Siyasi tutsaklar izolasyon ortamında bulunuyor. Cezaevi idaresine müdürle görüşmek için yapılan başvurulara geç dönüş yapılıyor. Temsilcilik kabul edilmiyor. Yaşanan hak ihlalleri genelde bir üst kurumun-bakanlığın talimatı, genelgesiyle izah ediliyor
Hüseyin Aykol
Halen Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulmakta olan hükümlü gazeteci arkadaşlarımızdan Özlem Seyhan, 10 Temmuz 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Son üç yıldır devreye giren idari gözlem kurullarının uygulamaları sistematik bir biçimde hak ihlallerine dönüşmüş durumda. Özelde de şartlı salıverilme günü gelen arkadaşlarımızın bırakılmamaları, infaz sürelerinin uzatılması ciddi sıkıntıdır. Hem kişiyi özgürlüğünden alıkoymakta hem de aileleri mağdur etmekteler. Kurullar çoğu zaman bir yargılama heyeti gibi davranıp kişi sorgulanmakta. Hiç olmadık sorular soruyor, dayatmalarda bulunuyorlar.
Örneğin “PKK terör örgütü mü?” sorusuna vereceğin cevap bırakılma veya bırakılmamana sebep oluyor. Herhangi bir disiplin cezan olmamasına rağmen iyi halli olmuyorsun! Son derece keyfi tutumlar. Yanımızda şu an üç arkadaşım bırakılmamış durumda. Leyla Nergis, 2022 yılının Kasım ayında tahliye olması gerekirken, halen içerde ve infazı sürekli ertelenmekte. Fatma Berfe, 2023 yılının Nisan ayında tahliye olacaktı, infazı ertelendi. Evin Kaya Haziran 2023’te tahliye olacaktı, 3 ay erteleme verildi. Önümüzdeki aylarda tahliye tarihi gelecek olan arkadaşlarımız var ve aynı uygulamaya tabi olacakları uzak bir ihtimal değil. Kurulların kaldırılması için birçok şikayet, müracaatımız oluyor ama nafile. Meclis’in bu konuda hızla bir şeyler yapması lazım.
Yaklaşık bir yıldır tecrit koşullarındayız adeta. Ortak etkinlikler yok, kurslara gidemiyoruz, haftalık etkinlik haklarımız verilmiyor. Gerekçeler genelgelerde yer alan güvenlik nedeniyle izah ediliyor. Oysa birçok cezaevinde ortak etkinlikler ve kurslar var. Yine diğer mahpuslara bu konuda herhangi bir kısıtlama yok. Siyasi tutsaklar izolasyon ortamında bulunuyor. Cezaevi idaresine müdürle görüşmek için yapılan başvurulara geç dönüş yapılıyor. Temsilcilik kabul edilmiyor. Yaşanan hak ihlalleri genelde bir üst kurumun-bakanlığın talimatı, genelgesiyle izah ediliyor.
2022 yılının başından bu yana koğuşlara görüntülü telefon kabinleri yerleştirildi. Bizlerin zaten görüntülü görüşme hakkımız yok ama sesli telefon görüşmelerinde de bir eşitsizlik var. Adli tutsaklar haftada 30 dakika sesli ve görüntülü konuşma yapıyor; ayrıca yapamadıkları kapalı görüşme için de haftada ek 30 dakika daha hak tanınıyor. Siyasi tutsaklar ise haftada sadece 10 dakika sesli telefon görüşmesi yapabiliyor.
Diğer önemli bir konu ise, sağlık hakkımızın engellenmesi. Daha önce de bu sorun Meclis’e taşındı, gündeme geldi ama çözülmedi. Kelepçeli muayene dayatması devam ediyor. İçerideki nüfusun artması nedeniyle revire çıkışımız iki haftayı bulabiliyor. Belli bir süredir koğuş aramalarında bir artış söz konusu. Aramalar haftada iki kereye çıkarıldı. Aramalardaki sıkıntı, Kürtçe yayınlara dönük. Kürtçe kitaplara el konuluyor. Daha önce kısıtlı olsa da verilmiş Kürtçe kitaplar, böylece geri alınmış oluyor.”
* * *
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, 14 Temmuz 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Amed’teki arkadaşlar da tahliye olduğuna göre biraz da olsa neşeniz artmıştır. Yani biz burada çok keyiflendik. 15 gazeteci daha dört duvar arasından çıktı ve mesleklerini yapmaya devam edecekler. Sizin ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın yolladığı kitaplar elime geçti. Cezaevi-hapishane üzerine okuma yapıyorum. Onlar da bu kapsamda 4 kitap yollamışlar.
Biz burada gönderilmek üzere mektuplarımızı pazartesi ve çarşamba günleri veriyoruz. Bize gelen mektuplar ise bizlere salı ve cuma günleri teslim ediliyor. Böylesi günler, hatta mektupların dağıtıldığı saatler, bizler için çok heyecanlı geçiyor. Daha önce hiç tanışmadığım, hatta adını bile bilmediğim kimi insanlardan mektup gelince, çok seviniyorum. Bizlere gerçekten büyük moral oluyor. Herkesin cezaevindeki insanlarımız ve tutuklu gazetecilerle mektuplar ve kartlar aracılığıyla dayanışmada bulunmasını temenni ediyorum.”
* * *
Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Dr. Ayhan Kavak, 17 Temmuz 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Hani kaos’u değerlendirdiklerinde kelebeğin kanat çırpışının bir başka yerde afetlere neden olduğu söylenir ya, bizimkisi de o afetlere dayanmaktır. Hasılı hal-i pür mealimiz pek iç açıcı değil diyeyim. Ben de Kur’an’da geçen bir sözü hep kullanırım: ‘Senden hareket, benden bereket’. Bereketi elde etmek bize kalmış vaziyette.
Onun dışında Tarsus’un nemli ve kavurucu sıcaklarına da göğüs germek zorundayız. Var olan pervaneler sürekli çalışsa da pek fayda etmiyor. Birkaç ay daha sıcaklara dayanmaktan gayrı elden bir şey gelmiyor. Ankara’nın da sıcak olduğu söyleniyor. Benim şöyle bir çalışma tasarım var: Şu veya bu şekilde yolu Bölge’ye düşen ve orada bir dönem yaşamış yazar ve şairlerin coğrafyamızla ilintili eserleri ve düşüncelerini toparlamak istiyorum. Bu konuda her türlü katkıyı bekliyorum.”
* * *
Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan yazarlarımızdan İbrahim Tikan, 9 Temmuz 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “En son geçen sene bu zamanlarda size yazmıştım. Adresim değişti; 2022 yılının Aralık ayında Antalya Yüksek Güvenlikli hapishanesine sürgün edildim. Durumum iyidir, Antalya’nın havasına, suyuna alıştık sayılır. Zaten yeni açılmış; hepimiz burada yeniyiz. Bu yeni cezaevlerinin yapısı ve uygulamaları hakkında az-çok bilgi sahibisindir. Dünya modernleştikçe hapishanelerde ona paralel daha da katmerli hale geliyor. Tutsağa düşen ise çıplak bedeni ile özgür iradesiyle direnmek!
Buradaki arkadaşların da size selamları var. Yaklaşık 60 arkadaşız. Kaldığımız ünitede 14 kişiyiz. Diğer ünitelere ulaşım da mümkün değil. Herkes kendi hücresinde kendini-yaşamını örüyor. Hücrelerde yaşamı büyütmek bize kalıyor. Ben de çalışmalarıma devam ediyorum. Geçenlerde yeni kitabım çıktı (Spartaküs’ten Mazdek’e Özgürlük Tarihi). Onu sana gönderiyorum. Diğerlerini zaten göndermiştim. Siz de tanıtımını yapmıştınız. Çalışmalarınızda başarılar. Özgür bir dünyada görüşmek üzere…”
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Dicle Müftüoğlu – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Özlem Seyhan – Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi
İbrahim Tikan – Antalya Yüksek Güvenlikli CİK
Ayhan Kavak – Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi
Y. Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK