İsviçre’nin Lozan kentinde KNK öncülüğünde 2 gün süren Lozan Konferansının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, ulusal birlik ve inkarın son bulması çağrısı yapıldı
Lozan’ın yüzüncü yılında Kurdistan’ın dört parçasından siyasi, toplumsal ve inanç temsilcilerinden oluşan 600 delege anlaşmanın yapıldığı Lozan’da bir araya geldi. Kurdistan Ulusal Kongresi tarafından organize edilen iki günlük konferansta bir araya gelen yüzlerce kişi anlaşmanın yüz yıllık etkilerini masaya yatırdı. Konferansın sonuç bildirgesi İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan Uşi Meydanı’nda yapılan basın açıklaması ile yayınlandı. Bildiride öneriler 3 başlık halinde şu şekilde sıralandı:
Uluslararası alanda;
1.Uluslararası kamuoyu Kürdistan halkının isteklerine arka çıkmalı. Kürdistan’ın parçalara ayrıldığı ülkelerde kaderini tayin hakkının teslim edilmesi için bu destek sunulmalı.
2.BM gözetiminde Kürdistan temsilcilerinin de içinde bulunduğu bir komisyon kurulmalı. Bu komisyon Lozan Antlaşmasına üye devletlerle ilişki kurmalı, diyalog ve barışçıl yollarla Kürt sorununun uluslararası insan hakları normlarına göre çözülmesi için.
3.Bu amacın başarıya ulaşması için Kürtler BM’de gözlemci olarak kabul edilmeli, bu amaçla çalışmalar yapılmalı.
4.Kürdistan halkının devletlerarası suçlamalardan korunması amacıyla Kürdistan’ın parçalara bölündüğü devletlerin Uluslararası Ceza Mahkemesine üye olması için çalışmaların yürütülmesi.
5.Bu sonuç bildirgesinin uluslararası alanda kabul görmesi için diplomasi çalışmaları yürütecek Kürdistani ve ulusal bir kuruluşun kurulması.
6.Lozan’ın 100 yıllık sürecinde Kürdistan halkına karşı soykırım, katliam ve devletlerarası suçlar gerçekleşti. İmzacı devletler bu suçları kabul etmeli. Kürdistan halkının karşısına çıkmayacaklarına dair Kürdistan halkına güvence vermeliler ve bu güvence yasalar ve uluslararası önlemlerle korunmalı.
7.Rojava ve Güney Kürdistan’da Kürdistan halkına karşı gerçekleşen hava saldırıları, Güvenlik Konseyi tarafından uçuşa yasak bölge ilan edilerek önlenmeli. Ya da bölgede güvenliğin sağlanması için uluslararası barış gücü Rojava ile Türkiye sınırına konuşlanmalı.
8.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’deki siyasi tutsakların özgürlüğüne kavuşması için baskı yapmalı.
Kürdistan’da;
1.Kürdistan’ın yüksek ulusal çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi, bütün siyasi ve kişisel çıkarların üzerinde tutulmalı.
2.İç siyasi anlaşmazlıklarının bertaraf edilmesi, bu anlaşmazlıkların çözüme kavuşması için çalışma yürütülmesi.
3.Kürdistan’ın her bir parçasının içişlerine karışılmaması ve Kürdistan Bölgesi ve Rojava Kürdistan’ın korunması… Başur ve Rojava Kürdistan’ın siyasi yönetimlerine, aralarındaki tüm engelleri tamamen kaldırmaları ve kendi içlerinde yüksek bir siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki kurmaları çağrısında bulunulmaktadır.
4.Kürdistan Ulusal Birliği, ülkenin tüm dinamiklerinin katılımıyla kurulmalı.
5.Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılında, Kürtlerin ve tüm Kürdistan’ın bu büyük konferansı, Kürt halkının ve diğer Kürdistan halklarının liderlerine ulusal yükümlülüklerini yerine getirmeye, büyük bir Kürdistan İttifakı kurmaya ve bu amaçla bir Kürdistan Ulusal Konferansı düzenlemeye çağırmaktadır.
6.Kürdistan’ın dini ve etnik azınlık halklarının korunmasını sağlamak…
7.Kadın-erkek eşitliği ve kadın özgürlüğünün sağlanması ve teşvik edilmesi, bu çalışmanın Kürdistan toplumu içinde geliştirilmesi..
Kürdistan’ın bölündüğü bölgede;
1.Kürdistan’ın Türkiye ve Suriye devletinin sınırları içinde kalan kısımları resmi olarak Kürdistan diye adlandırılacak ve Türkiye ve Suriye’de kendi seçtikleri statülerle kabul edilecektir.
2.Kürdistan’ın bu özerk statüleri BM sistemi içinde uluslararası resmiyet içinde temsil edilmelidir.
3.BM gözetiminde, Kürdistan halkının temsilcilerinin de yer aldığı uluslararası bir komisyon kurulacak ve bu komisyon, Lozan Antlaşması’ndaki devletlerle temasa geçerek konjonktürel çözümler için diyalog ve barışçıl yollar oluşturacak ve bunları pratikte uygulayacaktır.
4.Bu konferansın taleplerini karşılamak için koordineli bir komisyon kurulmalıdır.
5.Kürdistan’da ortak diplomasinin tesis edilebilmesi için uzmanlardan oluşan komisyonunun kurulması ve görevlendirilmesi gerekmektedir.
6.Kürdistan’ın BM içinde temsil edilmesi için güçlü ve koordineli çalışmalar yapılmalıdır.
7.Konferansın kararlarını ve sonuçlarını takip etmek ve pratikte uygulamak için özel bir komite veya komisyon kurulacaktır.
8.Türkiye Cumhuriyeti dışında, Lozan Antlaşması’ndaki devletlerle diplomatik ilişkiler yürütülecek, tarihi adaletsizlikler dile getirilecek, Kürtlerin ve diğer Kürdistan halklarının mağduriyetinin tazmin edilmesi için işbirliği talep edilecektir.
9.Alternatif bir uluslararası anlaşma oluşturmak için aktif çalışmalar yürütülecektir.
10.Türk hükümeti tarafından, gayrimüslim azınlıklara verilen sözlerin ayrım yapılmaksızın yerine getirilmesi için güçlü bir talepte bulunulmaktadır.
11.Gayrimüslim Kürt olan Êzidiler, Kürt ulusunun özgün bir parçası olarak “Gayrimüslim Azınlıklar” kategorisinde kabul edilmeli ve Rumlara, Ermenilere ve Süryani-Keldanilere tanınan haklar Êzidi, Yaresan ve Alevi Kürtlere de verilmeli ve kullanılmalıdır.
12.Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Rojava Kürdistan Yönetimi, Lozan Antlaşması ve sonuçları hakkında özel bir ofis kurmaya ve mağduriyetlerinin giderilmesine çağrılıyor.
13.Uluslararası ilişkileri için ortak bir Kürdistan diplomasi organı kurulacaktır.
14.Türk devletine, KCK lideri Sayın Abdullah Öcalan’ı ve tüm rehineleri, esirleri ve siyasi tutsakları koşul olmaksızın serbest bırakması çağrısında bulunulmaktadır.
15.BM, Rojava Kürdistanı ile Türkiye arasında barış güçlerini konuşlandırmaya çağrılıyor.
16.BM bünyesinde bir Kürdistan temsilciliği açma çağrısı yapılıyor.
Çözüm ulusal birliktir
Amed’de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Partiya İnsan û Azadî/İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK), Partiya Azadî, Hereketa Azadî, Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), Şeyh Said Derneği ve Kürt Kadınlar Birliği Platformu üyeleri, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılına ilişkin Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) ortak açıklama yaptı. “Em Kurd Peymana Lozan ê nas nakin” pankartının açıldığı açıklamanın Kürtçesini PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel, Türkçesini ise DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz okudu.
Ret ve inkar
Lozan Antlaşması’nın Kürt halkı için yüz yıldır devam eden ret, inkar ve katliamların yolunu açan kara günün adı olduğunu belirten Aydeniz, “Emperyalist devletler ile sömürgecilerin, aralarında uzlaşarak Kürdistan’ı, halkımızın iradesini hiçe sayıp dörde parçalamalarının üzerinden yüz yıl geçti. 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması, halkımız için karanlığın, sonu gelmeyen baskı, soykırım ve zulümlerin adıdır. Öncelikle halkımızın temsil edilmediği ve iradesinin yok sayıldığı Lozan Antlaşması’nı ve bu antlaşmayı imzalayıp uygulayanları şiddetle kınıyoruz. Antlaşmayı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Halkımız, Ulusal Kendi Kaderini Tayin Hakkını gerçekleştirme hedefiyle Lozan Antlaşmasının aşılması için mücadelemiz devam edecek” dedi.
Kesintisiz mücadele
“Bu ırkçı tek tipleştirme siyaseti devlet stratejisi olarak, yüz yıl boyunca farklı biçimler ve araçlar kullanılarak sürdürülmüş ama özü değişmemiştir” diyen Aydeniz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bugün de Kürdistan Bölgesi ile Özerk Rojava’da halkımızın kazanımlarına karşı saldırılar devam ediyor. Kuzey Kürdistan’da halkımızın iradesi gasp edilerek yerel yönetimlere kayyımlar atanıyor, Kürdistan partileri kapatılma tehdidiyle kıskaca alınıyor, siyasi kadrolara karşı kesintisiz operasyonlar sürdürülüyor, her türlü hukuku hiçe sayan katı bir tecrit politikası uygulanıyor. Buna karşın halkımızın ulusal özgürlük mücadelesi de kesintisiz devam etti, bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecek.”
Özgürlüğün anahtarı
Gelinen aşamada Kürt halkı için ulusal özgürlüğün biricik anahtarının geniş kapsamlı bir ulusal birlik, diyalog ve dayanışma olduğunu vurgulayan Aydeniz, “Unutmayalım ki Kürt halkı, yüz yıl önce esas olarak ulusal ittifak kuramadığı için Lozan sürecinde kaybetti. Yaşadığımız 21. Yüz yılı; ulusal ittifakı kuran, dost halkasını genişletip düşman halkasını daraltan politikalarla kazanabiliriz. Bu politikalarla Kürt siyaseti, ulusal özgürlüğün önündeki engelleri aşıp fırsatları kullanabilir ve Lozan Antlaşmasını hükümsüz kılabilir” diye belirtti.
Türkiye’ye çağrı
Kürt halkı önümüzdeki yüzyılı başta, Türk, Fars, Arap halkları olmak üzere bölge halklarıyla her alanda eşitlik hukuku temelinde birlikte yaşamak istediğini aktaran Aydeniz, “Ret ve inkar sürdürülerek değil; ülkesiyle, ulusal kimliğiyle tanınarak ve eşit siyasi, coğrafik statüye dayalı zeminde birlikte yaşam koşullarının yaratılması için mücadele veriyor. Türkiye devletine de çağrımız şudur; yüz yıldır tekrarlanan, ‘Cumhuriyeti birlikte kurduk, Kürtler ve Türkler Cumhuriyetin iki kurucu unsurudur, bin yıllık kardeşiz’ vb. söylemlerin yerine, kardeşlik hukukunun gereği yapılsın. Savaş ve inkar siyaseti yerine Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik çözümü için adımlar atılsın. Yapılacak yeni bir anayasa ile Kürt halkının varlığı ve ulus olmaktan kaynaklanan hakları resmen tanınsın. Kürt halkının kendi ülkesi Kürdistan’da özgür ve onurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır ve bu bölge barışı ve istikrarının da koşuludur” şeklinde konuştu.
LOZAN