Mevsim normallerinin üstünde yaşanan hava sıcaklığında çalışmak durumunda kalan mevsimlik tarım emekçilerinin yaşam koşullarını tehdit ediyor
İklim krizinin sonucu olarak mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcaklıklar, milyonlarca işçinin yaşam koşullarını da tehdit ediyor. Uzmanların sürekli olarak “işiniz olmadığı sürece dışarı çıkmayın” uyarısı yaptığı bugünlerde, özellikle mevsimlik tarım işçileri çalışmak zorunda kalıyor. Memleketlerinden kilometrelerce uzağa çalışmak için gelen işçiler, kötü çalışma ve barınma koşulları, düşük ücretin yanı sıra bu yıl sıcaklıkla da baş etmek durumunda kalıyor. Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinden Manisa’nın Salihli ilçesine gelen işçiler, 350 TL ile 400 TL arasında değişen yevmiyelerle çalışıyor.
Tarım İşçileri Sendikası (Tarım Sen) Kurucu üyesi Umut Karagöz ise işçilerin yaşadıklarına ve alınması gereken önlemlere dair Mezopotamya Ajansı’ndan Delal Akyüz’e konuştu.
‘Hava düzenli olursa, yevmiyemizi çıkarabiliyoruz’
İki ay için çalışmaya geldiklerini belirten Hadi Çin, kavurucu sıcaklara rağmen çalışmak zorunda olduklarını söyledi. Çin, “Çadırlarda kalıyoruz. Gündüz sıcak, akşamları soğuk oluyor. İhtiyaçlarımız karşılanmıyor. Sigortasız bir şekilde çalışıyoruz. Hava düzenli olursa, yevmiyemizi çıkarabiliyoruz. Ama onun dışında yevmiyemizde bazen çıkmıyor. Kızım Kıbrıs’ta üniversite okuyor. Sadece kaldığı yurt 40 bin TL. İki çocuğumu dershaneye gönderiyorum. Burada kazandığımız para bize yetmiyor” dedi.
‘Sıcaklardan neredeyse derimiz soyuluyor’
Sabahın erken saatlerinde uyanıp gün boyunca güneşin altında çalıştıklarını söyleyen Metin Kaya “Artan sıcaklardan neredeyse derimiz soyuluyor. Ama boşa çalışıyoruz. Burada yılan sokuyor, böcekler var. Bizim memlekete iş yok, orada çalışabilsek, buraya gelmezdik. Biz ne istersek olmuyor. Yevmiyelerimiz artmıyor” diyerek tepki gösterdi.
Kadınlar büyük eziyet altında çalışıyor
Büyük eziyetler altında çalışmak durumunda kaldıklarını belirten Sultan Dağlı, sıcak havaların kendilerini daha çok yorduğunu ifade etti. Bu şartlara rağmen aldıkları ücretin yetersiz kaldığını söyleyen Dağlı, “Burada çalıştığımız kışın 3 ayda bitiyor. Tekrar buraya geliyoruz. Eskiden yine bir şekilde birikim oluyordu. Şimdi ancak kışa yetiyor. Ekonominin biraz düzelmesi lazım” ifadelerini kullandı.
3 çocuğuyla beraber çalışmaya geldiğini aktaran Reyhan Özemlek şunları söyledi: “Buraya geldiğimizde havalar soğuktu, ısınmıyorduk. Şimdi hava sıcak, serinleyemiyoruz. Sabah uyanıyoruz işe başlıyoruz. Eşim buradaydı, gözlerinden ameliyat oldu, o gitti, ben 3 çocuğumla burada kalıyorum. Sabah kalkıyorum, tarlaya gidiyorum, sonra gelip kahvaltıyı hazırlıyorum, çocuklara bakıyorum. Daha sonra tekrar gelip tarlada çalışıyorum.”
‘Buraya gelen insanlarımız kıymetsiz görülüyor’
Bu sene yağışların fazla olmasından kaynaklı salatalıkta verimin az olduğunu aktaran Abdurrahman Çin, yaşanan verim düşüklüğünden dolayı daha çok zorlandıklarını söyledi. Çin, “Biz buraya geldiğimizde, banyo, lavabo, içme suyu yoktu. Buradaki hayvan pazarından su aldık. Tarla sahibi diyor sadece salatalık gelsin. Buraya gelen insanlarımız kıymetsiz görülüyor. Çocuklarım öğrenci. İki çocuğum bu sene üniversiteye gidecek, iki çocuğumda üniversiteye hazırlanacak. Buradan gelen para ile çocukların masrafları karşılanmıyor” şeklinde konuştu.
‘Kalp krizi ve beyin kanaması tehlikesi var’
Tarım İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Umut Karagöz ise, mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcak havada tarım emekçilerinin koruyucu eldiven, giysi, şapka gözlük gibi ekipmanlara ulaşmakta zorluklar yaşadığını dile getirdi. İşçilerin mola süreleri ve dinlenmeleri için yeterli alan oluşmadığı için sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Karagöz, “Bizim temel önerimiz hasat saatlerin değiştirilmesidir. İşveren akşam saatlerinde aydınlatma sistemi kurmalı. Bu şekilde işçilerin sağlığından olması da engellenecek. Özellikle seralarda sıcakların dengelenmesi gerekiyor. Mevsimlik tarım işçilerinin hem mola süreleri hem de mola sayıları arttırılmalıdır. İşçilerin çalışma alanlarında sağlık ekipmanları ve sağlık personelleri hazır bekletilmeli. Çünkü bu dönemde kalp krizi ve beyin kanaması tehlikesi var” uyarısında bulundu.
‘İş cinayetleri ve iş kazaları önlenebilir’
Emekçilerin hakları olduğunu bilerek bunları talep etmesi gerektiğinin altını çizen Karagöz, “Hem hukuki hem de fiili olarak işçilerin mücadelelerinde yanlarında olacağız. İş cinayetleri ve iş kazaları önlenebilir. Biz yaşanan her iş cinayetinin önlenebilir olduğunu görüyoruz. Bütün işçi kardeşlerimiz kendilerine güvenip, sağlıklarına sahip çıkmaları gerekiyor. Patronların acil önlemleri hayata geçirmesi gerekiyor” dedi.
İZMİR