Bilimin hiçbir sahasının olmadığı gibi, Evrim Teorisi (ve evrimsel biyoloji) statik bir çalışma sahası değil. Sağlam temellere dayanan teorik altyapısı 1859 yılında Darwin’in tam adı “Doğal Seçilim Yoluyla Olan Türlerin Kökeni veya Yaşam Mücadelesinde Desteklenen Irkların Korunumu” olan ve kısaca “Türlerin Kökeni” olarak bilinen kitabın yayınlamasıyla inşa edildi.
Bilim insanları kitabı ilk kıvılcım olarak tanımlarken ancak bu sahanın yarattığı asıl önemli bilimsel sonuçlar ve bilimde açılan çığırlar bakımından o kadar da önemli olmadığı da savunuluyor. Bir buçuk asır önce yayınlanmış kitabın ardından günümüze kadar pek çok şey keşfedildiği belirtiliyor. Evrim Teorisi’yle ilgili birçok yeni açıklama getirildi, geçerli bir teori olduğu matematiksel olarak ispatlandı, bilgisayar modelleriyle doğrulandı, elimizi değdiğimiz her türde gözledi, bütün fosillerin evrimsel süreci onayladı, karşılaştırmalı anatomi, morfoloji, genetik sahalarındaki çalışmalar bir bütün olarak evrimsel süreçleri tam da teorinin öngördüğü şekilde doğruladı.
1986 yılında 72 Nobel ödüllü bilim insanı, 17 bilim akademisi ve 7 bilimsel topluluk; yaradılışçılığın bir bilim olmadığını ve biyoçeşitlilik ile türleşmenin tek bilimsel açıklamasının evrim olduğunu yayımladı. 1987 yılında yapılan bir istatistik araştırması, toplamda sadece 700 bilim insanının evrimi dünyadaki biyoçeşitliliğin nedeni olarak görmeyi reddettiğini gösteriyor. Önemli bir bilim destekçisi olan Brian Alters’ın 1991’de yazıya döktüğü bir araştırmaya göre ise bilim insanlarının %99.9’undan fazlası evrimi bir doğa gerçeği olarak görüyor. Aynı yıl Gallup’un başka dallardan bilim insanları dahil ederek de yaptığı araştırmaya göre ise sadece %5’lik bir kesim evrimi reddediyor.
130 bin bilim insanı, 262 bilim akademisi ve dünyanın çeşitli yerlerinden toplamda yaklaşık 10 milyon üyeye sahip olan ve aynı zamanda dünyanın en prestijli olarak tanımlanan 2 makale dergisinden biri olan Science’ı çıkaran Amerikan Bilimin İlerleyişi Birliği (American Association for the Advancement of Science), evrimin insanların ve diğer canlıların kökenini açıklamak için kullanılabilecek tek bilimsel teori olduğunu belirten sayısız rapor yayımladı. 2009 yılında Pew Araştırma Şirketi tarafından yaptırılan ankete göre ise bilim insanlarının %97’si insanların ve diğer türlerin evrimleştiğini kabul ediyor. Bu insanların %87’si ise evrimin herhangi bir olağanüstü olaya maruz kalmadan gerçekleşen doğal bir süreç olduğunu düşünüyor. Amerikan Bilimin İlerleyişi Birliği, aynı zamanda dünyanın en iyi 2 akademik dergisinden biri olan Science dergisini de çıkarıyor.
Bilim insanlarının bu net tavırları bir yana, bilim karşıtlarının başarısızlıkları da evrimin bilim camiasındaki gücünü yansıtmaya yetiyor. Keşif Enstitüsü bile yaptığı sonuçsuz ve başarısız çalışmalarla, tüm çabalarına rağmen evrime karşı bir kamuoyu oluşturacak kadar bilim insanı bulmanın neredeyse imkansız olduğunu gösterdi. Yıllar boyu evrim karşıtlığını ‘bilim insanlarına’ imzalatma çabaları başarısızlığa uğradı ve dünyada sadece 700 imzaya ulaşılabildi. Evrimin temel prensiplerinden biri tekdüzecilik. (uniformitarianism). Doğanın kanunları (fizik, kimya ve biyoloji yasaları) her zaman aynıydı. Türler günümüzde de açık bir şekilde evrimleşiyor ve canlılığın cansızlıktan gelebileceği görülüyor.
Kaynak: evrimagaci.org
Yaşamın içinden/Haber Merkezi