Roman Diyalog Ağı Koordinatörü Elmas Arus, Roman kadınların yaşadığı eşitsizliğe dikkat çekti ve ‘Roman kadınlar mücadelenin içinde de öteki’ diyerek hak mücadelesi verenlerin Roman kadınlarla daha fazla ilgilenmesi gerektiğini söyledi
Dünyada yaklaşık 50 milyon olduğu tahmin edilen Romanların 5 milyonunun Türkiye’de yaşadığı düşünülüyor. Romanlar, diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de birçok yönden ayrımcılığa maruz kalıyor. Roman kadınlar ise aynı zamanda cinsiyet ayrımcılığına da uğruyor. Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı ve Roman Diyalog Ağı Koordinatörü Elmas Arus, kadınlar başta olmak üzere Romanlara yönelik ayrımcılığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ağır hak ihlalleri
Romanların özellikle temel hakları açısından görünür olmadığını ve her türlü hak ihlallerine maruz kaldıklarını söyleyen Arus, Toplum, ‘Romanlar hırsızdır, kötü işlerle uğraşır’ gibi önyargılarla şekillendiriliyor. Okullarda, ibadethanelerde en arkada yer verilir. Bulundukları bölgelere göre değişen ancak her yerde ayrımcılığa maruz kalan bir millet. En alt kesiminde en kötü alanlarda savunmasız yerlerde yaşıyorlar. Sel bassa ilk Roman evlerini basar, çünkü toplumun kullanmadığı yerlerde yaşıyor, toplumun yapmadığı ve en ağır işlerde çalışarak geçimini sağlıyor. Ancak toplumun diğer tarafında onlar çalışmayı sevmiyor oluyor. Oysa hayatta kalabilmek için çok daha fazla çalışıyorlar” dedi.
Ayrımcılık için ayrımcılık
Arus, toplumda Romanların kendi içlerinde ise kadınların cinsiyet ayrımcılığına uğradığına dikkat çekerek şöyle devam etti: “600 dernek var ve neredeyse hepsinde kadın temsiliyeti yok. Talepleri, söylemleri, erkekler gerçekleştirdiği için hiçbiri kadın odaklı değil. Hükümetin ilk Roman Strateji Eylem Planı var, ama tamamen erkekleri güçlendirecek, kadınları eve hapsedecek nitelikte. Hal böyleyken kadın eşitsizliğin içinde daha da eşitsiz bir konumda oluyor. Kurulan cümlelerde kadını hiç göremiyoruz. Kadını toplumun, ailenin ihmalinden, kendisi sorumlu, kendisi olduğu için söz söylemek için bir zamanı dahi yok. Kendini ifade etmek için bir zamanı dahi yok.”
Kadınlar ötekinin ötekisi
Kadın mücadelesinin içerisinde de “öteki” olduklarının ifade eden Arus, “Erkek giydiği kıyafetiyle farklılaşabiliyor, ama kadın ise geleneksel kıyafeti ile tanımlanmıyor. ‘Durağa gidiyoruz, okuryazar değiliz, Bayrampaşa otobüsünü soruyoruz, hırsız diyerek geri çekiliyor insanlar. Diğer kadın örgütlerinin yaptıkları çalışmalar daha çok belirli seviyede olan, aktivizm yapabilecek düzeyde olan belki sorumlulukları bu kadar yoğun olmayan kadınlar. Bizim tarafımızdan tanınmıyor o politikalar. Herkes kendi alanında belirlediği yöntem üzerinden gidiyor. Yeterince işbirliği de sağlanamıyor. Bu mücadelenin içinde de Roman kadınlar biraz öteki” sözlerini kullandı.
Erkeklerden bariyer
Roman Sivil Toplum Örgütlerinin içerisinde erkeklerin daha fazla güçlendiğini ve kadınlara bariyer oluşturduklarını belirten Arus, “Bir ivme kazandı. Mücadelenin kendisi ‘ne olursa yaparız’ modundaydı. Ancak bizce geçmiş her sorun çözülmek için bir alan yaratıyorsun. Bu ağda sadece spesifik olarak kadını alana katamadığımızı fark ettik. Ayrıca da güçlenen erkeklerin de kadınların önünde bariyer oluşturduğunu gördük. Onlara bir set çekip kadın evde işini yapsın ben nasıl olsa sivil toplumcuyum onlar adına konuşurum onlar adına söylerim, derdini buraya aktarırım. Kadının yükünü STK başkanları açısından daha da artırdık. Bir erkek vardı eve birazcık da olsa katkıda bulunuyordu şimdi ona STK başkanlığını verdik, hak savunuculuğu yapıyor ama evdeki kadının hakkını kimse savunmuyor” ifadelerini kullandı.
Sessimiz olun!
Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin 2015’te geliştirdiği strateji ile kadını odağına aldığı ve Roman Diyalog Ağı’nı kurduğunu söyleyen Arus, bütün çalışmaların içinde erkeğin yanında bir kadının katılımını şart koştuğunu sözlerine ekledi. Arus, “Dernek kuran, mahallesinde söz sahibi olan kadınlar var ve bu durumu fark edip kendine çeki düzen veren erkekler de var. Toplumsal mücadeleye de böyle bakmayı öğretti. Ayrımcılık yaşıyor ama kendi ailesindeki erkek de kadının mücadelesinin önünde engel. Bunu ortadan kaldırmak için Roman Diyalog Ağı ile çalışıyoruz ve birçok kadın aktivist var. Kadınlar da sesini yükseltebiliyor” dedi.
Haber: Melike Aydın /İzmir-JINNEWS