İzmir’de İHD bu haftaki ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ eyleminde gözaltında katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin faillerinin yargılanması çağrısında bulundu
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 2 hafta bir düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 28 Temmuz 1993 tarihinde Bedlîs’te gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin akıbeti soruldu. Açıklamaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü İbrahim Akın ve İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Önce babasını tehdit ettiler
İHD Yürütme Kurulu üyesi Ali Aydın, Tepe’nin hikayesini şu sözlerle aktardı: “AİHM’nin 9 Ağustos 2003 tarihli karar metnindeki ifadelere göre; Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe’nin babası DEP Bitlis Şube Başkanı İshak Tepe, 1993 yılında Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın daveti üzerine katıldığı bir toplantıda, Kürtlerin kültürel ve demokratik hakları üzerine tuğgeneralle tartıştı. Tağma, tartışma sırasında Tepe’yi “ülkenin sadık vatandaşları olarak yaşamlarını sürdürmedikleri takdirde yok edilecekleri” şeklinde tehdit etmişti. Bu olaydan kısa bir süre sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan Ferhat Tepe, 28 Temmuz 1993 günü saat 19:00’da bölgede polis olarak tanınan biri tarafından bir arabaya zorla bindirilerek yeniden gözaltına alındı. Aracın içinde iki kişi vardı. 65 AD 095 plakalı beyaz Renault marka başka bir araç da takip etti. Bu ikinci araç, ertesi gün Mahallebaşı Polis Karakolu önünde park edilmiş olarak görüldü” dedi.
Cenazesi Kimsesizler Mezarlığının defnedildi
Yaşanan olaydan bir gün sonra İshak Tepe’yi kimliği belirsiz bir kişinin aradığını ve “Ferhat Tepe’yi Türk İntikam Tugayı (TİT) adına kaçırdıklarını” söylediğini ifade eden Aydın, İshak Tepe’nin aynı gün Bitlis Emniyet Müdürlüğüne, Cumhuriyet Savcılığına, Başbakana, İçişleri Bakanına ve OHAL Valisi’ne başvurduğunu söyledi. Aydın, “Tepe, başvurularına bir yanıt alamamasının üzerine tekrar Asayiş Şubeye başvurdu. 4 Ağustos 1993 tarihinde Ferhat Tepe’nin cansız bedeni Hazar Gölü kıyısında bulundu. Aynı gün savcı ve adli tabip, ölümün boğulma sonucu gerçekleştiğini bildirerek başka incelemeye gerek olmadığına karar verdi ve cenaze Elazığ kimsesizler mezarlığına gömüldü” diye belirtti.
İşkence izleri rapora yansımadı
İshak Tepe’nin 8 Ağustos 1993 yılında üçüncü kez kimliği belirsiz kişilerce arandığını ve Ferhat Tepe’nin cenazesinin Xarpet (Elazığ) morgunda olduğu bildirildiğini kaydeden Aydın, “9 Ağustos 1993 günü İshak Tepe oğlunun 5 Ağustos’ta kimsesizler mezarlığına defnedildiğini öğrendi; aynı gün mezarın açılmasının ardından oğlunu teşhis etti. Ferhat Tepe’nin vücudunda derin işkence izleri vardı; izlerden üzerinde sigara söndürüldüğü, el ve ayak bileklerinin bağlandığı anlaşılıyordu. Bu izlerin hiçbiri adli tıp raporuna yansımamıştı” dedi.
Para teklif edildi
İshak Tepe’nin yetkili yerlere yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldığını ve oğlunun ölümüne ilişkin iddiaları nedeniyle “güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme” suçundan bir yıl hapis cezası aldığını hatırlatan Aydın, İshak Tepe’nin 4 Mayıs 1995’te Ferhat Tepe’nin gözaltında kaybedilmesine ilişkin AİHM’ye başvurduğunu söyledi. Aydın, “Hükümet ise, AİHM’ne sunduğu raporda, İçişleri Bakanlığının yaptığı inceleme sonucu Ferhat Tepe’nin gözaltına alındığına dair hiçbir belgeye rastlanmadığını ve bu nedenle savcının soruşturmaya yer olmadığına karar verdiğini iddia etti. AİHM, 9-14 Ekim 2000 tarihlerinde Ankara’da tanıkları dinledi. 14 tanığın tamamı çeşitli kişilerce ve şekillerde mahkemede ifade vermemeleri ya da ifadelerini değiştirmeleri yönünde tehdit edildi; bazıları yeniden gözaltına alınarak kaybedilmeye çalışıldı, bazılarına para teklif edildi” diye konuştu.
Aydın son olarak, Ferhat Tepe’yi katledenlerin yargılanması çağrısında bulunarak, Korkmaz Tağma üzerindeki koruma zırhının kaldırılması gerektiğini söyledi.
Eylem, oturma eyleminin ardından sona erdi.
İZMİR