Partisinin grup toplantısında konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Akbelen’de direnişin ortağı olduklarını ifade ederek ‘Bu bir insanlık sınavıdır’ dedi. Tecride ilişkin de konuşan Uçar ‘Öcalan devreye girdiği an iktidar meşruiyetini yitirecek’ ifadelerini kullandı
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin grup toplantısında gündeme dair konuştu Konuşmasında Akbelen’deki direnişe destek veren Uçar, “Akbelen’de talana izin vermeyeceğiz” dedi.
Tecride ilişkin de değerlendirmelerde bulunanan Uçar ‘Öcalan devreye girdiği andan itibaren bu iktidar ve bu savaş meşruiyetini yitirecektir. 2013-2015’te deneyimlediğimiz şey, bu sürecin kendisidir’ dedi.
Uçar’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
Cudi, Dikmece, Akbelen
Meclis bugün Akbelen için olağanüstü toplandı. Bu toplantının bir sonuca ulaşması gerekir. Gerekirse meclis bir bütün Akbelen’de de Cudi’de de toplanmayı göze alabilmeli. Eğer bugün Akbelen ile ilgili Cudi ile ilgili Dikmece’yle ilgili bir sonuç çıkmayacak olsa, bu meclis toplanmasının Kaz Dağları’nda Cengiz Holding’in kendisi Cudi’de devlet bizatihi kendisi, Akbelen de ise yandaş şirketler eliyle bir kıyım yapılıyor. Üç isim saydım ama bunun dışında kıyım ve talanın yapıldığı bir şey birçok yer olduğunu biliyoruz.
Biz hepimiz buradayız. Akbelen’ de direniş belli, Dikmece’de direniş belli, Cudi’de direniş belli.
Marjinal olan sizsiniz
Marjinal olanlar bu toplumsal gerçeklikte direnenler değil, AKP – MHP iktidarının kendisidir. Bir yandan Muğla’da yangınlar devam ederken bunu fırsat bilen mevcut devlet iktidar ve kolluk güçleri sabahın 5. 30’unda daha kuşlar uykudayken ormana gidip ağaç kesimine başlamış oldu. Zamansal olarak da hiçbir felakette, hiçbir yıkıma bu kadar hazırlıklı gitmeyen devlet, bu kadar hazırlıklı gitmeyen iktidar hem Akbelen’e hem Dikmece’ye çok hızlı bir şekilde gitti. Sırf buradan bile baktığımızda suçlunun kim olduğu gün gibi ortada ve bütün dünya bunu da görebiliyor. Örneğine az rastlanır bir insanlık sınavıdır.
Köylüden utanmıyorlar
Aslında Cudi’de Akbelen’de yaşanan ülkenin zararı için her şeyi yapmaya göze almış bir iktidar ve zamanın gerisinde kalmış siyasetçilerle karşı karşıyayız. Sevgili arkadaşlar, Akbelen’deki direniş için şu cümleyi herkes duymuştur, orada mesele ağaç değil diye buyuruyor. Zamanın gerisinde kalan siyasetçiler orada dayak yiyen köylüden de utanmıyorlar. Ağaca sarılan 88 yaşındaki Zehra anneden de utanmıyorlar. Ağaçlar kesileceğine kolum bacağım kesilsin diyen anneden de utanmıyorlar. Direnen köylülerden de utanmıyorlar.
Provokasyonu siz çıkardınız
Muğla Valisi’nin açıklamasını da duymuşsunuzdur. Güvenlik güçlerini engelliyormuş, mücadele eden ve direnen arkadaşlarımız bir provokasyon varmış diye ifade ediyorlar. Orada bir provokasyon var. Bu provokasyonu yapanlar ağaçları kesenlerdir. Bu provokasyonu yapan ağaçlara kaymakla birlikte geleceğimizi elimizden alanlardır elbette ki.”
Êzidîlere dönük katliam
“Geçtiğimiz günlerde, 3 Ağustos’ta 74’üncü Ferman olarak tanımladığımız Êzidî Soykırımı’nın yıldönümüydü. Dünya üzerinde inançsal anlamda, kültürel anlamda, mücadele anlamında en kadim halk olan Êzidîlere reva görülen hep katliamlar oldu. Ama şunu açık ifade edelim. Her bir Êzidî’nin ölümünü kendi yaşadığımız toplumun kültürel inançsal değerlerinin kaybından bağımsız ele alamayız. Her bir öldürülen, köleleştirilen Êzidî’nin yaşadığı eziyet, aslında bizim geleceğimizden de çalıyor”
Tecrit tepkisi
“Türkiye’de hukukun işlemediği bir süreçle karşı karşıyayız. Tecrit sözünü kullandığı için tutuklamalar gerçekleşiyor. Biz hakikatin ve gerçeğin emekçileri olarak, bu ülkede gerçeklerden sorumlu olduğumuzu her defasında ifade ettik. Yüksek sesle dile getirelim; bu ülkede tecrit var, mutlak bir tecrit var. Sayın Öcalan ile ilgili olarak Asrın Hukuk Bürosu dün bir açıklama yaptı. Bir hukuk devlet olduğunu iddia eden mevut iktidar ve yandaşları, 12 yılda sadece 5 defa görüşmenin yapıldığı İmralı’daki hukuk katliamı ile ilgili hiç bir şey söylemiyorlar. Son 30 aydır Sayın Öcalan ve yanındakilerle hiç bir görüşme gerçekleşmedi, tek bir haber alınmadı.
Tecirit kelimesinin kendisinden korkuyor
Yüzlerce avukat, binlerce defa başvuruda bulundu. Sadece aile ve avukatlar değil, tecridin hem insani hem de hukuki açıdan ne kadar tehlikeli olduğunu bilenler; dünya çapında başvuruda bulundu. Dünya genelinde 35 avukat, Türkiye’de 29 baroya kayıtlı 775 avukat Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Haziran ve Eylül 2022 tarihlerinde tecrit ile ilgili bilgi almak istediler ve İmralı’ya giderek yerinde inceleme yapmak istediler. Bununla ilgili yıllardır yapılan tek bir açıklama yok. Tecrit kelimesinden korkan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Peki niye korkuyorlar? Bu olan bitenlerin nedenlerini biz söyleyeyim. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözümü, toplumsal barışın tesis edilmesi için en önemli kişi Sayın Abdullah Öcalan’dır. Devreye girdiği andan itibaren bu iktidar ve bu savaş meşruiyetini yitirecektir. 2013-2015’te deneyimlediğimiz şey, bu sürecin kendisidir.
Mücadele edeceğiz
Devlet ve iktidar bir acziyet yaşıyor. Ama hiç bir işkence ile bu acziyeti gizleyemezler. Tecridin sona ermesi, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bitirilmesi, aile ve avukat görüşlerine izin verilmesi ve durumun açığa kavuşturulması gerekmektedir. Bununla ilgili bugüne kadar yürüttüğümüz mücadeleyi bundan sonra da yürütmeye devam edeceğiz.”
ANKARA