Ödemiş ilçesinde 3 bin yıllık tarihiyle 9 medeniyete ev sahipliği yapan Birgi köyünde, restore edilmeyi bekleyen onlarca yapı çökme tehlikesiyle karşı karşıya
İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulunan ve tarihi dokusu ile yerli, yabancı binlerce turistin ilgisini çeken Birgi köyünün tarihi 3 bin yıl öncesine dayanıyor. Birgi köyü Frigler, Lidyalılar, Ahameniş İmparatorluğu, Pergamon Krallığı, Persler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Aydınoğulları Beyliği, Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yaptı. Aydınoğulları Beyliği başkentliğini de yapan köy, bu medeniyetlerin tamamından izler barındırıyor.
Binlerce yıldır yaşam alanı
Köy karşısındaki ovaya hakim konumu nedeniyle tarih boyunca saldırılara karşı güvenli bir merkez olurken, su kaynakları ve verimli topraklarıyla binlerce yıldır yaşam alanı olarak varlığını sürdürdü. Köy simge haline gelen tarihi konakları, mimarisi ile dikkat çeken ahşap pencereli taş evleri ve sokaklarında çınar ağaçlarıyla Ege Bölgesi’nde turizmin önemli merkezleri arasında yer alıyor.
Dünya’nın en iyi turizm köylerinden biri
Yıllardır tarihi yapısını koruyan köyde, Çağırağa Konağı, Kerim Ağa Konağı gibi 18’inci yüzyıl yapılarının yanı sıra Bizans döneminden kalan Küp Uçuran ve Aydınoğlu Hamamı gibi 12 ve 14’üncü yüzyıldan kalma yapılarda mevcut. 2012’de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenen köy 2022 yılında ise Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından dünyanın en iyi 32 turizm köyünden birisi olarak seçildi.
Yaklaşık 700 yıldır tarihi görüntüsü bozulmayan Birgi’de bugün de evler toprak ve ağaç türleri ile doğal taşları kullanılarak yapılmaya devam ediliyor. İki katlı binalar, zemini taş, üst kat ve tavanları ahşap olacak şekilde yapılırken, evlerdeki sofalar ve dışa yönelik kafesli pencereler mimarinin en belirgin özellikleri arasında bulunuyor. Köy ziyaretçilerine 700 yıl öncesinden tarihi bir deneyim yaşatıyor.
200 tescilli yapı bukunuyor
Ödemiş ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıkta olan ve Bozdağ’ın yamaçlarında yemyeşil bir coğrafyanın içinde gizlenen köyde, 200 kadar tescillenmiş tarihi yapı bulunuyor. Köyün taş döşeli sokakları Rum ve Osmanlı mimarisini andırırken, ahşap ve cumbalı evlerde de bu mimarinin izleri görülüyor.
Ancak köyde restore edilmeyi bekleyen hala birçok yapı bulunuyor. Ana caddedeki evler restore edilirken, özellikle ara sokaklarda kalan konaklara ise henüz dokunulmamış. Tahrip edilen yapıların çelik konstriksiyon ile çökmesi engellenmeye çalışılırken, taş yapıların bir kısmı yıkılmış durumda. Yine bazı taş evlerin üzerine betonarme evler yapılması engellenmemiş, tarihi surların bulunduğu bir alana ise yeni bir konak inşa edilmiş durumda.
Haber: Tolga Güney / MA