Sanatçı Ergin Xelikan’ın ‘Nurê’ albümü Kom Müzik etiketiyle raflardaki yerini aldı. Albümünde Kürt müzisyen Hesen Zirek’in ‘Wek Qumirî’ eserini yorumlayan Xelikan, ayrıca söz ve müziği kendisine ait olan parçalara da yer verdi. Xelikan yeni albümü ve müzik yaşamını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Xelikan, ailesinin uzun yıllar önce Adıyaman ve Urfa’dan siyasi nedenlerle göç ettiği Konya Kulu ilçesine bağlı Karacadağ köyünde 1979 yılında dünyaya geldi. Kendini “Konya’nın bozkırına göçmüş bir Orta Anadolu Kürdüyüm” diye tanıtan Xelikan, “Belki dağlarımız yok ama bizler de ovanın esmer yürekli çocuklarıyız” dedi. Kendisini bildi bileli müziğe ilgili olan Xelikan, sanatını profesyonelleştiren süreci şöyle anlattı: “1997’de Koma Xelîkan olarak ‘Rınde’ albümü ile sesimizin kendi çevremizde duyulmasını sağladık. 1999’da ‘Gulamome’, 2001 ‘Pele Zer’, 2004 ‘Nalin’ isimleriyle Koma Xelîkan adıyla 4 albüm yaptık. 2010’da ilk kez kendi ismimle ‘Berbang’ albümü ve şimdi de ‘Nurê’ albümüm Kom Müzik etiketiyle sizlerin beğenisine sunuldu.” Her albüm çalışmasının lezzetinin ve heyecanın farklı olduğunu aktaran Xelîkan, bu heyecanın kendisine güç ve motivasyon sağladığını belirtti.
‘Sonsuz bir derya’
“Nurê”de kendisine ait parçalara da yer veren Xelîkan, albümde olduğundan daha fazla bestesinin olduğunu söyleyerek, “Ancak, beni etkisi altında bırakan halk ezgileri ve besteler duyduğumda onları da repertuarıma dahil ediyorum. Albüm, titiz ve biraz uzunca bir repertuar çalışmasının sonucunda ortaya çıktı. Sadece kendi yörem ve bestelerimden değil, çok farklı coğrafyalardan ezgileri seslendirmek istedim. Müzik sonsuz bir deryadır. Hele ki Kürt müziği insana müthiş heyecan veren bir sürü rengin, makamın ve lezzetin bir arada olduğu heterojen bir yapıya sahip. Bunun tadını kendi çapımda çıkarmaya çalıştım. Kendime moral vermek için repertuarı biraz daha dinamik eserlerden oluşturmaya çalıştım” diye konuştu.
‘Hikayesi olan özeldir’
Anadiliyle büyüyen ve duygu dünyasının da bu dil etrafında şekillendiğini dile getiren Xelikan, Türkçe türkülerde Kürtçe’deki tadı alamadığını söyleyerek, “Hikayesi olan her şey, herkes özeldir. Benim de bir hikayem var. Öncemle ve sonramla, yaşadığım kendi bireysel ve toplumsal acılarım mevcut, bunları ancak kendi anadilinde ifade etmeye çalışırsan asıl duygusunu verebilirsin. Hayatımızda o kadar çok yamalar mevcut ki aslı gibi durmayan popülist bir anlayışla hayatlarımızı farkında olmayarak tüketiyoruz. Ben kendi hikayemin kötülüğünü başkasının hikayesinin iyiliğine değişmem. Sanatta olması gereken de budur. Çünkü ağaç kendi kökleri, gerçekliği üzerinden yetişir” diye ifade etti.
Hesen Zirek’ten ezgi
Hesen Zirek’in ‘Wek Qumirî’ parçasına albümünde yer vermesine değinen Xelikan, şöyle devam etti: “Bazen öyle sesler vardır ki; her dinlediğiniz sizi o andan alıp başka bir yere götürür. Hesen Zirek de pek çok dengbêj ve üstadımız gibi her dinlediğimde müthiş etkisinde kalıyorum. Albümünde farklı coğrafyalardan şarkıların olmasını istedim. Bu fikirden sonra üstadı düşünmem zor olmadı. En büyük zorluğum buna cesaretimi toplayıp bu tarzdaki üstatların eserlerini yorumlamaktı. Kendi eserlerin ya da yöre ezgilerinde, kendi derlemelerinde daha rahat oluyorsun. Ama bu tarz eserler her zaman için risklidir. Ben insanlar beğenmeseler de belki hakkını veremesem bile iyi niyetimin farkında olup anlayış gösterirler anlayışıyla davrandım.”
İSTANBUL