Uluslararası tekellere hizmet eden politikalar sonucunda tarımın mahvedilmesi üzerine çok şey yazıldı bugüne kadar ama bu kez bizzat üreticiler anlatıyor. Bir dayanışma grubunun hazırladığı belgesel, hepimizi uyarıyor
M. Ender Öndeş / İstanbul
Türkiye’nin neoliberal politikalar sonucunda çökertilen ve adeta uçurumun kenarına getirilen tarımı, bir belgesele konu oldu. Tarımsal alanda yakın zamana kadar kendine yeterli bir ülke olan, hatta birçok tarımsal ürünü ihraç eden Türkiye, bugün itibariyle buğdayı dahi ithal eder duruma düştü. Dışa bağımlılık, girdi maliyetlerinin yüksekliği, çiftçi nüfusunun azalması ve yaşlanması, gençlerin tarımı bir meslek alanı olarak tercih etmemesi, tarımsal alanların ranta kurban edilmesinin sonuçları, başta ülkemiz halkları olmak üzere insanlık açısından da büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bütün bunları kendisine dert edinen bir dayanışma grubu, geçtiğimiz süreçte, Türkiye’nin bir ucundan öteki ucuna giderek 21 çiftçiyle görüştü, çekimler yaptı. Daha doğrusu, bütün bu yapım-yönetim-çekim işlerinin tümü, zaten birbiriyle ilişkili olan kooperatiflerin ortak çalışması olarak bir dayanışmayla gerçekleştirildi. O yüzden filmin künyesi de bu dayanışmayı ifade ediyor.
Bir fikir ve dayanışma
Yönetmenlerden Burak Yücel, şöyle anlatıyor o süreci: “Kapıdaki Kıtlık filminin ekibinin de bulunduğu yurttaşlar olarak, 2019 yılında Kadıköy’ün Kozyatağı semtinde Salkım Gıda Kooperatifi’ni kurduk. Ülkemiz çiftçisinin ürününün kentteki insanlara aracısız biçimde ulaşması, gıda egemenliğinin ülkemiz çiftçisinin elinde olması, doğaya ve ekolojiye saygılı, ona zarar vermeyen bir üretim modelinin desteklenmesi gibi pek çok ilke eşliğinde açtık kooperatifimizi. 2022 yılının Nisan ayında ülkemiz tarımına bütünsel bir perspektifle bakan bir belgesel film yapıp yapamayacağımızı konuşmaya başladık kendi aramızda. Sonrasında fikrimizi diğer gıda kooperatiflerinden dostlarımızla paylaştık. Artvin Arıcılar Birliği, Besnili Kadınlar Kadın Girişimi ve Üretim ve İşletme Kooperatifi, Divriği Üretim ve Pazarlama Kooperatifi, Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, MoniBostan, Ovacık Kooperatifi, Salkım Kooperatifi, Şana Yaşam Köyü ve Urla Kadın Kooperatifi olarak bu filmi ortak bir dayanışma bütçesi oluşturarak çekmeye karar verdik.”
Sekiz ayda yedi bölge
Böylece 2022 yılının Ağustos ayında başlayan çekimler yaklaşık sekiz ay sürmüş. Yücel’in anlatımıyla, “Sırasıyla şu illere gittik: Ankara, Sivas-Divriği, Adıyaman-Besni, Diyarbakır, Tunceli-Ovacık, Rize-Fındıklı, Artvin-Hopa, Düzce-Akçakoca, Sakarya, İzmir, Antalya. Belgesel kapsamında ve toplamda yirmi bir çiftçi, üretici, üretim kooperatifi ile yüz yüze röportajlar yaptık. Bu belgesel ile biz de bilmediğimiz pek çok şey öğrendik.”
Bu süreçteki izlenimlerinin bir bölümünü de şöyle özetliyor Yücel: “Üreticiler maalesef geleceğe umutla bakamıyorlar. Pek çoğu karamsar. Bazıları çiftçiliği birkaç seneye bırakacağını, bazıları ise kendi çocuklarının dahi çiftçilik yapmadıklarını, kentlere göç ettiklerini ifade ediyor. Çok samimi bir biçimde ifade etmek isteriz ki, binlerce kilometre yol yaptık, yedi coğrafi bölgeyi dolaştık, onlarca çiftçi ile söyleştik, röportaj yaptık. Bu sekiz aylık mesai içerisinde yirmili yaşlarda bir tane bile çiftçiye rastlamadık. Toprağını terk etmeyen, toprağını işlemekten mutlu olan genç insan göremedik diyebilirim. Köylerin genç nüfusu büyük oranda kentlere kay(dırıl)mış durumda. Kentlerde genç ve ucuz emeğe ihtiyacı var çünkü sermayenin. Köylülüğün sınırlandırılması, baskı altına alınması bu anlamda sermayenin ajandasındaki başlıklardan biri.”
Yıkımı önlemek için
Sonuçta, ‘Kapıdaki Kıtlık’, tarımdaki büyük yıkımı özetlerken, yaklaşan felaketle ilgili açık bir uyarı yapıyor. Filmin tanıtımında özetleniyor bu uyarı: “Kapitalizm insanlık için her gün daha büyük bir felaket haline geliyor. Kapıdaki Kıtlık, kapitalist üretim ilişkileri içerisine hapsedilen ülkemiz tarımının son yirmi yılda nereden nereye geldiğini irdeleyen bir çalışma. Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden toplamda yirmi çiftçi, dertlerini, özlemlerini ve çözüm önerilerini haykırıyorlar Kapıdaki Kıtlık’ta.”
Filmin önerisi ise yeterince somut: “Çözüm üreticilerin ve tüketicilerin örgütlenmesidir. Örgütlenerek kendi temel hakları için mücadele etmesi, ülkeyi yönetenlerden haklarını talep etmesidir. Bugün için en acil ve yakıcı ihtiyaç budur.”
Kadın emeğine yoğunlaştık
Yücel, çalışma sırasında kadınlara özellikle yöneldiklerini belirterek şunları söylüyor: “Görüşme yaptığımız üreticiler arasında kadın kooperatifleri var. Bireysel kadın üreticiler de var. Bu bizim açımızdan özel bir tercihti, evet. Kadın emeğinin daha görünür olması noktasında özel bir çaba sarf etmeye çalıştık. Kadınlar sadece tarımda değil yaşamın hemen her alanında esasında çok üretken ve ön planda. Fakat erkek egemenliği üzerine bina edilmiş olan sistem, onların bu emeklerini yok sayıyor. Dolayısıyla kadın emeğinin öne çıkartılmasının özel bir anlamı var filmde.”
Gösterimler sürecek
Kapıdaki Kıtlık’a emek verenler, Türkiye’nin pek çok noktasında halka açık ücretsiz gösterimler planlıyor. Özellikle çekim yapılan bölgelerde gösterimler düzenlenecek. Takvim henüz netleşmiş değil ama ilgi duyanların @kapidakikitlikfilm instagram adresi üzerinden takip ederek haberdar olmaları mümkün.
Film Künyesi:
Yönetmen: Burak Yücel-Gül Aslan
Görüntü Yönetmenliği: Ümit Turhan Coşkun-Burak Yücel
Kurgu: Gül Aslan, Mehtap Gülcihan, Burak Yücel, Ümit Turhan Coşkun
Proje Danışmanı: Murat Kapıkıran (TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı)
Müzik: Cem Erdost İleri-Kerem Ulaş Dönmez (Karoft)
Ses miksaj: Kerem Ulaş Dönmez (Karoft)
Afiş Tasarım: Mehtap Gülcihan-Fatma Gökçek