İzmir’de Madımak Katliamı yıldönümünde yaşamını yitirenler anılarak katliam arkasındaki odakların açığa çıkarılması istendi
Emek ve Demokrasi Güçleri ve İzmir’de bulunan Alevi kurumları Madımak’ta katledilenleri anmak üzere Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Demokratik Alevi Derneği (DAD), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile çok sayıda parti ve sivil toplum örgütünün katıldığı açıklamada “Her yer Madımak, her yer yanıyor” yazılı pankart taşındı. Basın metnini kitle adına Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölge Sorumlusu Gülbahar Kaplan okudu.
Katliam arkasındaki odaklar açığa çıkarılsın
Devletin diğer katliamlarda olduğu gibi 2 Temmuz ile de yüzleşmediğini ifade eden Kaplan, katliamın arkasındaki odakları açığa çıkarmanın ve adaletin sağlanmasının devletin yükümlülüğünde olduğunu belirti. Katliamın hazırlıkları günler, haftalar öncesinden başladığını civar illerden yüzlerce şahsın Sivas’a getirildiğini hatırlatan Kaplan, “Camilerde, mahallelerde bildiriler dağıtılmış, gazetelere manşetler atılarak Aleviler hedef gösterilmiştir. Tüm bunlar devam ederken, ne devletin istihbaratı ne de polisi hiçbir önlem almamış ve sessiz kalarak bu hazırlıkları izlemiştir. Eğer gerçek bir yüzleşme yaşanacaksa, özellikle 1993 yılında Sivas ve civar illerdeki istihbarat ve güvenlik şefleri sorgulanmalı ve katliamın arkasındaki odaklar açığa çıkarılmalıdır” dedi.
2 Temmuz bozuk olan demokraside kırılma noktası
2 Temmuz 1993 gününün Türkiye Cumhuriyeti devletinin “bozuk olan demokrasi sicilinde” bir kırılma noktası olduğunu vurgulayan Kaplan, “Hatırlayalım, oteli kuşatan güruh ‘Kahrolsun laiklik, cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak’ diye bağırırken güvenlik güçleri sadece izliyordu. Yani aslında Madımak’ta bizimle birlikte laikliği de yaktılar. O günün Başbakanı ‘Çok şükür otel dışındakilere bir şey olmadı’ demişti. Bugünün cumhurbaşkanı ise ‘Hayırlı olsun’ diyor. Biz Aleviler biliyoruz ki ülkede gerçek anlamda bir laiklik olsaydı bunları yaşamayacaktık” şeklinde konuştu.
Madımak davasına sahip çıkmanın karanlık zihniyetlere karşı çocukların geleceğine sahip çıkmak olduğuna dikkat çeken Kaplan, 30’uncu Yılında zamanaşımına uğratılmak istenen Madımak katliamı davası insanlığa karşı işlenmiş bir suçun davası olduğunu söyledi.
Yeni Madımak katliamlarının önünü açmak
Açıklamada “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesine değinen Kaplan, “Okullara imam gönderenlerin asıl hedefinde çocuklarımızın geleceği vardır. Dindar ve kindar nesiller yetiştirmek isteyenler, yeni Madımak katliamlarının da önünü açmaktadır” dedi.
Kaplan son olarak 2 Temmuz’da Sivas’ta gerçekleşecek olan anmaya çağrı yaptı. Açıklama slogan ve alkışlarla sona erdi.
Ankara Barosu: İnsanlığa karşı suçlar zamanaşımına uğramaz
Ankara Barosu ise, Madımak Katliamı’nın 30’uncu yılında Kızılay’daki baro binasına pankart astı. Davanın 30’uncu yılında zamanaşımına uğrayacağına dikkat çekilen pankartta “İnsanlığa karşı suçlar zamanaşımına uğramaz” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: JinNews