Beşli çete olarak anılan şirketler doğa yağmasını her bölgede sürdürürken, Limak’tan sonra Cengiz Holding Kaz Dağları’nda maden için ağaç katliamına başladı. Diğer yandan Xarpêt coğrafyasını da alt üst etmeye hazırlanıyor
Yusuf Gürsucu
Çanakkale’ye bağlı Bayramiç’te Kaz Dağları ekosisteminin göbeğinde bakır madeni girişimini sürdürürken, Xarpêt’de bakır işleme tesisi kurma sürecini başlattı. Xarpêt’in Maden ilçesi Sağrılı Köyü Kısabekir ve Seterli mevkiilerinde bakır, altın, çinko, kobalt ve birçok madenin bulunduğu iddia edilen coğrafya için yapılan ihaleyi Port Madencilik Ticaret A.Ş. alırken, ihaleden 3 gün önce Port Madencilik Ticaret A.Ş. pay devrine giderek, Cengiz Holding Yönetim Kurulu üyesi olan Şeref Cengiz şirketin yönetim kurulu başkan vekilliğine getirildi. Bakır, altın vd. birçok madenlerin beşli çete arasında bölüşüldüğü ve Cengiz Holding’in ise özellikle bakır üretiminde tekel konumuna getirildiği görülmekte.
Arazilere çökme girişimi
Çanakkale Bayramiç coğrafyasında Cengiz Holding’in, hem kamunun hem de halkın arazilerine çöktüğü ve bölgenin su varlığını da madene bağlama adımları attığı bildiriliyor. Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni projesine proses suyu temini amacıyla planlanan ve ‘ÇED Gereksiz’ kararı verilen Hacıbekirler Göletleri için ağaçlar kesilmeye, yol açma çalışması yapılmaya başlandı. Çanakkale Hacıbekirler Köyü yakınlarındaki Halilağa Bakır Madeni Projesi’ne karşı bölge halkının açtığı dava süreci devam ederken, ağaç kesimleri ve şantiye hazırlık çalışmalarının sürdürülmesi, çökme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Ağaç kesimi yapılıyor
Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, 95 davacı ile açılan dava sürerken şirketin tekrar başlattığı faaliyetin hukuksuz olduğunu belirterek, “Hacıbekirler Köyü yakınlarında ağaç kesimleri ve yol genişletme çalışmaları başlamasının görülmesi üzerine, çalışmaların Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş. tarafından gerçekleştirilmek istenen Halilağa Bakır Madeni Projesi’ne proses suyu temini amacıyla DSİ ile şirket arasında imzalanmış bir protokol kapsamında planlanan Hacıbekirler Göletleri ile ilgili olabileceği bilgisi ile derneğimiz ve yöre köylüleri tarafından 12.07.2023 günü Çanakkale Devlet Su İşleri önünde basın açıklaması yapılmış, hukuki sürecin devam ettiği gerekçesi ile çalışmaların durdurulması ve göletler ile ilgili protokolün iptali istenmiştir” denildi.
İzin DSİ’ye verilmiş
Yapılan basın açıklamasında, “Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ve Çanakkale İl Özel İdare Genel Sekreterliği’nden söz konusu çalışma hakkında bilgi istenilmiş; şifahi olarak alınan yanıtta her hangi bir tahsisin olmadığı belirtilmiştir. Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğü ile dün yapılan görüşmede ise bölgede Hacıbekirler Göletleri için DSİ’ye ormanlık alan tahsisi yapıldığı ve ağaç kesim izni verildiği ancak maden alanı için kesim vb. başka bir izin verilmediği belirtilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Proje alanında özel mülk
Dernek çalışanları ve köylüler alana gittiklerinde çalışma yapılan yerin Halilağa Bakır Madeni Tesis alanı ile çakıştığını gördü. Yeniden Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğü’ne gidilerek bilgi ve belge istendi. Buradaki görevliler, kesim alanı koordinatlarının tahsisleri ile uyumlu olduğunu, yani göletlerin şantiyesinin belirtilen alan olduğunu söyledi. Kazdağları Derneği’nden yapılan açıklamada, “Çalışma yapılan alanın bir kısmı parsel sorgusunda özel mülkiyet olarak görülmektedir. Proje alanında kalan ancak orman statüsünde olmayan bir alan olduğu düşünülmektedir ancak ulaşım yolu ormanda kalmaktadır” denildi.
Dava süreci devam ediyor
Çalışmaların Çan’da kurulu olan Mİ Yapı Madencilik araçları ile yapıldığı, şirketin referansları arasında ise TÜMAD, ETİ Maden ve Ali Ağaoğlu‘nun bulunduğu belirtilen açıklamada, “Halilağa Bakır Madeni Projesi’nin ÇED Olumlu kararı daha önce aralarında derneğimizin de yer aldığı 87 davacı ile 2021 yılında dava edilmiş ve dava kazanılmıştır. Ancak şirket 2009/7 sayılı genelge doğrultusunda yeniden ÇED süreci başlatarak ÇED Olumlu kararı almış, karara karşı yine aralarında derneğimizin de olduğu 95 davacı tarafından 2023’de 2023/449 Esas No ile dava açılmıştır. Dava süreci devam etmektedir. Yürütmeyi durdurma talebimiz yerine getirilmemiştir ve henüz bilirkişi keşfi için de bir karar yoktur” diye belirtildi.
‘Geçit vermeyeceğiz’
Açıklamada, “Henüz önünde kesinleşmiş bir yasal engel bulunmayan şirket hem göletlerle ilgili hem de proje alanındaki özel mülkiyete konu alanlar için tapu sahiplerine tebligat göndererek, kamulaştırma tehdidi ile birlikte pazarlık teklifinde bulunmuş, 1 Ağustos’ta yapılan görüşmelere katılan bazı köylülerden alınan bilgiye göre düşük teklif verilmesi nedeniyle köylüler arazilerinin satışını kabul etmediği öğrenilmiştir” bilgisi paylaşıldı. Dernek tarafından DSİ’ye defalarca başvuru yaptıklarını, madenlere proses suyu sağlaması planlanan Hacıbekirler Göletleri ve Kocabaş Çayı’ndan göletlere su sağlayacak derivasyon kanalı ile ilgili protokolün ve tüm faaliyetlerin iptal edilmesinin istendiği, ancak yanıt alamadıklarını, göletler için ise “ÇED Kapsam Dışı” kararı verildiği hatırlatıldı. Bölge halkı, suç duyurusunda bulunacaklarını ve Cengiz Holding’e Kazdağları’nda geçit vermemek için mücadeleye devam edeceklerini duyurdu.
Cengiz Holding Xarpêt’te
Cengiz Holding’in özelleştirme yoluyla ele geçirdiği Eti Bakır AŞ’den yapılan açıklamada Eti Bakır’ın, Küre ve Samsun’dan başlayarak Mêrdîn’de devam ettirdiği madencilik atılımının yeni adresinin Xarpêt olduğu belirtildi. Yeni tesisinin inşası için çalışmalara başladıklarını belirten Eti Bakır Elazığ İşletme Müdürü Cem Yüceer yaptığı açıklamada, “Xarpêt’te planladığımız tesiste yıllık ortalama 1 milyon tonluk bakır cevherini işleyeceğiz” dedi.
Boş iddialar
Yüceer, tesislerinden üçünün Siirt, Mardin ve Adıyaman’da olduğunu belirterek, “Elazığ’ın Maden ilçesinde 350 milyon dolar yatırımla kuracağımız ve üç yıl içinde faaliyete geçecek olan tesisimizle beraber Eti Bakır’ın toplam katot bakır üretimi 20 bin ton daha artarak 90 bin tona ulaşacak” dedi. Tesisin, yeraltı arama galerisi, kuyu, kule, fabrikalar, yönetim ve sosyal tesislerden oluşacağını belirten Yüceer, 750 kişiyi istihdam edileceğini iddia etmelerinin ise karşılığı yok.
28 milyar ton toprak
1 ton bakır elde etmek için 200 ton cevherin çıkarılması, taşınması, ezilmesi ve kimyasallarla işlenmesi gerekirken, 1 ton cevher içinse 1 milyon 400 bin toprağın kazılması ve bu yolla ekosistemin yerle bir edilmesi gerekmektedir. 20 bin katot bakır üretileceği belirtilen tesiste, yeryüzünden 28 milyar ton toprağın alt üst edilerek işlenmesi gerekecek. Bunun sonucunda bölge tamamen yok oluşa bağlanırken, tek kazanan Cengiz Holding olacak.
Şemrex işgal altında
Mêrdîn Şemrex (Mazıdağı)ve çevresini zehirleyip yaşanmaz yer haline getirme süreci işlerken, Cengiz Holding’e iktidarın desteği sınırsız boyutta. Eti Bakır Küre madeninden sağlanan pirit cevheri önce İnebolu Limanı’na taşınıyor. Buradan denizyolu ile önce Samsun’a, ardından demiryolu ile özel vagonlarda Amed’e geliyor. Amed’den ise Cengiz Holding’in verilen ihale tekliflerine göre 109 milyon yüksek fiyatla aldığı ve holdinge özel tren yolu hattı ile Şemrex’e taşınıyor. Bakır piriti bu uzun yolculuktan sonra Şemrex’te sülfürük asid ve siyanür havuzlarında farklı madenlere ayrıştırılıyor. Tesislerin diğer ihtiyacı olan büyük miktarlardaki su ise DSİ’nin Eti Bakır’a özel olarak inşa ettiği ‘Diyarbakır Dilaver Barajı’ndan sağlanıyor.
Kolonyalist faaaliyet
Kastamonu’dan özel tren yollarıyla Şemrex’e taşınan bakır piritten çinko ve kobaltın elde edilmesi için sülfürük asidli ve siyanürlü liç havuzlarında ayrıştırılıyor. Liç çözeltilerinin kolay süzülebilmesini sağlamak için, pirit ve NaCI karıştırılan küllerin peletlenerek kavrulması gerekiyor. Bu süreçte pişirilen cevher küllerinde yoğun olarak arsenik ortaya çıkıyor. MTA’dan 4 akademisyenin hazırladığı bir bildiride, Klorlayıcı Kavurma ve Liç önerisi yapılarak,bakır piritleri seyreltik asitte liç edilerek demirdışı metallerin çözündürüldüğü yer almaktadır. Bu yöntemin sakıncaları olarak ise, sülfatlayıcı ve klorlayıcı kavurma süreçlerinde soy metallerin eldesi için siyanürleme işlemine gereksinim olması vurgulanıyor. Xarpêt’te kurulmak istenen tesisle bölgenin birçok yerinden elde edilen cevherlerin işlenmesi sürecinde hem Xarpêt coğrafyasının hem su havzalarının zehirlenecek olması ise bölge de kolonyalist faaaliyetlerin bir parçası olarak geliştiği gösteriyor.