Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, deprem bölgelerinde kadınların yaşadıklarına dair hazırladığı raporu yayınladı. Buna göre, depremin ardından geçen 5 ayda kadınların temel ihtiyaçları giderilmediği gibi, eksik hizmetler sonucu kadınlara yönelik şiddet de devam ediyor
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, “Depremden Etkilenen Bölgelerde Kadınların Şiddetten Uzaklaşma Deneyimleri ve Destek Mekanizmaları” raporunu paylaştı. Rapor, Mereş ( Maraş) merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremin ardından vakıf üyelerinin ve bölgede kadınlara destek veren sivil toplum örgütlerinin deneyimlerinden hazırlanırken, raporda kadınların yaşadıkları sorunlar belirtildi. Raporda, kadınların insani yardım, sağlık ve güvenlik başta olmak üzere birçok hak ihlali ile karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Çadırlarda istismarı önleyici bir çalışma yok
Raporda, birçok temel ihtiyacın dahi karşılanmadığı ifade edilerek, “Çadır kentlerdeki yaşamın mahremiyeti ortadan kaldırması, düzenli sistemli bir bilgilendirme ve müdahalenin olmaması gibi nedenlerle bölgede olası kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı durumlarına ilişkin risklerin çalışanlar tarafından da tespit edilmesine rağmen, bu risklere ilişkin önleyici bir çalışma da henüz mevcut değil” denildi.
ŞÖMİN hizmetleri yetersiz
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Dilok (Antep) ve Mereş (Maraş) Şiddet Önleme İzleme Merkezi’nin (ŞÖNİM) depremden önce bulundukları binalarda hizmet verdiğinin belirtildiği raporda, “Adıyaman ŞÖNİM binası ağır hasarlı olması nedeniyle binanın hemen yanına yerleştirilen konteynırda hizmet veriyor. Ancak bu konteynırın ne çalışanlar için ne de oradan destek alan kadınlar ve çocuklar için güvenli ve temel insani ihtiyaçları karşılayacak şekilde oluşturulmadığını, can güvenliği riski altında çalışma yürütüldüğünü gözlemledik” denildi.
Kadına şiddet konusunda uzman eğitim yok
Bir diğer yandan Mor Çatı’ya başvuran kadınların deneyimleri, şiddet nedeniyle başvurduklarında barınma ihtiyacı olarak değerlendirilip destek alamadıkları yönünde olduğuna dikkat çekilen raporda, kadına şiddet ile ilgili uzmanlık konusunda önemli sorunlar olduğu belirtildi.
Şiddet görmezden geliniyor
Raporda, deprem sonrası oluşturulan destek mekanizmalarının olası şiddet durumlarını hesaba katmadığı ve yetkililerin “Bu dönemde olmaz böyle bir şey zaten” bakış açısıyla hareket ederken kadınların deneyimlerinin deprem döneminde de kadına yönelik erkek şiddetinin devam ettiğini gösterdiğine işaret edildi.
Eksiklikler şiddeti devam ettiriyor
Kadınların depremden önce olduğu gibi depremden sonra da şiddet tercih edilerek uygulandığı halde, şiddetin nedeni olarak psikolojik sorunların gösterildiğini paylaştıklarının aktarıldığı raporda, deprem bölgesindeki koşulların ve kurumlardaki eksikliğin kadınların şiddete maruz kalmaya devam etmesine nasıl zemin hazırladığını ortaya koyduğu vurgulandı.
Mülteci kadınların sorunları çok yönlü
Raporda yine mülteci kadınların durumuna da yer verilerek, tercüman eksikliğinin en büyük eksik olduğu ve bu yüzden birçok kadının uğradığı şiddeti dile getiremediği ifade edildi. Raporda, “Bu durum, göçmen kadınlar için mevcut olan katmanlı sıkışıklığın bir örneğini ortaya koyuyor. Depremin yarattığı duygusal ve fiziksel olarak yıkıcı etkiye rağmen kadınlar maruz kaldıkları şiddetten uzaklaşma sürecinde kendi güçlerini ve alternatiflerini bu koşullara rağmen de üretmeye devam etti” denildi.
Cezasızlık en büyük engel
Raporun sonuç bölümünde ise aradan geçen 5 aya rağmen kadınların temel ihtiyaçlarının dahi karşılanmadığının görüldüğü belirtilerek, “İhtiyaç temelli ve toplumsal cinsiyete duyarlı destek mekanizmalarının eksikliği, hizmet standardının olmayışı ve kötü uygulamaların herhangi bir yaptırımla sonuçlanmaması kadınların ihtiyaç duydukları desteklere erişmeleri önünde her zaman engel oluşturuyor” denildi.
Kaynak: NuJINHA