Amed’de start verilen halk buluşmalarında gündem PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit oldu. Abdullah Öcalan’ın ‘politikada esnek ilkelerde katı olunmalı’ sözlerini hatırlatan yurttaşlar, halkın Abdullah Öcalan etrafında kenetlenmeye hazır olduğuna dikkat çekildi
Selman Çicek
14 Mayıs seçimlerinin sonuçlanmasının ardından partilerde süren tartışmalar devam ederken Halkların Demokratik Partisi(HDP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) de bu süreci halk ile tartışıyor. Halk buluşmaların yapıldığı kentlerden biri de Amed. Amed’in ilçe ve köylerinde halk buluşmaları startı verilirken yürütülen tartışmalarla yeniden inşa sürecine hazırlık yapılıyor.
Kentteki ilk buluşma Çermuq ve Şankuş ilçelerinde oldu. Çermuq ve Şankuş ilçeleri, uzun yıllardır HDP’nin başarı elde edemediği yerler. HDP ve Yeşil Sol Parti’nin, en zayıf olduğu iki ilçeden başlaması eleştiri ve özeleştiri sürecine ne kadar önem verdiğinin göstergesi. Halk buluşmaların ikinci durağı ise Kürt siyasal hareketin en güçlü ilçelerinden biri olan Bismîl oldu. Bismîl’in Seletê, Hola, Heciya Kurda ve Sergewra köylerinde yürütülen tartışmalarda önemli sonuçlar açığa çıktı. Her iki ilçe ve köylerde katılımın yoğun olduğunu, yurttaşların bu toplantılara ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz. Ancak, özellikle köylerde yürütülen tartışmalarda katılım sayısı daha fazla olurken kadın katılımcıların az olması bir eleştiri konusuydu.
Tecride tepki
İki gündür köy köy yürütülen tartışmalarda öne çıkan başlıkları sıralarsak bizi en çok şaşırtan durumdan başlamak daha doğru olur. Hem Bismîl hem de Çermuq ve Şankuş ilçelerine giderken yol boyunca halkın, sanal medyada gündeme gelen eleştirileri dile getireceğini düşünüyorduk. Ancak yapılan buluşmalarda halkın esas gündeminin bu olmadığını gördük. Neredeyse iki ilçe merkezi 7 köyde yapılan buluşmalarda her söz alan katılımcı, PKK Lideri Öcalan’ın durumuna dikkat çekti. Katılımcıların neredeyse yüzde sekseni Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekerek siyaset kurumunun bu konuda sessizliğinden dem vurdu. Halkın esas gündeminin Öcalan olduğu altı çizilen tartışmalarda, tecridin siyasal kurumlar tarafından sahiplenmediği, bu konuda ciddi bir sessizlik olduğuna dikkat çekilirken halkın Öcalan etrafında kenetlendiğini, parlamento, ekonomi vb. sorunlardan daha çok halkın Öcalan’ın durumunu merak ettiği ifade edildi. Halkın Öcalan için yapılan eylemlerde daha çok hareket ettiğini, Öcalan’dan gelen mesajları daha çok benimsediğini, devletin bunu bildiği için tecrit uyguladığını ancak siyasal hareketin bunun bilincinde yeteri kadar olmadığı, Öcalan-halk bütünlüğünü idrak edip bir an önce hareket etmesini istedi.
Üçüncü yolu benimseyin
Halk için tecrit, birincil gündem iken bir diğer husus ise Öcalan’ın fikriyatının siyasal partiler tarafından yeterince anlaşılmadığı eleştirisi yapıldı. Öcalan’ın Demokratik Ulus projesi ve HDP projesine ilişkin düşünceleri sadece 2015 seçiminde idrak edildiğini, bundan dolayı orada büyük bir başarı elde edildiğinin altı çizildi. Ancak, 2015 seçimlerin ardından devletin, Öcalan’ın fikriyatının halkı özgürleştirdiğini ve başarı elde ettiğini görünce tecrit sistemini devreye koyduğunu ancak siyasi partilerin 2015 sürecinden 3. Yol stratejisinden uzaklaştığının altı çizildi.
Yerel seçimlerde büyük kentlerde, Öcalan’ın 3. Yol stratejisi yerine Kürt düşmanı politikaları benimseyen iki yoldan biri olan CHP’nin desteklenmesi eleştiri konusu oldu. Özellikle yerel seçimlerde büyükşehirlerde aday çıkarmama stratejisi belki büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirdiğini ancak HDP’yi de zayıflattığına da işaret edildi. Özellikle o seçimden sonra 3. Yol stratejisinden uzak bir çizgi seyretmesi HDP’ye her seçimde kayıp olarak döndüğüne dikkat çekildi.
Teori ve pratik birlikteliği
Bir diğer başlık ise yine Öcalan’ın “teori ve pratik birlikteliği” sözü hatırlatıldı. Halkın Öcalan’ın çözümlemelerinden zaman zaman örnekler verdiği buluşmalarda aklımda en çok kalan bu belirleme olmuştu. Yurttaşlar, son dönemde yaşanan eksikliklerin en büyük nedenlerinden biri de Öcalan’ın öne sürdüğü fikriyat ortada iken Öcalan’ın teorisinin pratikte yerine getirilmediğinden dem vurdu. Katılımcıların birçoğu, eğer teoride, yani seçim beyannamesinde dile getirilen her maddenin pratikte savunucusu olunduğu takdirde başarının da daha fazla olacağına inandıklarını söyledi. Ancak söz ve eylem birlikteliğinin gerçekleşmediğinden ötürü; bu da halkta bir inanç sorununa dönüştüğü hatırlatıldı. 90’lardan bu yana halkın, Kürt siyasal hareketini söylediğini yapan bir hareket olarak bildiğini, ancak son dönemde bu çizgiden uzaklaştığı için halkta bir inanç problemine dönüştüğüne dikkat çekildi.
İlkelerde katı olunmalı
Bir diğer husus ise yapılan ittifakların yanlış temellerde kurulduğuna dikkat çekildi. Buluşmalara katılan yurttaşlar, ittifak politikalarını eleştirirken yine Öcalan’dan örnek vererek Öcalan’ın “Politika da esnek ilkelerde katı olun” sözü hatırlatıldı. Öcalan’ın bu belirlemesi ortada dururken siyasal hareketin, son dönemde gerek Emek ve Özgürlük İttifakı’nda gerekse Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme politikasında yanlışlar yaptığına dem vuruldu. Siyasal hareketin, bu konuda politikalarda esnek davranışları anladıklarını, her zaman da desteklediklerini ancak ilkelerde ise katı olmak yerine burada da esnek olunması kabul edilemez olduğu söylendi. Son dönemde ilkelerden çok taviz verildiğini, bu nedenle Amed’de 40 bin insanın sandığa gitmediğini, bunun iyice irdelenmesi gerektiğinin altı çizildi.
Parti kültürü yaşatılmalı
HDP’ye ve Yeşil Sol Parti’ye seçim sürecinde yaptığı politikalara da eleştiri getirildi. Yapılan en büyük eleştirilerden biri de; iki partinin de seçim sürecini yanlış yönettiği söylendi. Kürt siyasal hareketinde ön seçimin bir kültür olduğunu, bugüne kadar her seçimde adayların halka sorularak belirlendiğini ancak son seçimde bu kültürün yerine getirilmediği için halktan tepki topladığı belirtildi. Halkın tepkisinin adaylara olmadığını, bu halkın her şartta vekillerine sahip çıkacağını, ancak bir parti kültürünün yerine getirilmemesi, düzen partileri gibi üsten atamaların yapılması kabul edilemez olduğuna vurgu yapıldı. Halkın da bu durumu kabul etmediği, bir dahaki seçimde partinin, bu kültürü yeniden yaşatmalarını beklediklerini söyledi.
Öncü halktır
Getirilen en dikkat eleştirilerden biri de; HDP içerisinde orta sınıfın öncü pozisyonuna getirilmesi eleştirisi oldu. Türkiye’de her partinin bir kimliği olduğu, örneğin komünistlerin, muhafazakarların, laikçilerin ayrı partileri olduğunu ancak HDP’nin herkesin partisi olduğu hatırlatıldı. HDP’nin sadece Kürtlerin değil, Arapların, Süryanilerin, Alevilerin, dindarların, laik yapıda olanlarında içinde barındırdığı bir parti olduğu hatırlatıldığı, ancak her zaman HDP’nin öncülüğünü yoksul emekçi ve mazlum halkın yaptığını söyledi. Orta sınıfın son dönemde parti içerisinde öncü misyonda yer alması halk ile parti arasında bir kopukluğa neden olduğuna dikkat çekildi. Partinin bir an önce ters piramit dedikleri esas örgütleme modeli olan yerelden örgütlenmeyi esas alarak yeni süreci bu politikalarla inşa ettiği takdirde başarıya ulaşacaklarına inandıklarını söyledi.