Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 111 gündür açlık grevi eylemini sürdüren Nedim Öztürk’ü ziyaret eden kardeşi Meral Halisdemir, Öztürk’ün vücudunda uyuşmaların başladığını aktardı
Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan Nedim Öztürk’ün, başka cezaevine sevk talebi ile ihlal politikalarına karşı 24 Nisan’da başlattığı süresiz açlık grevi eylemi, 111’inci gününde devam ediyor. Açlık grevi eylemi sürecinde 19 kilo kaybettiği belirtilen Öztürk’ün ayrıca vücudunda uyuşmaların baş gösterdiği ifade edildi.
Tek başına tutuluyor
Öztürk’ü 2 gün önce bulunduğu cezaevinde ziyaret eden kardeşi Meral Halisdemir Mezopotamya Ajansı’ndan Yüsra Batıhan’a konuşarak, Öztürk’ün ağır müebbet cezası almamasına rağmen yüksek güvenlikli cezaevinde tek başına tutulduğunu, buradan çıkmak için defalarca yetkili kurumlara ve kişilere bulunduğunu ancak bir sonuç almadığını kaydetti. Halisdemir, Öztürk’ün Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulmasının hukuksuz olduğunu ifade etti.
‘Vücudunda uyuşmalar başladı’
Öztürk’ün Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde olmaması gerektiğini ve buna karşı yaptığı başvuruların cevapsız kalması sonrasında açlık grevi eylemini başlattığını söyleyen Halisdemir, “Açlık grevinin 109’ncu gününde kendisini görmeye gittik. Bu süreçte, 64 kilodan 45 kiloya düşmüş. Sarıldığımda, elim kaburgalarının kafesine girdi. Omuzlarında, sağ bacağında, kalçadan dizkapağına kadar uyuşmalar başlamış durumda. Bilinci ile ilgili herhangi bir sıkıntısı yok, abim temel haklarına erişmek için greve başladı” şeklinde konuştu.
‘Hücresi hava, ışık ve güneş almıyor’
Tutukluların yüksek güvenlikli cezaevlerinde her türlü ihtiyaçlarını tek başlarına sağladığını belirten Halisdemir, “Abim şu anda ortak sohbetlere çıkartılmadığını söyledi. Yine havalandırma yerleri üç metrelik duvarlarla çevrili. Küçük bir boşlukta gökyüzünü görebiliyor. Küçük bir boşluktan gökyüzünü gördüklerini, hücrelerinin hava, ışık, güneş almadığını söyledi. 3 katlı hapishanenin birinci katında gece-gündüz belli değilmiş. Sadece bir tane 3 kişilik hücrenin olduğunu onun da sürekli olarak kameralarla izlendiğini aktardı. Ben birçok yerde görüşe gittim. Görüşün olduğu salon büyüktü ve görevliler eşliğinde getirilip açık görüşümüzü yapıyorduk” diyerek “Sincan’da cam fanusun içinde görüş yaptık” benzetmesinde bulundu.
‘Abim gün gün eriyor’
“O hücrenin içinde yatakları, tuvaleti, banyosu, mutfakları var. Nasıl bir sistemdir ki bir insana bunu dayatıp reva görebiliyor. Acaba kendileri 24 saat o hücrede kalabilirler mi?” diye soran Halisdemir, “Benim abim gün gün, eriyor. Bu insanların siyasi bilincinin farkında değiller. Bu insanlar bunun da üstesinden gelecek. Benim Nedim Öztürk’ün kardeşi olarak tek ricam abim ölsün istemiyorum” diye konuştu.
‘Katil ve tecavüzcüler serbest kalıyor’
Halisdemir, kadınları ve çocukları öldürenler ile tecavüzcülerin serbest bırakıldığını, ancak siyasi tutukluların neden serbest bırakılmadığını sordu.
ANKARA