TJK-E ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle BM Ofisi önünde gerçekleştirilen eylemde, 22 Temmuz’da Lozan’da yapılacak eyleme katılım çağrısı yapıldı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde yapılan eylem devam ediyor. 25 Ocak 2021’den bu yana “Dem dema azadiyê ye” hamlesi kapsamında her Çarşamba günü yapılan eylemde bu hafta Rojava Devrimi’nin yıldönümü vesilesiyle Rojava’da yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.
Lozan Antlaşması’nın 100. yılına karşı oluşturulan komite adına eylemde konuşan Yüksel Koç Rojava Devrimi’ni selamlayarak 3’üncü yılına yaklaşan oturma eylemine ilişkin “Başta Kürtler olmak üzere, dostları ve Öcalan’ın felsefesini bilen herkes tecride karşı sesini yükseltmelidir” dedi. Abdullah Öcalan yaratmış olduğu paradigmayla komployu boşa çıkardığını dile getiren Koç 100 yıl önce Lozan Antlaşması’nı yapanların sadece Kürleri 4’e parçalamak istemediğini, Kürtleri tarih sahnesinden silmeyi amaçladıklarını söyledi.
Eyleme çağrı
Lozan Antlaşması’nın Kürt halkının jenosidi anlamına geldiğini yenileyen Koç “Kürt halkı ve Kürdistan halkları bu antlaşmayı kabul etmiyor. O yüzden bu ayın 22’sinde Lozan’da yapılacak olan eylem çok çok önemlidir. Bütün Kürt halkı bu eyleme ulusal görev bilinciyle yaklaşmalıdır” diye belirtti.
Ulusal görev bilinciyle herkesin bu eyleme katılması çağrısı yapan Koç’un konuşması sonrası kitle sırtını BM’ye dönerek sloganlarla oturma eylemine geçti.
TJK-E: Lozan Antlaşması’nın yürütücüsü Erdoğan rejimidir
Öte yandan Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılına karşı yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “Kürt Soykırımı ile halklar arası uzlaşı ve ortak yaşamın temeline dinamit rolü atfedilen Lozan Antlaşması’nın 100 yıllık sonuçları Kurdistan ve Ortadoğu açısından çok ağır olmuştur” denildi.
Milyonlarca insanın hayatına mal olan ve 3’üncü Dünya Savaşı ile devam eden Lozan Antlaşması projesi egemenler lehine canlı tutulmak istenmekte. 100. yılında bu antlaşmaya yeni soykırım fermanları ile yeniden bir doğum yaptırılmak istenmekte. Mutlak İmralı tecridi, Rojava’ya yönelik saldırılar bu yeni Kürt Soykırım projesinden kopuk değildir. Lozan Antlaşması’nın günümüzdeki yürütücüsü ise Erdoğan rejimidir. Lozan süreci ile oluşan tekçi Türk sömürgeciliğinin günümüzdeki temsilini yapan Erdoğan ‘Tek millet, tek bayrak, tek din, tek ırk’ sloganıyla bölge haklarının kanını akıtmayı sürdürmekte. Devletinin tarihsel suç mirasını devralan Erdoğan rejimi, yasak olan taktik nükleer silahlar ile direnen Kürde saldırmakta. Kürt varlığını ortadan kaldırmaya yeminli olan bu soykırım rejimi, hegemon güçlerin desteğine dayanarak Kürdün diline, kültürüne, tarihine, coğrafyasına saldırmakta, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. yüzyılını yeni Lozan Antlaşması’nın üzerine inşa etmek istemekte. Ama bunu başarma şansı yoktur, çünkü Kürt eski Kürt değildir.
Katılım çağrısı
Açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi: “Kürt ulusuna tarihten miras kalan ‘Yaşamak isteyen her varlık dövüşmelidir’ çağrısının gereklerini uygulamanın tam zamanıdır. Kürdü yok etmeye yeminli düşmana inat ulusal birlik ruhuyla Lozan Antlaşması projesine karşı direnişi büyütelim. Başta Kürt kadınları ve gençleri olmak üzere Rojhilat, Rojava, Bakûr ve Başûr halkımızı Lozan’a akmaya ve ortak tavrı sergilemeye çağırıyoruz.Tüm kadınları ve halkımızı, 100 yıl sonra Kürt soykırım projesinden hesap sormak için 22 Temmuz 2023’te Lozan’da yapılacak yürüyüş ve mitinge çağırıyoruz.”
İSTANBUL
HABER MERKEZİ