Abdullah Öcalan ile son avukat görüşmesini gerçekleştirenlerden Newroz Uysal, Abdullah Öcalan’ın görüşmeye başladığı andan itibaren olası bir çatışma ihtimaline dönük kaygılarının olduğunu, Kürt-Türk savaşının başlamamasına dönük uyarılarının canlılık arz ettiğini söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatı ve aynı zamanda Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Şirnex Milletvekili olan Newroz Uysal, Öcalan ile yapılan son beş görüşme ile en son 7 Ağustos 2019 tarihinde yaptıkları görüşmeye ve tecride dair JINNEWS’ten Şehriban Aslan’ın sorularını yanıtladı.
Direniş görüşmelerin önünü açtı
Uysal’ın Öcalan ile son görüşmeyle ilgili görüşlerinden öne çıkan başlıklar ise şöyle:
Son 5 görüşmeyi anlayabilmek adına bu görüşmeye giden atmosferi biraz açmakta gerek olduğuna inanıyorum, hem tarihsel olarak hem de sürecin yarattığı o tabloyu anlayabilmek adına. 2018’de HDP Milletvekili Sayın Leyla Güven şahsında bir açlık grevi başlayacağı duyurusu yapıldı. Açlık grevine başlandıktan sonra hem Türkiye’deki cezaevlerinden hem Kürdistan’ın diğer parçalarından hem de dünyadaki hemen hemen her coğrafyadan binleri bulan insanlar açlık grevine girdiğini duyurdu. Ve bu gittikçe yayıldı, nihai olarak ölüm oruçlarına döndü. Avrupa’da kimi eylemselliklerle birlikte 7 kişinin yaşamını yittirdiği bir süreçte bizler ilk görüşmeyi 2 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirebildik. Bu görüşme de yine avukat ve süre sınırlaması şeklinde oldu. Hiçbir şekilde yazılı evrak götürüp getiremediğimiz, not alamadığımız, devletin yetkililerinin hazır bulunduğu ve adada kalan diğer 3 kişi ile görüşemediğimiz bir süreçte gerçekleşti.
İlk görüşme 7 öneri
İlk görüşmeden son görüşmeye kadar her bir görüşmemizde Sayın Öcalan’ın kamuoyuna mesajları olmuştu. 2 Mayıs’taki ilk görüşmede halen gerçekliğini, güncelliğini koruyan 7 maddelik bildirisi kamuoyuna yansımıştı. Orada bu 7 maddelik bildiride toplumsal uzlaşı, demokratik siyaset, demokratik müzakere yöntemleri, onurlu bir barış gibi çok temel konular yer aldı. Kuzey Doğu Suriye’ye dönük önerileri ve siyasi partimiz, buradaki halklara dönük kendi İmralı duruşunu tarifleyen bir bildirisi gibi hala demokratik siyaset açısından temel alınması gereken bir bildiri olarak önümüzde duruyor.
HDP’ye demokratik siyaset mektubu
Diğer 2 görüşmemiz 22 Mayıs-12 Haziran görüşmemiz açlık grevlerinin sonlanıp sonlanmaması, sonlandıktan sonraki sağlık koşulları kamuoyuna yönelik Sayın Öcalan’ın mesajlarının alınması karşılığına dönük gerçekleşmişti. 18 Haziran 2019 görüşmesi de benzer şekilde üçüncü yol siyasetini korumaya dönük, partimize dönük bu kadar yoğun eleştirilerin olduğu bu süreçte o dönemden bugünü görebilen bir öngörünün yine kaynağı olarak HDP’ye ve kamuoyuna dönük bir mektubuydu. Bu mektupta demokratik siyasetin önemine, demokratik uzlaşı ve anayasal çözüm sacayağına atıf yapan ve demokratik ittifak zemininin güncel seçim tartışmalarına heba edilemeyecek kadar tarihsel önemine atıf yapan bir mektuptu.
Son görüşmede çatışma ihtimalini dile getirdi
7 Ağustos tarihli son görüşmemiz ise çok ağır bir savaş ya da çatışma ihtimali olan bir ortamda gerçekleştirildi. 5 ve 7 Ağustos arasında ABD’li askeri yetkililerin Türkiye’ye gelip aslında Kuzey ve Doğu Suriye’deki, Rojava’daki özel güvenlik bölgelerini tespit edebilecek mutabakat görüşmeleri gerçekleştiği günlerdeydi. Biz görüşmeye gittiğimiz gün aynı zamanda mutabakat kamuoyuna paylaşılacaktı. Görüşmeye başladığımız andan itibaren olası bir çatışma ihtimaline dönük kaygılarının olduğunu, Kürt-Türk savaşının başlamamasına dönük uyarılarının canlılık arz ettiği bu görüşmede, olası bir çatışma ihtimalinin yüzlerin, binlerin canına mal olabileceğini; ağır bir yıkım ve ekonomik krizlere sebep olabileceğini bunlara sebep olmaması adına kendisi bir çağrı yaparak; imkân verilmesi halinde bir haftada çatışma ihtimalini sonlandırabileceği güçte olduğunu ifade eden bir görüşmeydi.
Son görüşmede sonrası işgal saldırıları
Biz bu görüşmeden çıktıktan sonra tabi ki ABD’li yetkililer ve Türk yetkilileriyle mutabakat sağlandığı ve belirli noktalarda uzlaştığı kamuoyuyla paylaşılmıştı. O süreçten sonra son görüşmemiz Sayın Öcalan’ın son çağrısı ve bu çatışma ve savaş ihtimalinin altını çizerken tam da Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılıp uluslararası komplonun başladığı tarih olan 9 Ekim 2019 tarihinde bu mutabakatın gereği yerine getirildi. Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da, Girê Spî, Qamişlo ve Serekaniyê’de işgal saldırıları başlamıştı. 7 Ağustos konusundaki Sayın Öcalan’ın çağırısı ne devlet tarafından ne de demokratik kamuoyu tarafından gerçek anlamda değerlendirilemedi, cevaplandırılmadı ve yeni bir çatışma süreci başlamış oldu. O günden bu güne kadar ağırlaşan tecrit her anında her döneminde aynı zamanda ağırlaşan savaş ve çatışma koşulları, ağırlaşan çözümsüzlük anlamına gelmektedir.
HABER MERKEZİ