Kürt sanatçı Diyar sanatçılara tecrit sessizliğinden dolayı tepki göstererek, ‘Her gün başına bomba yağacak, ‘Ben sanatçıyım, siyasetle alakam yok’ diyeceksin. Yok, öyle bir şey’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alınamama durumu 29. ayında sürüyor. 24 yıldır ağır tecrit ve izolasyon koşullarında tutulan Abdullah Öcalan için kadınlar ve gençler başta olmak üzere aydın, akademisyen, yazarlardan tepki gelmeye devam ediyor. İmralı’daki mutlak iletişimsizlik haline tepki gösteren sanatçı Diyar sanatçıları eleştirerek ortak mücadele çağrısı yaptı.
İmralı’da tecrit derinleştirildi
Diyar, Abdullah Öcalan’ın varlığının Kürtler açısından önemine vurgu yaparak, “Önderliğimizin fiziksel özgürlüğü, paradigması, mücadele eden her Kürt’ün hem onuru hem de kırmızı çizgisidir. AKP-MHP faşist iktidarı da bu onuru kırmak için tecridi derinleştirip, Kürtleri önderliksiz yaşatmaya çalışıyor. İmralı’da uygulanan tecrit, Kurdistan’da savaş demek, Kürtlerin dağlarına bomba yağdırmak demek. O bombaları da halkların boğazından keserek yapıyorlar. Bu döngü 50 yıldır var” diye belirtti.
Fikirleri reçete
Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Modernite fikriyatının halkların sorunlarına ve çıkmazlara adeta “reçete” görevi gördüğünü sözlerine ekleyen Diyar, “Kapitalizmin çarkları arasında ezilen toplumlar, yavaş yavaş Başkan Apo’nun kurtuluş paradigmasını görüyor, hissediyor, benimsiyor. Başkan Apo bundan dolayı devletin elinde bir tutsak. Başkan Apo’nun fikirleri, paradigması, toplumların ta derinliklerine kadar ulaştı. Artık onların yapabileceği bir şey yok. Onlar ancak kirlice mutlak tecrit uygulayarak, insanlık dışı işkenceler yaparak intikamı alıyorlar” dedi.
Sanatçılara eleştiri
Kürtlerin mücadelesini “Bir devrim ve halk hareketi” olarak tanımlayan Diyar, kendisi gibi sanatçıların da halkın yaşadığı sorunlara ortaklık ettiğini dile getirdi. Sanatçıların yaşanan sorunlardan kendisini soyutlayamayacağını vurgulayan Diyar, tecridin derinleşmesiyle halkın yaşadığı sorunların da arttığına dikkat çekti. Diyar, tecride ve savaşa karşı sessiz kalan sanatçılara, “Senin halkının her gün başına bomba yağacak, sesini çıkaran içeriye atılacak, soykırımdan geçirilecek, sonra da kalkıp ‘Ben sanatçıyım, siyasetle alakam yok’ diyeceksin. Yok öyle bir şey” eleştirisinde bulundu.
Sanat fikirleriyle gelişti
Kürt sanatının özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin mücadelesiyle geliştiğini belirten Diyar, devamında şunları söyledi: “Çok şey kazandık, daha da kazanabiliriz. Bunun imkanları, bilinci ve direnci var. Başıboş bir umuttan bahsetmiyorum. Her Kürt sanatçı bunu görmelidir, umutlu olmalıdır. Sadece yan yana gelerek, gücümüzü birleştirerek, biraz vicdani, insani, Kurdevari davranarak, yüz yıldır bize kan kusturan faşist iktidardan kurtulabiliriz. Kazancımızı zaferle taçlandırabiliriz. Ortaklaşarak bu faşizan tecrit sisteminden kurtulabiliriz.”
Haber: Rukiye Adıgüzel / İstanbul-MA