Siyaset Bilimci Doç. Dr. Utku Balaban, milliyetçiliğe karşı işçilerin örgütlenmesi ve dayanışma ağlarının oluşturulması gerektiğini ifade etti
Cumhur İttifakı’nın 14 Mayıs seçimlerinde yürüttüğü politika ve “milliyetçi” dil, ikinci tur seçimlerinde Millet İttifakı’nın da bu dili tercih etmesiyle toplumsal kutuplaştırmayı derinleştirdi. Bu siyaset ise Meclis’te milliyetçi bir tablo oluşturdu.
MA’dan Ömer İbrahimoğlu’na konuşan Xavier Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Utku Balaban, milliyetçiliğin panzerinin işçi örgütlenmesi olduğunu ifade etti
Sosyalizm dalgasının karşısında milliyetçilik
AKP iktidarının 20 yıllık ülke yönetiminde yaşadığı her ekonomik kriz karşısında toplumu konsolide etmek için milliyetçi ve ırkçı bir politika izlediğini kaydeden Balaban, iktidarın bu dönemlerde krizleri perdelemek için toplumda işçi sömürüsüne dayalı “yüksek” istihdam ortamı yarattığını söyledi. Balaban, iktidarın bu politik hamlesini de kendi tabanını bir arada tutmak için hayata geçirdiğini aktardı. Türkiye’de işçi sınıfı ile Kürt hareketinin 1990’lı yıllardaki yükselişi karşısında iktidarın ırkçı politikaları yükselttiğini dile getiren Balaban, “Bu dönemde Kürt hareketi ile TSK arasındaki çatışmanın etkisi ve ülkede yaşanan istikrarsızlıkla beraber işçi sınıfının yaratabileceği ‘sol’ dalganın önüne geçilebilmesi için yine milliyetçilik gerekiyordu. Bu milliyetçilik yeni bir sosyalizm dalgasına karşı yapıldı. Tabi bu milliyetçilik sadece silahla ve askeri usullerle gelişmedi, söylemde ve fiili hükümet politikalarında köpürtüldü” diye belirtti.
Çözüm işçi dayanışmasında
AKP’nin bu politikaları stratejiye dönüştürdüğünü ve uyguladığını sözlerine ekleyen Balaban, seçim süreci öncesinde de seçmenin yüzde 70’i ila 80’ini oluşturan işçiler için de krizi perdelemenin istihdam oranını arttırdığının altını çizdi. Toplumun yüzde 80’inin işçi olduğuna dikkat çeken Balaban, yüzde 20’nin ise “sömürü” sınıfı olduğunu ifade etti. Ülkede yıllar içerisinde burjuvanın ulusal çerçevede önü alınamayacak bir kudrete ulaştığını vurgulayan Balaban, ekonomideki gidişattan dolayı ülkede orta sınıfın ortaya çıktığını belirterek, işçi sınıfının orta sınıfla yaratacağı ittifakın işçilerin yararına olacağını söyledi.
Balaban, “Bu bağlamda Türk, Kürt ve mülteci işçilerin arasında oluşabilecek bir bütünleşme, bir sınıf dayanışması, milliyetçiliğe karşı ana ilaçtır. Türk, Kürt ve mülteci işçi sınıfı birleşebilir mi, bunu ele almak gerekir. Oysaki şu anda durum bunun tam tersi. Bir konfeksiyon atölyesini ele alalım, Kürt işçiler çok fazla göç etti İstanbul’a örneğin. Ve bir Türk işçi, ‘benim işime ortak olacaklar’ diyor. Şu an ise hem Türk hem de Kürt işçiler, ‘mülteciler bizim işimizi elimizden alacaklar’ yaklaşımıyla hareket ediyorlar. Kürtler, Türk ve mülteci işçiler ile ortak bir işçi sınıfı yaratmalı” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ