Ankara Barosu Genel Kurulu’nda konuşan ÖÇAV üyesi avukat Alişan Şahin, İmralı’daki tecride dikkat çekerek, orada başlatılan uygulamanın tüm cezaevlerine yansıdığını söyledi. Salunu terk etmek isteyen ÖÇAV’lı avukatlara Baroda Birlik ve Milliyetçi Avukatlar grubu saldırdı
Ankara Barosu 65’inci Olağan Genel Kurulu’nu Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde devam ediyor. İki gün sürecek baro seçimlerinde 3 aday yarışırken, baro başkanlarının konuşması ardından söz alan avukatlar mesleklerine ve Türkiye’deki siyasi gelişmelere dair sözlerini söyledi.
‘Hak verilmez alınır’
Seda Türkmen, işçi avukatlar kurulu adına konuştuğunu söyleyerek, “İşçi avukatlar vardır demeye geldik” diye konuştu. Baroların bugün patron avukatlarının çıkarlarını koruyan ve onlara hizmet eden bir alan olduğunu dile getiren Türkmen, “Bizim mücadelemiz işçilerle birleşirse gelişir. Bizler 3’üncü Havalimanı işçileri, performans ile mücadele eden doktorlarla aynı yerdeyiz. Hak verilmez, alınır” dedi.
Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubundan yer alan avukat Duygu Demirel ise, tutuklu avukatların selamlarını ileterek, konuşmasına başladı. Demirel, tutuklu avukat Engin Gökoğlu’nun mektubunu okudu. Gökoğlu, mektubunda genel kurulu selamlayarak, şunları söyle: “12 saatlik bir özgürlük ile tutuklu kaldığım 12 ay süresince her bir aya bir saat verildi. Hakimler görevlerinden alınmakta hukuksuzluğa uğramaktan kurtulamadı. İktidarı rahatsız etmeye devam ediyoruz. Sırf savunmada ısrarımız bile gözaltına alınmamıza neden oluyor. Ben de mesleki faaliyetlerimden dolayı tutukluyum. Cüppe ilikleyerek, yargıçların itibar kazandığı günlerdeyiz. Baroların baskı zulme karşı farklı bir tutum alması gereken bir dönemdeyiz. Yalanları, ödenen bedelleri, haksızlıkları, hukuksuzlukları unutmayanlar biziz. Avukat yargı sürünmesin, işkence, görmesin, mesleği elinden alınmasın diye avukatın itirazı da istikbali de olsun diye mücadele ediyoruz.Emekten, haktan, özgürlükten, ezilenden yana olacağız. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve biz kazanacağız.”
ÖÇAV üyesi avukat Murat Yılmaz, AKP’nin Türkiye’yi bitirdiği gibi Demokrat Sol Avukatlar grubunun da baroyu bitireceğini dile getirerek, “Bu avukatları ne emniyette, ne karakollarda bulabilirsiniz. Aktif pratikte avukat yapmamaktadırlar. Baroyu bir yerlere getirmek isteyenler olsaydılar birbirlerini ezerek, makam ve mevkiye gelmezlerdi. İlkelerin arkasında durmalıyız. Demokratik sol avukatlardan baroya, halka, mesleğe fayda gelmez. Bunların diktasına son vermeliyiz” diye belirtti.
‘Faşizme karşı omuz omuza’
Yılmaz, Deniz Gezmiş ,Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’a “terörist” denmesini protesto ederek, “Onlar emperyalizme karşı 6’ınc filoyu denize dökenlerdir“ diye tepki gösterdi. Milliyetçi Avukatlar grubu üyesi avukatlar tarafından “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları ve bozkurt işaretiyle Yılmaz’ı engellenmeye çalıştı. Bunun üzerine ÖÇAV ve Demokrat Sol Avukatlar (DSA) tarafından ise, “ Faşizme karşı omuz omuza” sloganları ile karşılık verildi.
Yaşanan gerginlik divan üyeleri tarafından engellendi.
ÖÇAV grubu üyesi avukat Alişan Şahin, sözlerine tutuklu avukatların isimlerini anarak, başladı. Şahin, “Ülkenin yönetim sisteminde bir konsensüs sağlanmadan topluma tepeden dayatılan tek taraflı keyfi tercihler kriz durumunu yaşatmaktadır. Hukuken parlamenter demokrasiden ve fiilden erkler ayrılığından uzaklaşılması en büyük onursuzlukları maalesef hak ve hukuk alanında getiriyor. Hakimlik ve savcılık makamları her ne kadar devlet adına görev icra ediyorsa da avukatlık kurumu da toplumun sesi ve vicdanı olarak var olmaya devam edecektir. Bu husus salt ceza mahkemelerinde değil, karakollarda, icra mahkemelerinde, mahkeme kalemlerinde böyle olmak durumdadır” dedi.“Hakim tarafından duruşmada susturulan, savcılar tarafından odasına kabul edilmeyen, kolluk tarafından tehdit edilen, darp edilen mesleğimiz kendi öz saygısını yitirme ile karşı karşıyayız” diyen Şahin, şöyle devam etti: “Dayatılmak istenen egemen görüşe karşı, hak ve hürriyetleri aramak zorundayız. Kime karşı gelişirse gelişsin haksızlığa karşı yek vücut durmakla mümkündür” dedi.
‘İmralı’da 8 yıldır tecrit uygulanıyo’
Kürt kimliğine karşı yıllarca Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının dayatıldığını kaydeden Şahin, “16 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye genelinde bu OHAL sürdürülmüştür. 2018 yılında sözde kaldırılan bu rejim aslında kalıcı hale getirilmiştir. Toplumun bir diğer yarısını ötekileştirmek için yapılmaktadır. İmralı Cezaevi’nde yaklaşık 8 yıldır idari ve politik tercihlerle avukat müvekkil görüşmesi engellenmektedir. Meslek kurumu olarak sessiz kaldığımız bu durum tam da bundan güç alarak, 16 Temmuz 2016 tarihinden sonra tüm ülke cezaevlerine yansımıştır. Birçok savcı ve hakim tutuklanmıştır” ifadelerinde bulundu.
‘Toplumsal kriz var’
Yargıda oluşan ideolojik ve menfaat eksenli rol tahakküm oluşturacağına dikkat çeken Şahin, “ Savunmanın ve yargının sorunları ortaya koymamız söz konusu değil. Yaşanan kriz yalnızca ekonomik kriz değildir. Bilhassa buna sebebiyet veren hukuk ve demokrasi yoksunluğundan kaynaklanan toplumsal krizdir. Temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, ifade özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün yargı tehdidiyle karşı karşıyayız. Parlamenterlerin, gazetecilerin, aydınların, siyasetçilerin tutuklandığı, basın yayın organlarının kapatıldığı, akademinin ihraçlarla tehdit edildiği bir toplumda krizden başka bir sonuca ulaşılamaz. İlk adım olarak, mesleğin onuruna sahip çıkmamız yeterlidir. Yeter ki bir arada duralım” ifadelerinde bulundu.
Avukatlara saldırı
ÖÇAV grubu tarafından stajyer ve işçi avukatlara ilişkin verilen önergelerin oylamaya sunulmaması nedeniyle ÖÇAV grubu yönetimde de olan Demokratik Sol Avukatlar (DSA) grubunu protesto etmek için genel kurulu terk etme kararı aldı. Salonu terk etmeye çalışan ÖÇAV’lı avukatlara Baroda Birlik ve Milliyetçi Avukatlar grubu saldırdı. Avukatları darp eden milliyetçi avukatlar hakaret de etti.
Salon ardından yaşanan arbede sonrasında ÖÇAV’lı avukatlar genel kurul salonu dışında da polislerin gözleri önünde saldırıya uğradı. Baro yönetiminde olan DSA’lı avukatlar da duruma tepki göstermezken, ÖÇAV’lı avukatlar “Kahrolsun PKK” sloganlarıyla saldırıya uğradı.
Saldırıya uğrayan avukatlar arasında yer alan Murat Yılmaz’ı asansör önünde sıkıştırmaya çalışan Milliyetçi Avukatlar grubu üyesi avukatlar, avukatı darp etmeye çalıştı. Araya avukatların girmesiyle darp engellenirken, saldırıya uğrayan avukatlar tehdit edildi. ÖÇAV’lı avukatlar polis eşliğinde genel kuruldan ayrılırken, ÖÇAV’ın stantları da parçalandı.
HABER MERKEZİ