Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ve mücadeleyi omuzlayan 85 yaşındaki Xemê Akdoğan’ın mirasını devralan gelini ve mücadele arkadaşları, ‘Barış sağlanana kadar, herkes mücadelenin bir yerinden tutarak bu mirasa sahip çıkmalı ‘dedi
Baskı ve zulmün üç kuşak sürdüğü Kürdistan’da büyük acılar ile ilerleyen yaşına rağmen mücadelenin en ön saflarında yer alanlardan biri de önceki gün yaşamını yitiren Wan Barış Anneleri Meclisi Üyesi Xemê Akdoğandı. 100 yıllık Cumhuriyet boyunca her gelen iktidar Kürt sorununa yönelik derinleştirdiği çözümsüzlük politikası sonucu binlerce kadın çocuklarının özlemi ve hasretiyle yaşamını yitirdi, binlercesi sürgün edildi, on binlercesi hala cezaevinde.
27 yıllık özlemi…
Akdoğan, doğduğu Şirnex’ın (Şırnak) Elkê (Beytüşşebap) ilçesine bağlı Pirosa köyünden, 1985 yılında devlet baskısı sonucu göç ederek Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Dotka köyüne yerleşir. Dotka köyünde yine devletin baskıları ile karşı karşıya kalan Xemê ve ailesi 1997 yılında Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesine bağlı Xaçort (Hacıbekir) Mahallesi’ne göç etti. Kurulduğu günden bu yana Barış Annesi olarak mücadelesini sürdüren 27 yıldır barışın sağlanabilmesi için mücadele ediyordu. Akdoğan,15 gün önce kaldırıldığı Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi‘nde önceki sabah hayata gözlerini yumdu.
Torununu sonsuzluğa uğurladı
Akdoğan’nın hikayesini, hem mücadele arkadaşı hem de gelini Xecê anlattı. Yaklaşık 27 yıldır mücadelenin içinde yer alan Akdoğan için gelini Xecê, “Ben onun sayesinde Barış Anneleri Meclisi’nde yer aldım. Kaynanamla birlikte birçok etkinliğe gittik. Uzun yıllardır verdiği mücadele ve çektiği acıların tanığıyım. O bana hep, ‘Nefes aldıkça, bir damla kanım kaldıkça bu mücadelenin içinde yer alacağım’ diyordu. Göç, sürgün ölümle çocuklarını kaybetti. En son geçtiğimiz hafta bir çatışmada yaşamını yitiren oğlum onun da torunu Mêrdîn’in Omeriya (Ömeryan) bölgesinde 12 Mart’ta gerçekleştirilen hava saldırısında hayatını kaybeden 3 HPG’liden Ali Akdoğan’ın (Deniz Helîn) cenazesi defnettik” dedi.
‘Mücadelesini ben devralacağım’
Xecê Akdoğan, “Var olduğum sürece onun bıraktığı yerden mücadeleyi sürdürme sözünü veriyorum. Onun davasına sahip çıkacağım. Ben de Barış Annesi görevini aktif olarak sürdüreceğim. Barışı görmeden yaşamını yitirdi. Tüm anneleri onun mirasına sahip çıkmaya çağırıyorum. Birbirimize, mücadelemize sahip çıkmalıyız” dedi.
‘Yıllarca yoldaşlık ettik’
Mücadele arkadaşlarından Wan Barış Annesi Meclisi üyesi Zekiye Kaya da, “Uzun yıllar arkadaşlığımız sürdü. Bizim arkadaşlığımız barışa olan özlemimizden geliyordu. Ülkede, bölgede, kentte birçok eylem etkinlikte yan yana yürüdük. Büyük bir emek sahibiydi. Ben onunla bu mücadele sayesinde tanıştım, yoldaşlık ettim. Bizler bu mücadele sayesinde yan yana durduk, bir birimizi tanıdık. Herhangi bir etkinlikte elini tuttuğumuzda ‘elimi tutmayın, ben yürüyebiliyorum!’ sözleriyle tepki gösteriyordu. Onun hem sağlık sorunları ve hem de ilerleyen yaşından dolayı bazen ona ‘sen gelme ana’ derdik. Ancak o ‘Neden gelmeyecekmişim?, bana ne yapabilirler ki?’ ifadeleriyle tepki gösteriyordu. Katıldığımız her etkinlikte bizi kanatları altına alırdı” ifadelerini kullandı.
Haber: Zelal Tunç / JINNEWS