selahattin Kavşağı”, Demirci Kawa Meydanı “Zeytin Dalı Meydanı”, Qestel Miqdat köyü “Selçuk Obası”, Kûtana köyü “Zafer Obası” ve Kurzêlê köyünün ismi de “Cafer Obası” olarak değiştirildi. Yerleşim yerlerinin birçoğuna AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın posterleri asıldı. Son olarak Kürtçe-Arapça köy isimlerinin yer aldığı tabelalar değiştirilerek, yerlerine Arapça ve Türkçe isimlerin yazıldığı tabelalar asıldı.
Aradan geçen 5 yılda yaşanan hak ihlallerine karşı uluslararası güçler sessizliğini koruyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 17 Ağustos 2023 tarihinde Türkiye destekli paramiliter grupların Süleyman Şah Tugayı ile Hamza Tümeni ile ilgili, “Kaçırma, fidye-haraç alma, cinsel istismar, demografik yapıyı değiştirme” gibi nedenlerle yaptırım kararı aldı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve ENKS yöneticisi Abdülhekim Beşar, kararın alındığı gün Efrîn’e ziyarette bulundu. Ancak ziyarete dair resmi bir açıklama yapılmadı.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü İbrahim Şêxo, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerini, Hatay Valisi ve ENKS yöneticisinin Efrîn ziyareti ile uluslararası kamuoyunun yaşananlara dair sessizliğini değerlendirdi.
Hatay Valisi yönetiyor
Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve ENKS Yöneticisi Abdülhekim Beşar’ın 17 Ağustos’ta Efrîn’i ziyaret etmesine değinen Şêxo, “Efrîn’de her ilçede valiye bağlı bir kişi var. Bu kişiler Hatay Valisi’nin yardımcıları olarak görev yapıyor. Hem askeri hem de yönetim bu kişilerin ellerinde. Bölgede atılan her adım bunların onayıyla atılıyor. Çetelerin yaptıkları suçlara karşı bu kişiler göz yumuyor. Çeteler bir suç işlediğinde, Türk yöneticiler ‘bu onların hakkı, onlar Türkiye ile birlikte hareket ettiler’ diyor. Efrîn bugün fiili olarak Hatay’a bağlanmış durumda. Valinin ziyaret amacı Efrîn’in Hatay’a bağlanmasının alt yapısını hazırlamak. Eğitimden sağlığa kadar her alanda bu hazırlıklar sürdürülüyor” ifadelerini kullandı.
Demografik yapı değiştiriliyor
Efrîn’de yapılan demografik değişimin hızlandırıldığını vurgulayan Şêxo, “Türkiye’nin bir planı var; bir milyon mültecinin Türkiye’den kendi rızaları ile gönüllü dönüşünden bahsediyorlar. Ancak öyle bir şey söz konusu değil. Gelenler zorla dönüyor. Gelenlerin birçoğu bölge halklarından değil. Başka yerlerden olan kişiler, Kürtlerin yaşadığı yerlere yerleştiriliyorlar. Daha önce yaşadığı eve dönen bir kişi, kendi evine girmek için evini satın almak zorunda kalıyor” diye konuştu.
ENKS işgale ortak
ENKS yöneticisi Abdülhekim Beşar’ın, 20 Mart 2023’de Newroz ateşi yaktıkları için Suriye Milli Ordusu (SMO) bünyesinde yer alan Ahrar Şarqiye grupları tarafından katledilen 4 Kürt’ün ailesini ziyaret ettiğini, artık bu olayı gündeme taşımamalarını istediğini aktardı. ENKS’nin Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların suçlarına ortak olduğunu dile getiren Şexo, “Türkiye’nin amaçları doğrultusunda hareket ediyorlar. Demografik değişim olmadığını iddia ediyorlar. Abdülhekim Beşar gibilerinin Efrîn halkına vereceği bir şey yok. Beşar’ın, tecavüze uğrayan, kaçırılan, öldürülen kişilerin ailelerine vereceği bir şey yok. ENKS ile Türkiye arasında bir fark yok. Hepsi bu işlenen suça ortaktır. Hepsinin eli dökülen kanda var” ifadelerini kullandı.
Uluslararası güçler ses çıkarmalı
Efrîn’den göçertilen binlerce kişinin Şehba başta olmak üzere birçok yerden topraklarına geri dönecekleri günü beklediklerini ifade eden Şexo, uluslar arası güçlerin sessizliğine de tepki göstererek “Uluslararası güçler yaşananlara ses çıkarmalı. ABD’nin bir iki kişiye yaptırım uygulaması çözüm değil. İşgalde yer alanların hepsi uluslararası mahkemelerde yargılanmalılar” diye konuştu.
Haber: Emrullah Acar / MA