Koza Altın’ın TVF’ye devri ve ardından özelleştirmesinin gündeme gelmesi beklenirken, Nisan’dan bu yana Türkiye’nin dört bir yanında ya alan genişletiyor ya da yeni maden sahaları açmaya devam ediyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Koza Altın’ın eski sahibi ve Fetöcü olarak anılan Akın İpek, Fettullah Gülen’in Türkiye’de iktidar üzerinde etkili olduğu dönemde hızla büyümüş ve bu büyüme içinde altın madenciliği özel bir yer tutmuştu. İpek, İngiltere’de uluslarası tahkim mahkemesine açtığı davayı kaybetti ve hemen ardından Türkiye’de ise yargıtay Nisan’da verdiği kararla Akın İpek’in taleplerini reddetti. Bu gelişmelere paralel olarak Koza Altın’ın kayyum yönetimi agresif bir tarzda Türkiye’nin dört bir yanında altın madenleri açma girişimlerine hız verdi.
Müsadere kararı onandı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 15 Nisan 2023 tarihinde Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Koza Holding hakkında aldığı müsadere kararını düzelterek onadı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyum olarak görevlendirildiği Koza Holding bünyesindeki tüm şirketler, ‘iyi niyetli pay sahiplerinin/yatırımcıların pay ve hakları korumak’ iddialarıyla Hazine’ye devredildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ayrıca, şirketlerde hissedar olan ‘İpek’ soyadlı bazı sanıklar hakkında verilen silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne yardım etme, Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet gibi suçlardan aldıkları mahkumiyet kararını da onadı.
İpek, tahkim davasını kaybetti
Yargıtay tarafından cezası onanan ve FETÖ firarisi olarak nitelenen Akın İpek, Londra’daki Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi’nde (ICSID) açtığı 6 milyar dolarlık davayı da Yargıtay’ın aldığı karar öncesi kaybetmişti. Tüm bu gelişmeler koronavirüs sonrası döviz krizine giren AKP Japonya, Katar ve diğer birçok ülkelerle swap anlaşmaları yapılırken, anlaşmalarda öne çıkan ülkenin İngiltere olduğu belirtilmişti. CHP G. Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yönelik “Londra’daki bir avuç tefeciye hergün 58 milyon faiz ödeniyor” sözleri dikkat çekerken, ICSID kararı bu bağlamda yapılan değerlendirmelerinde ‘beklenen sonuç’ yorumları yapıldı.
Kayseri, Eskişehir ve Giresun
Halen TMSF’nin görevlendirdiği kayyum tarafından yönetilen Koza Altın, sadece son 1 yılda 30’a yakın yeni proje için başvuru yaptı. Son günlerde ise Giresun, Kayseri ve Eskişehir’de aynı zaman diliminde hızla harekete geçmesi merak uyandırıyor. Kayseri ili sınırları içerisinde Koza’ya ait 5 işletme var. En son Himmetdede Altın Madeni’nin yaklaşık 10 km güneyinde yer alan Kaşköy Projesi ruhsatına mücavir (bitişik) durumda bulunan saha, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından 13 Haziran 2023 gerçekleştirilen 264. Grup İhalesi’nde bulunan ve ihale talebi Koza’dan gelen sahanın ihale sonucunda 21 milyon TL bedelle kullanım hakkı Koza’ya geçti.
Cevher Çanakkale ve Konya’dan Koza Altın, bir diğer adımı ise Eskişehir’de attı. Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde siyanür liçi yaptıkları bölgede, üçüncü atık depolama tesis inşası için proje başlattı. Proje kapsamında, mevcut maden atık depolama hacmi arttırılarak, atıkların depolanması için 5 milyon 519 bin metreküp kapasiteye sahip yeni bir Maden Atık Depolama Tesisi (MADT-3) yapılma hazırlığına girişildi. Proje kapsamındaki 2 bin 700 bin ton cevher, Çanakkale ve Konya Karapınar İlçesi’nde yer alan Koza Altın İşletmeleri’ne ait Altın ve Gümüş madenlerinden Eskişehir’e taşınacak ve burada siyanür liçi ile altın elde edilecek.
‘ÇED gerekli değil’
Koza altın son bir yıl içinde Giresun’da 9 altın madeni açmak için girişimlerde bulundu. En son Giresun’un Espiye ve Dereli ilçelerinde 2 maden başvurusu daha yapan şirket, çıkan cevheri Gümüşhane’deki siyanür liç havuzlarında işleyeceği belirtiliyor. Dereli ilçesi Kızıltaş köyünde altın, gümüş, bakır, çinko, kurşun madeni çıkartmak isteyen şirket Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yaptığı dosyada, yıllık ortalama 59 bin ton cevher çıkarılacağı belirtildi. Espiye’nin Ercik köyü mevkiinde ise bakır, çinko, kurşun madeni için yapılan şirket başvurusunu Dereli ile aynı gün yapması manidar bir durum. Burada ise yılda 25 bin 600 ton cevher üretimi gerçekleştireceği belirtilmesine karşın gerçekler bununla sınırlı değil.
Maden Yasası şirketler için
Üretileceği bildirilen cevher miktarları gerçeği yansıtmama olasılığı çok yüksek. Bildirilen miktar, hazırladıkları ÇED dosyasında belirtildiği şekliyle, madenciliği 25 hektar altında yapılacağı iddiasıyla parelellik taşıması önemli bir ayrıntı. Maden şirketlerinin yararına, doğal yaşamın ise zararına olacak biçimde çıkarılan Maden Yasası’na göre 25 hektar ve altı maden ocakları ÇED sürecinden muhaf tutulmakta. Hazırladıkları başvuru dosyasındaki bilgiler inandırıcı olmaktan çok uzak. Bu başvuruyla 25 hektar üzerinden bölgeyi tamamen yok edecek olması halinde bile Valilikten ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alması hiç zor değil.
Koza Altın TVF’ye mi geçiyor?
2021 yılı başında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, fonun kayyumluğundaki şirketlere yönelik yol haritasının çizilmesi için hukuki süreçlerin kesinleşmesi gerektiğini belirterek, “Koza Altın’ı eğer hukuki süreçleri kesinleşirse Türkiye Varlık Fonuna devredebiliriz” demişti.
Hukuki süreçlerin bittiği bu günlerde Koza Altın’ın yatırımlarını sürekli arttırıp yeni alanlar açmaya çalışması bir değerlenme süreci olduğuna ve devir gününün yaklaştığına işaret etmekte.
Koza satılacak mı?
Diğer taraftan TVF şirketleriyle ilgilendikleri konuşulan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar’dan para ve yatırım bekleyen iktidarın bir hazırlık içinde olma ihtimali yüksek. Ekonominin başına getirilen Mehmet Şimşek’in ise İngiliz sermaye tarafından alacaklarını tahsil için gönderildiği iddialarının yapılması dikkat çekici. Tüm bu gelişmeler TVF elinde bulunan kamu şirketlerinin yakın zamanda özelleştirilme süreçlerinin başlayacağına işaret ederken, Koza Altın’da bu bağlamda hisse satışı ile kontrolün devredilebileceği ihtimali olgunlaşmakta.
‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’
Koza Davetiye sahibi Akın İpek, R.T. Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ ifadesiyle ima ettiği Fettullah Gülen’in sağ kolu olarak anılmaktadır. Gülen’le Erdoğan’ın yaşadıkları ‘sorunlar’ sonrası Akın İpek’in şirketlerine TMSF tarafından el konulurken, kendisi halen firari olarak İngiltere’de yaşıyor. TMSF’nin atadığı kayyum yönetimiyle birlikte Koza Altın’ın önündeki tüm engeller, geçmişte olduğu gibi ortadan kaldırılarak, şirket adeta ‘devlet’ şirketi halini alırken, büyük bir yağma özgürlüğü sağlandı.
Yerli ya da yabancı farketmez
Geçtiğimiz 2021 yılı Mart ayında Koza Altın’la ilgili açıklama yapan TMSF eski Başkanı Muhiddin Gülal, Koza Altın’ın TVF’ye devredilebileceğini belirterek, “Sonuçta Varlık Fonu, Türk Madencilik A.Ş. diye firma kurdu. Koza Altın ülkede üretilen altının üçte birini üretiyordu. Yerli ya da yabancı ‘Talibiz’ derse satışı da mümkün olabilir” dedi. Gülal ayrıca, Koza Altın’ın Ağrı’da 300 milyon dolar yatırım ile yeni bir altın madeni kuracaklarını belirterek, “Koza’da 2022-2023’de 15 ton altın çıkarmayı hedefliyoruz” ifadeleri dikkat çekiciydi. İktidarın 2023 yılıyla birlikte TVF ve TMSF elinde bulunan tüm varlıklarını satabileceği iddiaları yapılırken, Koza Altın’ın yeni maden lisans ve sahalarına sahip olması değerini arttırmakta.
Altın madenleri yaşamı öldürür
Hatırlayacağımız gibi Türkiye’de ilk kitlesel çevre mücadelesi İzmir Bergama’da ortaya çıkmıştı. 1989 yılında Eurogold Madencilik A.Ş. ile başlayan altın macerası en son Koza madenciliğe devri ile sürdü. Bu devir işlerinin hangi yollarla sağlandığı üzerinde durmayacağız. Ancak bir hatırlatma da bulunmak gerekiyor. R. T. Erdoğan’ın Fettullah Gülen grubuyla arası açıldığında “ne istediler de vermedik” sözleri bu süreçlerin nasıl işlediğini gösteriyordu. Karadeniz Bölgesi’nde halkın büyük direnişlerine rağmen açılması sağlanan ‘Yeşil Yol’un madenler için yapıldığı gerçeği gün geçtikçe netleşmekte.
Eşme ve İliç Altın madenleri
İliç’te 60 milyon ton siyanür havuzuyla bölge, Fırat Nehri ve tüm havza yok edilmeye hazırlanıyor. Altın madeni atık havuzunda yaşanan boru patlaması sonucu resmi açıklamalara göre 20 ton siyanür yüklü atığın çevreye yayıldığı iddia edilirken, atık borusunun ancak sabah saat 5’te patladığının farkedilmiş olması iddia edilen atığın 20 tondan çok daha fazla olacağını düşündürüyor. İliç gibi Uşak Eşme’de de açık liç yöntemiyle işletilen altın madeninde, her biri 1600 metre uzunluğunda ve 10 metre yüksekliğindeki maden yığınları üzerine siyanür yağmurlaması yapılarak altın elde edilmektedir. Yöredeki hayvanlarda, anomali doğum, ölü doğum gibi yüzlerce olay yaşandı. 2009 yılında, aşırı yağışlar sırasında oluşan bir kaza sonucu, Eşme’de binlerce insanda siyanür zehirlenmesi bulguları görüldü. İzmir Tabip Odası tarafından alınan 9 adet kan örneğinin hepsinde, sağlık örgütünün izin verdiği maksimum dozun 40–120 kat fazlası siyanür bulgusuna rastlandı.