Kobanê Davası’nın 28’inci periyod duruşmasının ikinci oturumu görülmeye başlandı. Duruşmada söz alan Bircan Yorulmaz ‘Kürt sorunun barışçıl çözümünü istediğimiz için yargılanıyoruz’ dedi
DAİŞ’in Kobanê yönelik saldırısı sonrasında Kürdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014 yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 28’inci periyod duruşmasının ikinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başladı.
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde tutuklu bulunan siyasetçiler ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Figen Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmada yaşananlar
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, gelen giden evraklar okundu. Ardından tutuksuz yargılanan Bircan Yorulmaz söz aldı. Duruşmaların kesintisiz bir şekilde sürmesinin kendilerini ve avukatlarını mağdur ettiğini, gelinen aşamada kendileri için bunun bir “eziyet” olmaya başladığını dile getiren Yorulmaz, suçlamalara değindi. Yorulmaz, “İddianamede IŞİD’ten söz edilmiyor. Bunun bilinçli olarak yapıldığını biliyoruz. IŞİD’in Türkiye ve dünya çapında yaptıklarına değinmek istiyorum. Birçok katliam yapmıştır. Bizlerin de görevi IŞİD’e karşı mazlumun yanında olmaktır” dedi.
IŞİD’in irtibat büroları
DAİŞ’in Şengal’e yönelik soykırımını hatırlatan Yorulmaz, dört bin civarında kişinin katledildiğini, 7 civarı kadının da kaçırıldığını ve tecavüze uğradığını, birçoğunun köleleştirildiğini ve Müslümanlaştırıldığını dile getirdi. Yorulmaz, “Kadınları piyango ile dağıtıyorlardı. Kadınlar 50 dolara, çocuklar ise 35 dolara satılıyordu. Bütün dünya da bunu izliyordu. Bunun yanı sıra kadınlar ve çocuklar sanal sistemde satıldığı da ortaya çıktı. Bunun Türkiye’de bulunan irtibat büroları üzerinden yapıldığı ortaya çıktı. Bu bürolar Antep’te yer alıyordu. Yine Ankara’da IŞİD emirlerinin Ezîdî kadınları alıkoyduğu ve yıllarca tecavüz ettiği öğrenildi” dedi.
Davutoğlu’nun sözleri
DAİŞ’in binlerce insanı katlettiğini ve bu göz önünde bulunmadan bu davaya konu olan paylaşım ve olayların anlaşılamayacağını ifade eden Yorulmaz, “IŞİD, Musul’dan edindiği silahlarla Kobanê sınırına dayandı. IŞİD’in oraya ele geçirmesi durumda 200 bin insan katledilebilirdi. İnsanlar sınırda eylemler yapıyordu. İnsani yardım koridoru açılması talep ediliyordu. HDP de insani yardımda bulundu. HDP ile hükümet ve devlet yetkilileri arasında görüşmeler sürüyordu. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, ‘IŞİD’e desteğimiz yok. Kobanê ve Kürtlerin yanında olacağız’ şeklinde açıklamalar yaptı. PYD’nin insani yardım talepleri birçok defa yerine getirildi. Sadece bir mail aldığımız PYD ile Türkiye’nin işbirliği ile bu insani yardımlar oldu” diye kaydetti.
Barışı istediğimiz için yargılanıyoruz
HDP’nin kuruluşunda yer aldığını ve bünyesinde siyaset yürütme nedenine de değinen Yorulmaz, “Tüm dışlamalara karşı HDP’nin hala Türkiye siyasetinde yer almasının farklı kimlikler için çok önemli olduğuna inanıyorum” dedi. “HDP’li olduğum için yargılanıyorum” diyerek sözlerini sürdüren Yorulmaz, “Kürt sorununda adil, barışçıl bir çözüm istediğimiz için yargılandığımız tüm dünya biliyor. Bu kumpasa ortak olmayın. HDP’nin içinde yer aldığımız için yapılan bu zulme son verin. Bir çetenin içinde yar aldığı ortaya çıkan bir hakimin kabul ettiği bir iddianame ve açılan dava ile karşı karşıyayız. Soruşturmanın başından beri hedef gösterildik. Bunların verdiği zararlar nasıl telafi edilecek?” diye sordu.
Mahkeme, Yorulmaz’ın beyanları ardından duruşmaya 13. 45’e kadar ara verdi.
ANAKRA