Ağır iş kolu olan inşaat sektöründe çalışan işçiler, güvencesiz çalıştıklarına işaret ederek, koşullarının düzeltilmesini bekliyor
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz hayatın her alanında yaşamı zorlaştırırken, inşaat işçileri de bundan nasibini alıyor. Artan girdi maliyetleri nedeniyle konut fiyatlarında ciddi bir artış yaşansa da inşaat işçileri ucuz iş gücü olmaktan kurtulamıyor. İnşaat işçileri, güvencesiz çalışmanın yanı sıra aldıkları düşük yevmiyelerle geçimlerini sağlayamaya çalışıyor.
Manisa’da sıva, boya, alçı işi ile uğraşan inşaat işçileri, sağlık, çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşmasından şikayetçi. İşçiler sürekli iş bulamadıkları için düzensiz sigorta girişi nedeniyle çoğu zaman güvencesiz çalışmak durumunda kalıyor. Günlük 650 TL yevmiye alan işçiler, 40 derece sıcaklığın altında çalışmak zorunda kalıyor. İş güvenliği önlemlerinin yetersizliğinin yanı sıra bu sıcaklıklar da iş kazası ve ölümlerine neden oluyor.
‘Kıt kanaat geçiniyoruz’
Manisa’da inşaatta çalışan işçiler, yaşadıkları sorunları Mezopotamya Ajansı’ndan Delal Akyüz’e anlattı. İnşaat işlerinin ağır ve tehlikeli olduğunu söyleyen Ekrem Gündoğmuş, inşaatlarda işçilerin her gün yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Bunların yanı sıra ücretlerinin de düşük olduğunu dile getiren Gündoğmuş, “Aldığımız para ile 6 kişilik aile kıt kanaat geçinmeye çalışıyoruz. Havalar çok sıcak, özellikle dış cephede çalışmak çok zor oluyor. İçeride de nem olduğu için yine zorlanıyoruz. İnşaat işçilerinin hayat şartlarının düzeltilmesini istiyoruz” dedi.
‘Borçlanarak yaşamımı idame ediyorum’
İşçi Mustafa Kılıçkan da aldıkları ücretin kendilerine yetmediğini dile getirdi. 4 çocuğu olduğunu aktaran Kılıçkan, kredi kartına borçlanarak yaşamını idame ettirdiğini belirtti. Son dönemde iş bulmakta zorlandıklarını ifade eden Kılıçkan, “Çoğu zaman 3-4 gün çalışıyoruz. Patronun hesabına gelmezse bizi işten çıkarıyor. Başka yerden iş bulursak çalışıyoruz. Geçinemiyoruz, her yönden sorun yaşıyoruz. Çalıştığımız yerlerde çoğu zaman sigortalarımız eksik yatırılıyor. 1993 yılından bu yana çalışıyorum. Ama 3 bin günüm var. Bunu denetleyen bir yetkili yok. Buna rağmen mecbur çalışıyoruz, çalışmasak perişan oluruz” diye belirtti.
‘Sendikamız yok’
Ferhat Gündoğmuş ise ülke genelinde iş güvenliğinin çok iyi sağlanamadığını ama çalışmak durumunda kaldıklarını ifade etti. Birçok şeyden kısarak yaşamaya çalıştıklarını söyleyen Gündoğmuş, “Pazara gittiğimizde almak istediğimiz çoğu şeyi alamadan geri geliyoruz. Sendikamız yok. Burada bazen fırındaymış gibi bir hava oluyor. Ama kimse ‘usta sen biraz dinlen’ demiyor. Sürekli iş yürüsün, iş devam etsin istiyorlar” diye konuştu.
‘Karın tokluğuna yaşıyoruz’
Ekonomik krizin derinleştiğini belirten Nevzat Güler de, şunları söyledi: “Eşimle beraber çalışıyoruz. Ancak geçinemiyoruz. Karın tokluğuna yaşıyoruz. İnsanlar eskiden 200 lira ile pazar alışverişi yapardı. Şimdi 2 bin liranın aşağısından çıkamıyorsun. İnşaatın zorlukları da var. Bazen bize ‘Şu kadar işi yapacaksın diye’ şartlar koşuluyor. Yapamadığın zaman seni işten çıkarabiliyor” diye konuştu.
‘Sigortalar eksik yatırılıyor’
İşlerinin sürekli dışarıda güneş altında olduğunu kaydeden Ahmet Ağdeve ise, yaz döneminde havanın sıcak olduğunu, kış aylarında ise her tarafı açık olmasından kaynaklı soğuk havalara maruz kaldıklarını vurguladı. Bu koşullara rağmen hak ettikleri yevmiyeyi alamadıklarını belirten Ağdeve, “Şu an ki enflasyona göre yevmiyelerimiz bin 500 lira olması gerekirken, 650 lira alıyoruz. 3 tane çocuğum var. İstedikleri hiçbir şeyi alamıyorum. 1993 yılından beri çalışıyorum, denetlemeler az olduğu için sigortalar eksik yatırılıyor. Normalde emekli olmalıydım ama eksik sigorta günleri olduğu için olamadım” dedi.
MANİSA