Asrın Hukuk Bürosu ile insan ve hukuk örgütlerinin tüm başvurularına rağmen İmralı’daki mutlak tecrit 27’nci ayını geride bıraktı
Uluslararası komployla Türkiye’ye getirildiği 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde bulunan Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’a uygulanan mutlak tecrit 27’nci ayını geride bıraktı.
“Koster bozuk”, “Hava muhalefeti” gibi gerekçelerle 27 Temmuz 2011’den itibaren avukatları ile görüştürülmeyen Abdullah Öcalan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlatılan ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevleriyle oluşan kamuoyu baskısı sonucu 2019 yılında avukatları ile 5 kez görüşme gerçekleştirebildi.
Ailesiyle temas kurduğu son tarih ise, 25 Mart 2021 tarihi oldu. Abdullah Öcalan’ın bu tarihte kardeşi Mehmet Öcalan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi ise 4 buçuk dakikanın ardından kesildi.
Abdullah Öcalan, kardeşi ile yaptığı kesintili telefon görüşmesinde aile ve avukat görüş engeline dair şu tespitlerde bulundu:
“Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa, bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir.”
416 başvuru yanıtsız
Bu görüşmenin ardından Abdullah Öcalan’ın sesinin dışarıya yansıması ısrarla engellendi. Bu engellemeye dair avukatların Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı Cezaevi’ne yaptığı başvurulara olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmedi.
Abdullah Öcalan’ın ve diğer tutuklulara yönelik tecride ilişkin Asrın Hukuk Bürosu’nun, 25 Mart 2021 tarihli yapılan son telefon görüşmesinden bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı Cezaevi’ne yaptığı en az 290 avukat ve 126 aile olmak üzere toplam 416 görüşme başvurusuna herhangi bir yanıt verilmedi.
Disiplin cezaları
Avukatlar, bu iki kuruma yapılan başvuruların yanıtsız bırakılması üzerine 30 Mart 2021’de Bursa İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulundu. Avukatların talebi aynı gün reddedildi. Bu başvuru sonrası 29 Ocak 2021’de, avukat ve aile görüşünü engelleyen bir disiplin cezası olduğu ortaya çıktı. Haber alamama hali nedeniyle avukatlar 22 Kasım 2021’de tekrardan hakimliğe başvuru yaptı. Başvuruda, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne (İHK) ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) tarafından yapılan tespitlere dikkat çekilerek, “İncommunicado (Alı koyma-mutlak iletişimsizlik)” haline dikkat çekildi. Ancak bu başvuruda reddedildi. Bununla birlikte İmralı Disiplin Kurulu’nun, aile ziyaretini 3 ay süreyle engelleyen “disiplin” cezası verdiği, 12 Ekim 2021’de de hakimlik tarafından 6 aylık avukat yasağı kararının verildiği öğrenildi.
AK Başvurusu
Süreç içerisinde bir diğer önemli gelişme ise, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı’nın (TOHAV), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 18 Mart 2014’de Abdullah Öcalan’ın ömür boyu cezaevinde tutulmasının “işkence” olduğuna dair kararın yerine getirilmesi için 26 Temmuz’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) başvurması oldu.
Komite, sivil toplum örgütlerinin girişimiyle 7 yıl sonra konuyu gündemine alarak, 30 Kasım-2 Aralık arasında yapacağı toplantı öncesi Türkiye’den STÖ’lerin bildirimine ve kararların yerine getirilmesi sürecine dair bilgi istedi. Toplantının ardından 3 Aralık 2021’de kararını açıklayan Komite, “Öcalan-2” kararında halihazırda indirilemez ve inceleme imkanı olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olup, tutuklu bulunan kişilerin sayısı hakkında bilgi istedi. Komite, Türkiye’yi genel tedbirlerin uygulanmasında kaydedilen ilerleme hakkında en geç 2022’nin Eylül ayı sonuna kadar bilgi sunmaya davet etti. Türkiye, yıl içinde verdiği yanıtlarda, Abdullah Öcalan’a uygulanan infaz rejiminin “istisna” olduğunu kabul etti.
AYM’nin yanıtı
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 1 Ekim 2021’de Bursa İnfaz Hakimliği’ne bu kapsamda başvuru yaptı. Hakimlik, AİHM’in kararını görmezden gelerek, AYM’yi işaret etti. Bunun üzerine avukatlar aynı taleple 3 Aralık 2021’de AYM’ye başvurdu. Ayrıca avukatlar, bütün hakim ve savcılar hakkında 22 Aralık 2021’de Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK) ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Avukatlar, idare ve yargı mercilerinin bu işlem ve uygulamalarının durdurulması ve son bulması için 24 Aralık 2021’de AYM’ye tedbir kararı alınması için başvuruda bulundu. AYM, 12 Ocak 2022’de bu talebi reddetti.
775 avukattan başvuru
2021 yılında yerel düzeyde yapılan başvurular dışında yüksek mahkeme niteliğinde olan AYM’ye 19, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de 5 başvuruda bulunuldu. Bu başvurularla birlikte Anayasa Mahkemesi’nde 79 bireysel başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) ise 12 başvuru derdest durumda.
2021 yılı boyunca avukatlar, Türkiye Barolar Birliği (TBB), barolara ve Meclis’e, aynı zamanda ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlerine tecridi takip etme ve ziyaret gerçekleştirmenin yanı sıra Adalet Bakanlığı’na randevu talebiyle başvuru yaptı. Ancak Bakanlık, bugüne değin bir yanıt vermiş değil. Abdullah Öcalan ve diğer tutuklulardan haber alınamama hali, hukuk örgütlerini de harekete geçirdi. Özgürlük için Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) aralarında bulunduğu hukuk örgütleri, Abdullah Öcalan ile görüşülmesi için imza kampanyası başlattı. 29 baroya kayıtlı 775 hukukçu, Abdullah Öcalan ile görüşülmesi için imza vererek, 10-17 Haziran 2021’de tarihinde Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Ancak Bakanlık, avukatların başvurusuna da cevap vermedi.
Uluslararası hukukçuların gündeminde
Avrupa ve Ortadoğu’da bulunan avukatlar da Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Dünya genelinde 22 ülkeden 350 avukat, İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle 14 Eylül 2022’de Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. İmralı’da bir yılı aşkın bir süredir sürdürülen haber alınamama haliyle derinleştirilen tecrit halinin işkencenin önlenmesi konusunda uluslararası ihlal teşkil ettiğini belirten avukatlar, aynı başvuruyu Avrupa Barolar Birliği, Türkiye Barolar Birliği ve uluslararası insan hakları örgütlerine de yaptı. Avukatlar, yaptıkları başvuruyu Belçika’nın başkenti Brüksel’de Avrupa Basın Kulübü’nde düzenledikleri basın toplantısıyla duyurdu.
Sonrasında Fas, Filistin, Federe Kürdistan Bölgesi, Kuzey ve Doğu Suriye, Irak, Lübnan, Mısır, Suriye ve Ürdün’de bulunan 756 avukat da görüş için harekete geçti. Abdullah Öcalan ve diğer tutukluların ağır tecrit koşullarında tutulduğunu belirten avukatlar, “Sayın Öcalan’ı ve İmralı’da bulunan diğer tutukluların haklarını savunmak için harekete geçiyoruz” diyerek, bu durumun Kürt-Arap birliğinin tarihi adımı olarak yorumladıklarını kamuoyuna duyurdu. Avukatlar, ayrıca Abdullah Öcalan ve diğer tutukluların fiziki özgürlüğü için mücadele edeceklerini vurguladı.
Kuzey ve Doğu Suriye, Tartus, Halep, Humus ve Lazkiye’den 691 avukat ise, 19 Eylül 2022 tarihinde Qamişlo’da bulunan Toplumsal Adalet Meclisi önünde bir araya gelerek, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride tepki gösterdi. Avukatlar, Adalet Bakanlığı’na mektup göndererek, tecridin sonlandırılmasını istedi.
CPT’nin İmralı ziyareti
Türkiye’deki hukuk örgütlerinin yanı sıra Ortadoğu ve Avrupa olmak üzere yüzlerce avukatın yaptığı başvuruların ardından Avrupa Konseyi’ne (AK) bağlı Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), 20-29 Eylül tarihlerinde İmralı’yı ziyaret ettiğini açıkladı. Her ne kadar İmralı’yı ziyaret ettiğini duyursa da CPT, ziyaretin içeriğine dair herhangi bir bilgilendirme yapmadı. CPT 2’nci Başkan Yardımcısı Therese Rytter, yaptıkları ziyarete ilişkin Mezopotamya Ajansı’na şu açıklamada bulundu: “Türkiye’deki tüm mahkumları ziyaret ettiğimizi söyleyebilirim ama bulgularımızı açıklayamam. Bunlar, raporun kamuoyuna açıklanması durumunda açıklanacak.”
Rytter, ziyarete ilişkin hazırladıkları raporu onaylayıp 2023 yılının Mart ayında Türkiye’ye göndereceklerini ifade ederek, “Türkiye’nin yanıt vermesi için 6 ay süresi olacak ve ardından CPT raporunu yayınlamak isteyip istemediğine karar verecek. Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese engelsiz erişime sahibiz” dedi.
Yapılan bu ziyaret ve açıklamalar, Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan diğer tutuklulara dair kaygıları daha da arttırdı. Asrın Hukuk Bürosu’nun yaptığı açıklamada, CPT’nin bir an önce kamuoyuna bir açıklama yapmasını ve tecrit koşullarının ortadan kaldırılması için gerekli prosedürleri işletmesi talebinde bulundu.
CPT raporunu tamamladı
CPT, Eylül 2022’de yaptıkları ziyarete dair oluşturdukları raporu, Türkiye’ye teslim ettiklerini aktardı. CPT, “Türkiye’ye yapılan Ad Hoc ziyaretler başlığı altında yapılan ziyarete ilişkin rapor, CPT tarafından Mart 2023’ün başlarında kabul edildi ve ardından Türk makamlarına iletildi. Raporun ne zaman açıklanıp açıklanmayacağına ise yetkililer karar verecek” açıklaması yaptı.
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 14 Mart’ta Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a açık mektup göndererek, Abdullah Öcalan’ın rehine statüsünde tutulduğuna işaret etti. 16 Mart’a ise CPT, İmralı’ya giden heyetin raporunu tamamlandığını ve kabul ettiğini duyurdu. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, deprem nedeniyle müvekkilleri görüşmek için yaptıkları başvuruların reddedilmesi nedeniyle 17 Mart’a AYM’ye başvurdu.
Asrın Hukuk Bürosu, ayrıca CPT’nin İmralı ziyaretinden hemen önce Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular hakkında İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 9 Eylül’de 3 aylık “disiplin” cezası verdiği ve bunun 28 Eylül’de kesinleştiğini açıkladı.
Bakanlık’tan görüş istendi
Son 8 yıl içerisinde Asrın Hukuk Bürosu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvurulardan 23’üne ilişkin Adalet Bakanlığı’ndan görüş istendi. Bakanlık, avukat yasakları, aile disiplin yasakları, telefon hakkı, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde İmralı’daki yasaklara ve benzer pek çok konuya dair AYM’ye görüş sundu.
Bakanlığın, avukat ve aile görüşlerinin engellenmesine dair 24 Mart’ta AYM’ye sunduğu görüşte, İmralı’da “kötü muamelenin” olmadığını, görüşmelerde “elde olmayan sebeplerden” dolayı aksaklıklar yaşandığını ve bu durumun “makul” olduğunu ileri sürdü.
Görüşme engeli
Tecrit ve görüşme engellerinin devam ettiği ve kaygıların derinleştiği dönemde siyasi partilerin başvuruları da oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay ile HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 20 Ekim’de Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Daha sonraki süreçlerde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ile birçok HDP milletvekili de Abdullah Öcalan’la görüşmek için başvuruda bulundu.
12 Ekim 2021’de de hakimlik tarafından verilen 6 aylık avukat yasağı kararı, 22 Nisan 2022’de sona erdi. Yasak süresinin dolması üzerine avukatlar müvekkilleri ile görüşmek için yaptıkları başvurulara herhangi bir yanıt alamadı. Bunun üzerine avukatlar 29 Nisan’da bir kez daha Bursa İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulundu. Reddedilen başvuruya, 13 Nisan’da verilen 6 aylık yeni bir avukat görüş yasağı gerekçe gösterildi. Yasağa konu gerekçe hakkında da avukatlara herhangi bir bilgi verilmedi.
BM süreci devam ediyor
Avukatlar, 9 Eylül 2022’de verilen disiplin cezasının 9 Aralık’ta sona ermesi sonrası 15 ve 23 Aralık 2022 ile 3 Ocak 2023’te hem cezaevi hem de savcılığa 3 ayrı başvuru yaptı. Ancak bu başvurular da sonuçsuz kaldı. Bursa İnfaz Hakimliği, 4 Ocak’ta Abdullah Öcalan ve diğer tutuklulara 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı verildiğini avukatlara bildirdi. Gerekçe “disiplin cezası” olarak açıklanırken, cezanın neden verildiği ve ceza tarihine dair herhangi bir bilgi paylaşılmadı. Avukatlar, 10 Ocak’ta karara itiraz etti. Bursa Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gün başvuruyu reddetti.
2022 yıllı boyunca yapılan avukat, aile ve vasi görüşmesine dair başvuruların tümü disiplin cezaları ve yasak kararları gerekçe gösterilerek reddedildi. Son olarak Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 2022’nin sonlarında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne başvuruda bulundu. Komite, bu başvuruyu Türkiye’ye göndererek, mutlak iletişimsizlik hali olan “incommunicado” haline son verilmesi ve avukatların derhal kesintisiz bir şekilde müvekkilleri ile görüştürülmesini de içeren geçici tedbir talebinde bulundu.
Haber: Ergin Çağlar / MA