PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya halen yanıt verilmediğini belirten Av. Ahmet Baran Çelik, ‘Bugün bir çözüm üretilmek isteniyorsa, Öcalan ile iletişime geçilmesinin kanalları açılmalı’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na görüşme başvurusunda bulunan özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Ahmet Baran Çelik, İmralı’da yaşanan tecrit politikasına dair değerlendirmelerde bulundu.
Abdullah Öcalan’ın başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu ve Türkiye halkları için önemine vurgu yapan Çelik, PKK Liderinin toplumsal sorunların çözümü ve barışın sağlanması için çok önemli bir aktör olduğunu belirtti. Çelik, “Öcalan üzerindeki tecridin son bulması, halklar için çok önemli. Bugün tecride karşı gerçekleştirilen eylem ve etkinliklerin temel amacı da gelinen aşamada barışa olan ihtiyaçtan kaynaklıdır” dedi. Tecridin bir insan hakkı ihlali olduğunun altını çizen Çelik, Abdullah Öcalan ve diğer tutukluların aile ve avukatlarıyla görüştürülmemesinin hukuksuz bir uygulama olduğunu kaydetti. Çelik, 24 yıllık ağır tecrit uygulamalarının yanı sıra 27 aydır haber alınamama halinin, gelinen aşamada hukukla izah edilemeyeceğini ifade etti.
Yasalar açık
İmralı Cezaevi koşullarının başlı başına bir tecrit sistemi olduğunu belirten Çelik, “İmralı’nın ada hapishanesi olmasından ötürü zaten dış dünyayla iletişimi kesik durumda. Buna ek olarak tutukluların hem avukatlarıyla hem de aileleriyle çok uzun yıllardır görüştürülmemesi bir ihlaldir. Düşünün 2011 yılından bu yana Öcalan avukatlarıyla görüştürülmüyor ya da çok nadiren görüştürülüyor. Bakın ‘çözüm süreci’ denilen dönemde dahi Öcalan avukatlarıyla görüştürülmedi. Oysa hukuk ve yasalar açıktır. Bugün aslında bu durumun gündem olmaması, aksine bu duruma ses çıkarılmaması gündem olmalıydı. Kimdir bu ses çıkarmayanlar, barolar, hukuk kurumları, siyasi partiler. Toplum olarak ses çıkarılması gerekiyordu.”
Başvuruya yanıt yok
ÖHD olarak Abdullah Öcalan ile görüşmek için 775 imza toplayarak Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruyu anımsatan Çelik, geçen süreye rağmen yanıt alamadıklarını söyledi. Bakanlığın sessizliği üzerine birçok kentte barolardan hukuki yardım talep ettiklerini hatırlatan Çelik, özellikle de dünyanın en çok üyesinin olduğu İstanbul Barosu’na yaptıkları başvurudan ve görüşmelerden de sonuç alamadıklarını söyledi.
‘CPT tutarlı değil’
PKK Lideri Öcalan’ın tarihsel rolünü oynamaması için ağır tecridin uygulandığını vurgulayan Çelik, “Bizlerle beraber Öcalan’ın avukatları da İstanbul Barosu’na başvuruda bulundu. Maalesef baro da bakanlık da Bursa Cumhuriyet Savcılığı da talebimize olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapmadı. Arama yöntemiyle de görüşme talebimiz oldu ama buna dair de herhangi bir randevu verilmedi. Uluslararası hukuk kurumları da sessizliğe bürünmüş durumda. Özellikle CPT’nin (Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi) tecrit durumuna dair tutarlı olduğunu düşünmüyoruz, tepki göstermiyor. Bir politika haline gelmiş bu yalnızlaştırma ve izole etme haline yönelik gerekli adımlar atılmıyor. Artık bu durum siyasetle açıklanması gereken bir durum. Siyasi irade Sayın Öcalan’ı dünyadan ve halklardan koparmak istiyor” şeklinde konuştu.
‘İletişim kanalları açılmalı’
Sessizliğin tecridin tüm cezaevlerine ve topluma yayılmasına neden olduğunu ifade eden Çelik, “Toplumsal barış ve toplumsal çözüme ilişkin Öcalan önemli bir aktör. Çünkü sözü itibar görüyor ve sözlerinin halkta karşılığı var. Dolayısıyla bu kadar önemli olan bir kişinin tamamen bertaraf edilmesi herkese zarar verir. Bugün bir çözüm üretilmek isteniyorsa, Öcalan ile iletişime geçilmesinin kanalları açılmalı” dedi.
Kaynak: MA